DÜNYA
1 Mayıs kızıldır kızıl kalacak!
Avrupa’da yaşayan Alınteri ve Yaşanacak Dünya okurlarının 1 Mayıs çağrısını yayınlıyoruz:
1 Mayıs
işçinin, emekçinin bayramı.
Devrimin şanlı yolunda
ilerleyen halkların bayramı.
1 Mayıs işçi sınıfı ve emekçilerin, BİRLİK ve DAYANIŞMA içerisinde büyüttükleri MÜCADELE’nin simgesidir.
Uluslararası proletaryanın ve emekçilerin tarihsel mücadele birikiminin kendisidir 1 Mayıs. Ağır bedeller pahasına 8 saatlik işgünü uğruna mücadele gibi anlamlı bir kavgadan doğmuştur.
Bu yüzden 1 Mayıs, dünya proletaryası için içi boş bir “karnaval” değil, emeğin taleplerinin örgütlü ve kitlesel bir biçimde sermayenin önüne koyulduğu gün… O talepler uğruna savaşım iradesine sahip olunduğunun ilanıdır.
Kapitalist-emperyalist burjuvazi, sınıf işbirlikçisi işçi aristokrasisi ve sendikal bürokrasi eliyle 1 Mayıs’ın içini boşaltmayı büyük oranda başarmıştır. Bunu başardığı oranda da burjuvazinin saldırganlığı daha fazla tırmanmıştır.
İşçi sınıfının tarihi boyunca dişe, diş mücadeleyle kazandığı hakları büyük oranda çözülmüş, esnek ve kuralsız çalışma yaygınlaşmış, kapitalist sömürü ağı derinleşmiştir. Varolan kısmi haklarsa tehdit altında. İnsanca çalışma ve yaşam hakkının etrafındaki duvarlar büyüyor.
Emperyalist güç odaklarının, Ortadoğu’yu yeniden paylaşma ve egemenlik çatışması, bölge başta olmak üzere tüm dünyayı ateş çemberine çevirdi. Yerinden, yurdundan kopartılan emekçiler göç yollarında öldü, sağ kalabilenlerse pazarlık masalarına meze yapılarak, oradan oraya sürülüp duruyor.
Emperyalist devletlerin dünya genelinde daha fazla rekabet ve egemenlik kavgası yürütmesi, savaş ve silahlanma politikalarına hız vermeleri, ırkçı ve milliyetçi politikaların ağırlık kazanması en çok da biz işçi ve emekçileri vurmaktadır. Aynı fabrikada, aynı sorunları yaşayan bizler ulus, din, inanç ve etnik farklılıklarımıza göre bölünmeye çalışılıyoruz.
Bu noktada, özellikle Türkiye ve Kürdistan kökenli göçmenleri olumsuz etkileyen yeni gelişmeler yaşandı. Türk devleti ve AKP hükümetinin Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da yaşayan göçmenleri de kutuplaştırma, birbirina karşı kışkırtma politikalarını tırmandırmasına tanık olduk.
Türk hükümetinin özellikle referandum sürecinde Almanya, Hollanda gibi Avrupa devletleriyle ilişkilerde bilinçli bir gerilim politikası izleyerek tansiyonu yükseltmesi, Türkiye’deki ulusalcı-faşist birikime kan taşımakla kalmadı, Avrupa’daki ırkçı-faşist dalganın daha da yükselmesinde rol oynadı.
Türk devleti ve AKP iktidarı, Avrupa devletleriyle kayıkçı kavgasına tutuşarak, Avrupa ülkelerinde bugüne kadar elde ettiğiimiz sosyal kazanımlarımızı tehdit eden yükselen ırkçı dalganın önüne bizleri adeta yem olarak attı!
Avrupa’daki egemen sınıflar ise bunu fırsat bilip göçmenlerin ekonomik-sosyal haklarını kısıtlamak için hazırlıklar yapıyorlar.
Tüm bu ve benzeri saldırılara yanıt vermek için, emperyalist egemenlik ve paylaşım savaşlarına, gerici iç çatışmalara karşı halkların özgürlük mücadelesinin yanında olup, işçi sınıfı ve emekçilerin tarihsel kazanımlarının büyütülmesi için 1 Mayıs’a onun mücadeleci ruhuyla sahip çıkalım!1 Mayıs’ta alanlara!
İnsanlığın kurtuluşu kavgasını büyütelim!..
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!