DÜNYA
96 SAG-ÖO şehitleri için basın açıklaması
İzmir’de SAG-ÖO eyleminde şehit düşenler bir basın açıklamasıyla anıldı
alnınızda dalgalanan bayraklar adına
bayraklarda yaşayan ölümsüzler adına
durmak yok bu koşuda teslim olmak yok
ağıt yok dilimizde dizlerde titreme yok
kaç güneş sönerse sönsün içimizde
hep aydınlıkta yakalayacağız ölümü
ya şafak sökerken ya güneş yükselirken
sizin sesiniz olup sizi haykıracağız
biz kazanacağız biz kazanacağız!
’96 Süresiz Açlık Grevi ve Ölüm Orucu Direnişi‘ni anmak için bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Konak Pier önünde toplanılmasıyla başlayan eylem, Konak Eski Sümerbank önüne yürünmesiyle sürdürüldü.
Yürüyüş sırasında kitle gür ve coşkulu ve gür bir şekilde sloganlara katıldı. “Devrim şehitleri ölümsüzdür, Yaşasın Süresiz Açlık Grevi ve Ölüm Orucu direnişimiz, Devrimci irade teslim alınmaz, İçerde dışarda hücreleri parçala, Katil devlet hesap verecek, Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük, Kahrolsun faşizm yaşasın sosyalizm, Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganları yol boyunca atıldı.
sümerbank önüne gelindiğinde ise basın açıklmasına geçildi. Basın açıklmasında şunlar söylendi:
Hücre hücre ölen ama yenilmeyenler…
14 yıl önce devlet, 5-6 ve 7 Mayıs genelgeleriyle devrimci ve komünist tutsaklara karşı kapsamlı bir saldırı başlatmıştı. Amaç; 96 görkemli 1 Mayısı’nda acz içine düşmüş egemen sınıfların dışarda, anti-faşist yükselişteki kitleselleşmenin önüne geçebilmek iken, içerde ise devrimci iradeyi teslim alma gayretiydi. Ne var ki dönemin Refah-Yol hükümetinin tüm demagoji ve psikolojik saldırıları, devrimci irade ve baş eğmezlik karşısında tuzla buz olmaktan kurtulamadı. 12 karanfil, 12 can siper yoldaşı faşizmin bu azgın saldırısını hücre hücre eriyen bedenleriyle püskürttüler.
Hapishaneler tarihi sınıflar arası savaşımdan bağımsız değildir. En çıplak, en sert savaşımlara tanıklık etmiş mekanlardır aynı zamanda hapishaneler. Bir o kadar da güç dengelerinin en eşitsiz olduğu alanlardır. Bu alan da tutsakların bedenlerinden ve devrimci iradelerinden gayrı savaşacakları başka silahları yoktur. Egemenlerin ise; topları, tüfekleri ve gelişmiş teknolojik silahlarının yanı sıra yalanları, demagojileri ve kendi sınıflarının karakterine uygun çirkeflikleri vardır.
96 Süresiz Açlık Grevi ve Ölüm Oruçları devletin bütün silahlarını, 69 günlük direnişle işlevsizleştirmiştir. O derece ki ‘devlet kimseyle pazarlık etmez’ efelenmeleri direnişin kararlılığı karşısında devleti pazarlık masasına oturmaya itmiştir. Ve zafer bedeller ödenerek kazanılmıştır.
…
Şimdi onların aynı sadelikle denetleyen gözleri var üzerimizde. Bizlere bıraktıkları bu mirası ve onların anılarını hangi koşulda ve ne pahasına olursa olsun savunacağız. İdeallerine sadık kalmak ve onları gerçekleştirmek için bütün varlığımızla ve ruhumuzla mücadele edeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz.Egemen sınıflar şunu iyi bilmeli ki, devrimci irade teslim alınamadı, alınamayacak. Tüm zor ve zorba araçlarınız, politikalarınız devrmci irade karşısında çaresiz kalmaya mahkumdur. O kaçınılmaz sonunuzdan kurtulamayacaksınız. Tek tek hepimizi öldürebilirsiniz. Ne var ki, devrim mücadelesi hep sürecek. Onu büyütmenin sorumluluğu omuzlarımızda. Bunun farkındayız. Ve ölümsüzleşen 12 karanfilimize söz veriyoruz: Bize teslim ettiğiniz o bayrak hiç yere düşmeyecek!
Basın açıklamasın ardından ise Adnan Yücel‘in “Biz kazanacağız” ve “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiirleri okunarak ve Çav Bella marşı söylenerek basın açıklaması sonlandırıldı.