DÜNYAİŞÇİ SINIFI

ABD: Sendikal alanda yoğunlaşan sınıf mücadelesinde kıpırdanma

Önümüzdeki günlerde Amerika’daki sınıf mücadelesinin hem canlanma hem de sertleşme yönünde ilerleyeceğine dair sinyaller çoğalıyor…

abd-hemşire-grevi

Ege Deniz

2008 krizinden sonra bir türlü belini doğrultamayan emperyalist-kapitalizm ve onun büyük parçası ABD’deki tekelci kapitalistler, tekeller arasındaki sertleşen rekabet (ve savaşlar) ortamında Amerikan işçi sınıfına yönelik daha saldırgan tutumlar alıyorlar.

Öyle ki, en küçük bir sendikalaşma mücadelesi karşısında bile tahammülsüzlük gösteriyorlar. Ücret artışı gibi talepleri karşılamamak için her yolu deniyorlar.

Sendikalaşma oranında görülen ciddi düşüş

ABD’de, 1983’ten 2017 yılına kadar, sendikalaşmış ücretli çalışanların sayısının 17,7 milyondan 14,6 milyona azaldığı, toplam ücretliler içindeki sendikalaşma oranının aynı dönemde yüzde 20,1’den yüzde 10,7’ye düştüğü söyleniyor.

Ve 2008 krizi sonrasında ivme kazanıp Trumpgillerle birlikte hızlanan bu tersine süreç beraberinde işçilerin sendikal mücadelesinde canlanma eğilimini güçlendiriyor.

Çeşitli sektörlerde yaşanan ilkler

Boston’daki Tufts Tıp Merkezi’nde 1.200 hemşire geçtiğimiz günlerde, Massachusetts tarihinin en büyük hemşire grevini ve son 31 yılda Boston’daki ilk iş bırakma eylemini gerçekleştirdi. Ücretlerde artış ve toplu sözleşmenin yenilenmesi talebiyle 12 Temmuz’da başlatılan grev 4 gün sürdü ve kazanımlarla sonuçlandı.

New York’ta, tarım çalışanları, son zamanlarda “sendikal örgütlenmenin anayasal bir hak olduğu”nu daha yüksek sesle dile getirmeye başladılar.

Kuzeybatı Pasifik’te Oaxacan yerli tarım çalışanları son 25 yıl içinde “ABD’de ilk tarım işçisi sendikasını” örgütledi.

New York’ta “Fast Food Justice (adalet)” adında dernek-vari bir örgütlenme, üyelerini etkileyen konularda işçileri savunuyor, ancak ücret seviyelerinin belirlenmesinde doğrudan patronlarla pazarlık yapma hakkına sahip değil. Göçmen emekçilerin de pervasızca sömürüldüğü ve işçi sirkülasyonunun yoğun olduğu bu alanda sendikalaşma çabalarının önüne sayısız engeller dikiliyor.

ABD’nin genelinde irili ufaklı buna benzer sendikalaşma çabalarına ve varolan sendikal hakları korumaya yönelik bir dizi grev ve direnişlere son zamanlarda daha sık tanık olunmaya başlandı.

Ve Amerika’nın Güney’i

Güney eyaletlerinde çeşitli alanlarda “Southern Workers Assembly (Güney İşçi Meclisleri)” sendikal örgütlülüğün zeminini oluşturmak için, toplu pazarlıktan yoksun küçük birlikler şeklinde sendikal ağlar oluşturma çabasını veriyorlar.

Mississippi’deki Nissan otomobil fabrikasında uzun zamandır kıran kırana süren sendikalaşma mücadelesinde, geçtiğimiz hafta yapılan oylamada işyerine sendikanın girmesi bir şekilde yine engellendi. Yüzde 62’ye 38’le sendika “kaybetti”. Bu sonuç kendi içinde aslında “başarısız” değil. Patronlar sendikanın işyerine girmemesi için ellerinden gelen tüm kirli oyunları oynadılar. İşçiler tehdit edildi, patronun adamlarınca dövüldüler. Keza patronlar işçilere “tesisleri kapatıp başka yere taşırız” sopasını gösterdiler. Gene de sendika resmi oylamada kazansaydı bu büyük bir moral olacaktı hem Nissan işçileri için hem de bölgedeki diğer emekçi bölükleri için.

Dünyanın değişik ülkelerinde onlarca fabrikası bulunan Nissan’da işçiler sadece ABD’nin güneyindeki 3 tesisinde sendikal örgütlülüğe sahip değil. Bu nedenle buradaki sendikalaşma mücadelesi kritik öneme sahipti. Sadece Nissan işçileri açısından değil, Güney Amerika’nın genelindeki sınıf mücadelesi açısından da. Zira güneyde -tarihteki köleciliğin bıraktığı izler ve kalıntılarla birleşik ‘atmosfer’in de etkisiyle- sendikal örgütlenme Kuzey’e nazaran daha kötü durumda ve ücret seviyeleri daha altlarda.

Önümüzdeki günlerde Amerika’daki -şimdilik sendikal-ekonomik talepler etrafında dönen- sınıf mücadelesinin hem canlanma hem de sertleşme yönünde ilerleyeceğine dair sinyaller çoğalıyor…

Etiketler
Daha fazlası

İlgili

Close