DÜNYA

Sivas’ın hesabını emekçiler soracak!

Devletin üzerini örtüp unutturmaya çalıştığı bu vahşi katliamın hesabını sormak işçi sınıfı ve emekçilere düşüyor.

sivas katliamı

YAŞANACAK DÜNYA– Otuzüç aydın ve sanatçının diri diri yakıldığı bir tarihtir 2 Temmuz 1993… Pir Sultan Şenlikleri için Sivas’ta bulunan ilerici aydın ve sanatçıların kaldığı Madımak Oteli’nin içindekilerle birlikte ateşe verildiği gün.

Planlı ve göstere göstere gelen katliamın, bırakalım devlet güçleri tarafından engellenmesini, tam aksine onlar katliamı gerçekleştirenlerin işini kolaylaştıran bir rol üstlendiler. Aradan 24 yıl geçti. Devlet bu vahşi katliamın üzerini örtmeye devam ediyor hala… Hesabını sormak işçi sınıfı ve emekçilere, ezilen halklara, onların örgütlü güçlerine düşüyor.

Önceki yıllarda Çorum’da Maraş’ta olduğu gibi Sivas katliamından sonra da yeni Çorum’lar, Sivas’lar anlamına gelen katliamlarla karşılaştık.

Sivas’ın sönmeyen ateşi Roboski’den Lice’ye; Soma’dan her gün en az beş işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetlerine; Gezi’den Sur, Silopi, Nusaybin, Cizre, Şırnak’a, besleme İŞİD ya da türevlerinin gerçekleştirdikleri Reyhanlı’ya, Suruç ve Ankara’ya, sayısız katliamlarla sürüyor.

Ortadoğu’da açılan karanlık sayfalardan Sivas’ı tezgahlayanların devamcısı besleme caniler fırlıyor! İŞİD’ler, El Nusra’lar şimdi Sivas’ta diri diri yakmayı tezgahlayan ve izleyen zihniyetin en uç ifadesi oluyorlar!

Kirli çıkarlar uğruna halkları birbirine kırdırtacak mezhepçi söylem yeni düşmanlıklara zemin hazırlıyor. Suriye’de kaynatılan cadı kazanına dökülen benzin, Alevi-Sünni kışkırtmalarıyla Türkiye’deki toplumsal kutuplaşmayı besliyor. Yüzlerce işçinin kırımdan geçirildiği Soma’nın, Cizre ve diğer Kürt illerindeki katliamların ebeliğini yapan sömürücü sistemin o korkunç sureti bile bu kutuplaştırma üzerinden perdelenmeye çalışılıyor.

Faşist devletin dolaysızca yapamadıklarını elinin altında tuttuğu gerici güruhlara, faşist örgütlenmelere yaptırmasıydı yaşadığımız. Burjuvazinin saltanatını korumak için tepeden tırnağa silahlandırılmış devlet aygıtının Sivas’ta sahnelenecek bu katliam için önceden yapılan hazırlığa ve katliamın yaşandığı 8 saat boyunca olup bitenlere seyirci kalması bile bunun somut ifadesiydi.

2 Temmuz 1993 kendisini yineliyor, bu sömürü ve zulüm düzeni varoldukça yinelemeye devam edecek!.. Adı, yeri, tezgahı sahneleyenlerin kimlikleri değişse de devamlılık değişmeyecek. Bizler bu tezgaları emeğin kardeşliği ile bozmadıkça, zulme ve sömürüye karşı o kardeşlik dilini kuşanıp haykırmadıkça, onu temellerinden sarsmadıkça!..

Gerek bölgesel, gerekse içerde biriken ve içiçe geçen sayısız kriz dinamiği yeni Sivas’ların sahnelenmesiyle geçiştirilmeye çalışılacak. Burjuvazi ve onun paralı uşakları her zaman işlerine yaramış bu tezgahları istedikleri anda sahneye koymaktan geri durmayacaktır. İşçi sınıfı ve emekçiler, gençler, kadınlar, tüm ezilenler hep bir ağızdan emeği, kardeliği, mücadeleyi haykırmadıkça!..

Bu topraklarda yeni Sivas’ların sahnelenmesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyacakları bir dönemden geçiyoruz. Sivas’ın 24. yıldönümünü de bu yakıcı gerçeğin bilinciyle karşılamalı, tüm alanlardan, meydanlardan “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!” sloganlarını haykırmalıyız!

Yaşanacak Dünya

Etiketler
Daha fazlası

İlgili

Close