KADINManşet

AKD’nin Kadın katliamları ve 14 Haziran Kadın Grevi açıklaması

Avrupa Kadın Dayanışması 14 Haziran Kadın Grevi’ni destekleme ve Avusturyanın Kärnten Eyalet’n de peş peşe öldürülen iki kadınla ilgili bir açıklama yaptı. Aşağıda açıklamaları veriyoruz

HABER MERKEZİ-Avusturya’nın Kärnten Eyaleti (Villach Bölgesi), 06 Haziran Cumartesi sabahı peş peşe işlenen iki kadın cinayeti ile, patriarkanın barbarlığına bir kez daha tanık oldu…

Drobollach am Faaker See
kasabasında, Cumartesi sabahı saat 08.45’te, sokak ortasında ve yine yanındaki çocuğun gözleri önünde bir kadın, bir adam tarafından silahla öldürüldü. Polis henüz adamı ararken, cinayetin işlendiği semte yaklaşık dokuz kilometre uzaklıktaki Wernberg kasabasından, ikinci kadın cinayeti haberi geldi. 62 yaşındaki kadın, vahşi bir şekilde baltayla katledilmişti. Elde edilen veriler her iki cinayetin de aynı adam tarafından gerçekleştirildiği yönündeydi. Avusturya polisi katil zanlısının izini, İtalya’da sınıra yakın bir park yerinde bulup çembere aldığında, adam arabasının içinde kendi silahıyla intihar etmiş. Öldürülen kadınların, zanlının eşi ve sevgilisi olduğu, söylenenler arasında…

Avusturya Kadın Bakanı Susanne Raab ise yaptığı açıklamada; “Acımasız cinayetleri derinden kınadığını, kadına yönelik şiddetle mücadele etmek ve kadınları korumak için her şeyin yapılması gerektiğini, bunun için 1,25 milyon avro tutarında ek fon sağlamak istediğini” söyledi.

Faşizme, Irkçılığa, Patriarkaya Karşı Öfkemizi Örgütlüyoruz;
2019’da Avusturya’da 34 kadın erkekler tarafından katledilirken, 36.000 kadın ise şiddete maruz kaldı. 2020’nin ilk on haftasında ise (Mart ayı ortası) katledilen kadın sayısı 6 iken, bu sayı pandemi sürecinde daha fazla arttı. Avusturya istatistik verileri, bu rakamların son on yılın en yüksek seviyesi olduğunu gösteriyor. Ki bu veriler, buz dağının sadece görünen yüzüdür…

Kadın Bakanlığı Susanna Raab ta bu gerçekleri çok iyi bilmekte… Zira yükselen kadına yönelik erkek şiddeti ve kadın katliamları, devlet politikalarından bağımsız değildir… Erkek egemen sistemin iktidar sahipleri; kadının toplumsal statüsünü çocuk doğurmak ve büyütmek, görünmeyen ev içi emeğin sahibi, toplumsal yaşamda ikinci cins, üretim alanlarında ucuz ve yedek işgücü olarak görmeye, en demokratik anayasalarda bile tüm eşitlik söylemlerine rağmen, cinsiyet eşitsizliğini satır aralarından beslemeye devam ettiği sürece, erkeğin kadın üzerindeki egemenlik anlayışının da son bulmayacağını iyi bilmekteler. Egemen sisteme boyun eğmeyen herkesi ya hapishanelerde çürüten, ya da katleden faşist devlet anlayışı ile, kendisine biat etmeyen kadını katletmeyi hak gören erkek egemen zihniyet arasında hiçbir fark yoktur. Aksine aynı kanaldan beslenip birbirlerini güçlendirmekteler… Dolayısıyla kapitalist sömürü sistemine kan taşıyan en büyük atar damar olan patriarkayı beslemeye devam ediyorlar/ edecekler…

Dolayısıyla, Susanna Raab’ın yaptığı gibi “cinayetleri kınadıklarını” söyleyerek, timsah gözyaşları dökmeleri öfkemizi dindirmeyecektir… Kadınlar olarak Faşizme, Irkçılığa, Patriarkaya karşı öfkemizi örgütleyerek gücümüzü büyütmeye kararlıyız…

Yaşasın Kadın Dayanışması ve Örgütlü Mücadelemiz!
Kadın Katliamlarına Karşı, KADINLAR ÖZSAVUNMAYA!

———————

14 Haziran Kadın Grevini desteklemeye çağırıyoruz!

Egemenler tarihsel belleği kadının iradesini, kimliğini, emeğini inkar ve aklını, duygusunu, varlığını yok sayma üzerinden toplumu şekillendirmeye çalışmıştır. İster ulus devlet isterse de din ideolojileri olsun hepsi kadına 2. sınıf varlık muamelesi yaparak cinsiyetçi politikalarını kalıcılaştırmak istemektedir. Din ideolojileri kadını tamamlanmamış yarım insan-erkek olarak tanımlayıp topluma empoze ederken kapitalizm kadını metalaştırarak tüm mesleki alanlarda kolay işten çıkarılan hatta gözden de çıkaran, emeği görülmeyerek verdiği emeğin yarısının karşılığını hak görerek din ideolojisinin cinsiyetçi zihniyetinin tamamlamaktadır.

Kadınlar Tarihin hiçbir döneminde kendilerine yönelik saldırılara karşı sessiz kalmamıştır. Büyük bedelleri göze alarak boyun eğmemiştir. Her dönem yaşanan sorunlara karşı işyerlerinde, evlerde, sokaklarda, direnmiş ve istenilen düzeyde olmazsa da önemli bir sonuç elde edilmiştir. Avrupa’da da kadınlar yüzyıllardır direniş hattını geliştirerek mücadele vermektedir. Her dönem kendi yaşamı hakkında karar verme ve taleplerini dile getirmek isteyen kadınlar 14 Haziran 2020’de yeniden bir kadın grevinde buluşuyor. Yaşamı bir günlüğüne evde sokakta ve işyerlerinde durdurmak kadın emeğini görünür kılma ve kadına yönelik hertürlü şiddeti protesto etmeye hazırlanıyorlar.

AKD ( Avrupa Kadın Dayanışması ) olarak bizler de bulunduğumuz her yerde tüm kadınları hem kadına yönelik her türlü şiddeti hem de kadın emeğini iradesini kimliğini red eden politikaları protesto etmek için alanlara çağırıyoruz.. Kapitalist sistem ile tecavüz kültüründen beslenen işgalci güçler Örgütlü kadın iradesi ve gücü karşısında kaybetmeye mahkûmdur.


Avrupa Kadın Dayanışması

Daha fazlası

İlgili

Close