DÜNYAManşet

‘Yeni bir aşamaya giren Afrin Direnişi’ni sahiplenmeye devam edeceğiz’

Stuttgart Afrin’i Sahiplenme Platformu, Türk devletinin Afrin’i işgal saldırısıyla ilgili açıklama yaptı

HABER MERKEZİ– Almanya’da, Afrin Direnişi’nin sesi olmaya çalışan kurumlardan birisi olan ve içinde Alınteri/Yaşanacak Dünya’nın da bulunduğu “Stuttgart Afrin’i Sahiplenme Platformu” Türk devletinin Afrin’i işgal saldırısıyla ilgili açıklama yaptı

Demokratik Kamuoyuna,

Efrin direnişi, 2 ayı aşkın bir zaman dilimine yayılan mevzi savaşı ile işgalci faşist TC ordusu ve bileşenleri olan El Kaide ve İŞİD artıklarına çetin ceviz olduğunu kanıtladı.

Kürt Özgürlük Hareketi, PYD, YPG, YPJ ve bileşen yurtsever ve enternasyonalist güçlerin Nato‘nun 2. büyük ordusuna karşı 2 ay boyunca yenilgiler tattıran kahramanca direnişini selamlayan Stuttgart Efrini Sahiplenme Platformu; Efrin işgalini, milyonlarca sivilin yüz yüze kaldığı soykırım tehlikesini,  dünyadaki tüm egemen sınıfların birbirlerinin gözünü oymak için fırsat kolladıkları bir zamanda, Efrin üzerinde bu kadar hızlı ve kolayca ittifaklar geliştirebilmeleri ve TC nin saldırganlığını adeta hoşgörü ile karşılayan alçakça konsensüslarını değerlendirdi. (21.03.2018)

Efrin’i Sahiplenme Platformu olarak, Özgürlük Savaşçıları; tüm haklılıklarına rağmen kurtlar sofrasında çıkarlar için parçalanmak üzere, emperyalist gericiliğin önüne atılan Efrin halkını katlettirmemek ve kenti, yıkmalarına izin vermemek için mevzii savaşından çekildiler.  Ve düşmana beklemedikleri bir hamle ile karşılık veren direniş hareketini selamlıyoruz. Halk iradesi ve parti ile savaş güçlerinin, gerilla savaşına dönüştürdüğü Efrin direnişini,  yalnız bırakmama ve aktif destek sunarak sesi olma çabasını yükselteceğini bildirmek istiyoruz.

Kendi topraklarında özgür ve eşitlik içinde yaşamak isteyen Kürtler; Aç kurtlar gibi saldıran Yeni Osmanlıcı İslami faşist çete ve onun kiralık katilleri tarafından yok edilmek isteniyor. Bunu daha önce Şengal ve Kobane de denediler. Devlet olanaklarını sınırsızca ve aptalca saiklerle kirli bir hegemonya ve işgal niyetleri için kullanan AKP hükümeti ve onun milli şefi Erdoğan; Genel olarak Kürdistan özel olarak Efrin‘de hırsla sonuç almak ve bu sonucu siyasi gelecekleri olarak gördüğü 2019 seçimleri üzerinden oya tahvil etmeye çalışıyor. Böylelikle kaçınılmaz olan sonlarını ertelemeye kilitlenmiş, insanlık ve savaş suçlarının farkında bu yeni nesil ırkçı faşistler bir an evvel sonuç almak istiyor, tıpkı Sur‘da, Cizre ve diğer Kürt kentlerinde yaptıkları katliam ve yıkımı şimdi de Efrin‘de yapmak istiyor. Kendi sınır güvenliğini koruma demogojisine sığınarak tüm dünyayı aldatma ve gerçekleri ters yüz etme hevesindedirler. Faşist ve soykırımcı yüzünü gizlemek için işgalin adını „Zeytin dalı“ operasyonudur koydular. Faşist Türk Devletinin tarihinde böyle ironik isimlendirmeler ve adının tersine yıkıcı sonuçları olan kitlevi cinayetleri çoktur.

Stuttgart Efrini sahiplenme platformu olarak; Faşist Türk devletinin Efrin özgülünde Kürdistan halklarına karşı gerçekleştirdiği bu suçlara karşı sessiz kalmamanın insanı, ahlaki bir sorumluluk ve görev olduğunu biliyoruz. Kürdistanlı, Türkiyeli, Asuri-Süryani, Ermeni, Ezidi, Alevi, Hristiyan, Müslümanlar, ilerici ve demokratlar olarak direnişteyiz. Erdoğan diktatörlüğüne karşı tüm dünyada direnişi yükselterek Efrin’i sahiplenmeye devam edeceğiz

TC’nin ırkçı/Talancı faşist iktidarı, Efrin işgali ve katliamlarının halkların iradesine bir saldırı olduğu gibi uluslararası hukuk açısından da insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Ancak bu tek başına iktidarın bir suçu değildir. Şu ya da bu düzeyde yaşamımıza yansıyan her silah satışının, her ticari anlaşmanın, her kredi aktarımının ve TC İktidarının şımarıkça ve savaş çığırtkanlığı tutumuna paralel her desteğin sorumlusu biraz da emperyalist  yeni dünya düzeninin şampiyonları olan AB, ABD, Rusya, İngiltere vb leridir.

Kendilerini bağıtladıkları uluslararası yasalara uymayı dahi pratikte reddeden bu ülkeler, Türkiye gibi savaş suçlusu diktatörleri, kirli işlerinde kullandıkları basit birer maşa olarak görmekte ve ihtiyaçları olduğu sürece el üstünde tutmaktadırlar. Bu tavırları ile TC nin Kürdistan’a, Kürtlere, Asuri-Süryani, Ezidi ve Alevi inancından, kadim kültürlerin ardıllarına, demokratik devrimci ve Sosyalistlere karşı yürüttüğü katliamlara kapı aralamakta ve zemin sunmaktadırlar.

Önce İŞİD şimdi doğrudan Türkiye’nin saldırganlığı ile Orta Doğu üzerinde geliştirilen işgal ve soykırımlara izin verilemez. Zira Yeniden Osmanlı hayalleri kuran bu arsız, hırsız ve katil takımı, yani AKP iktidarı, fırsat bulduğunda aymazlıkla kısa vadeli çıkarları için kendisine destek veren ülke ve topluluklara da saldıracaktır. Dar ve geniş eksende bulunan her komşusu bu düşmanlıktan nasibini alacaktır.

Bugüne kadar içte ve dışta, savaşın tarihsel ve güncel hiçbir kuralına uymayan TC’nin bir şekilde kendi iradesi ile hareket ettiği süreçlerde katliamlar, soykırımlar yapmaktan vazgeçmedi, bunu bir hakimiyet ve hegemonya aracı olarak kullandı. Dün kadim Anadolu uluslarına yaptıklarını bugün gözü dönmüş şekilde merkezinde Kürtlerin olduğu Ortadoğu halklarının eşitlik, özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin boyun eğmez militanlarına, yapmaya çalıştıkları, sürecin bu yönde gelişeceği tüm belirtileri ile mevcuttur.

Son 7 yılda Irak ve Suriye sahalarında Kürt, Ezidi, Alevi ve kendisi gibi olmayan tüm kesimlere kanlı ve mantıktan yoksun bir yönetme anlayışı dayatan TC Cumhurbaşkanı yönetimindeki AKP rejimi, destek gördüğü Almanya ve Alman halkına ilk fırsatta sırtını dönecektir. Kredilerle, sıcak para akışı ve hibe ya da uygun koşullarda silahlarla beslenilen bu canavar yeterince büyüdüğünde dişlerini geçirecek. En yakın dostu olan Angela Merkel ve Gabriel Sığmar’ın koalisyon hükümetine ve Almanya`nın çıkarlarına da tekme atacaktır. Son derece pragmatist ve politik bir figür olan Erdoğan, nasıl ki düne kadar Büyük Orta Doğu projesi eş başkanlığı ile taltif eden ABD ile çıkarlarının çatıştığı noktada bir başka emperyalistin güvenli sularına dümen kırabildiyse…

Almanya, destek sunduğu ve ömrünü uzatmak için elinden geleni yaptığı faşist diktatör Erdoğan‘la ilişkilerini derhal kesmeli. Kürt halkı üzerinde kirli hesaplarına son vermeli. Alman halkı, Efrin ve başka sıcak çatışma alanlarında Alman silahlarının sivil halka ölüm kustuğu, Leopard tankları ve daha nice malzemenin de bu kirli ilişkilerle Kürdistan ve Kürtler üzerine yollandığını görmeli ve buna dur demelidir. Çünkü Alman devletinin verdiği silahlarla Erdoğan Kürt soykırımı yapıyor.  Uluslararası hukuk sistemi açısından bunun sonuçları yine de irdelenmelidir.

Tarihte az görüldüğü üzere bir zulüm ve etnik temizlik sistematiği olan ve uyguladıkları jenositle 2 ulusu tümüyle yok ettikleri, çevresindeki tüm komşuları ile kavgalı ve onların içişlerine her şekilde karışmayı bir hak gibi gören bu ortaçağ kalıntısı yeni Osmanlı heveslilerine geçit vermeyin.

Efrin direnişi, Ortaçağ karanlığına karşı, insanlık değerlerini koruyan Çağın Direnişidir.

Efrin direnişi yeni evresinde de, platformumuz tarafından artan ilgi ile sahiplenilecek ve tüm hareket refleksleri Kürt fobisine göre oluşmuş olan kökleri ittihat Terakki ve Kemalistlerde olan bu faşist katilleri çetesini tarihten silecek o büyük direnişin bir parçası olmaktan büyük onur duyacaktır.

Stuttgart Efrin’i Sahiplenme Platformu

Etiketler
Daha fazlası

İlgili

Close