DÜNYA
AB’li emperyalistler diş gösteriyor
Dünya kapitalizminin yapısal krizinin ve emperyalistler arası gerilimlerin arttığı bir kesitte AB bloğu saldırganlaşıyor.
YAŞANACAK DÜNYA– Dün Brüksel’de yapılan AB zirvesinde “savunma, güvenlik ve mülteciler“ sorunu başta olmak üzere çeşitli konular görüşüldü.
Zirvede, emperyalist kışkırtmalarla yürüyen savaşların yıkımından kaynaklı artan göç dalgalarını fırsata dönüştürmeye çalışan AB’li emperyalistler bu sorunun ‘fatura’ kısmını ise bağımlı ülkelere ödetme niyetlerini açıkça ortaya kaydular.
‘Süpermarket’ olanlar kimler?
AB Komisyonu tarafından “az miktarda mülteci kabul eden ya da hiç etmedikleri“ için haklarında dava açılan Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti adeta tehdit edildi.
Angela Merkel “AB’nin yalnızca o anda arzu edilen parçaların seçilebileceği bir süpermarket olmadığı konusunda Emmanuel Macron’la hemfikir oldukları“ şeklinde bir çıkış yaptı.
Emmanuel Macron ise, “bazı ülkelerin AB’nin finansal yardımlarını seve seve kabul ettiklerini” ancak “AB’nin ortak değerlerini paylaşmadıklarını” söyledi.
Oysa bu emperyalist kafaların kendileri diğer ülkeleri ‘süpermarket’ olarak gördüklerini böylece anlatmış oluyorlar. Onlara istediklerini yaptırabileceklerini, istediklerini onlardan alabilecekleri yerler olarak… Misal, ucuz emek sömürüsü söz konusu olduğunda bu ülkelerin emekçilerini sonuna kadar “değerlendirdiklerini“ biliyoruz!
Ticaret, para, kazanç gibi kavramlardan oluşan bir zihniyet dünyasına sahip bu burjuva kafalar, anlaşılan o ki, AB’nin içinde yer alan “çevre“ yani bağımlı kapitalist ülkeler üzerindeki hegemonyalarını sertleştirmeye niyetliler. Bu ülkeleri adeta birer göçmen kampına dönüştürüp işlerine geldiği gibi kullanmaya çalışacaklar.
Kim kimi finanse ediyor?
Ve onların burjuva dünyalarında her şey ters yüz edilmiş şekilde yansıyor. Polonya gibi bağımlı kapitalist ülkelere “AB’nin finansal yardımları“ndan dem vurabiliyorlar!
Oysa mekanizma gerçekte başka türlü işliyor. Polonya gibi ülkeler emperyalist tekellerin artı-karlar transfer ettikleri ülkeler konumundalar. Sanayi üretiminini bazı parçalarını buralara kaydırarak bu ülkelerdeki ucuz işçilikten yüksek karlar elde ediyorlar. Ve verdikleri “finansal destekleri“ misliyle geri almanın bin türlü yollarına başvuruyorlar. Verilen borçlar ve yardımlar kredi-faiz sarmalıyla gerisin geriye kendilerine akıyor.
Almanya-Fransa odaklı emperyalist bloğu güçlendirme hevesi
Brüksel’deki zirvede AB’li emperyalistlerin “askeri işbirliği ve ortak silahlanma projeleri için bir savunma fonunun oluşturulması konusunda anlaşmaya“ vardıkları da duyuruldu. AB Konsyi Başkanı Donald Tusk, AB’nin savunma alanındaki işbirliği kararını “tarihi bir adım” olarak nitelendirdi.
Yapılandırılmış Daimi İşbirliği (PESCO) adı verilen “ortak savunma mekanizmasına gelecek üç ay içerisinde ivme kazandırılmasının beklendiği ancak mekanizmanın planlandığı üzere yıl sonuna kadar başlayıp başlamayacağının henüz kesinlik kazanmadığı“ belirtildi.
Trump’lı ABD ile iplerin gerildiği, aralarındaki anlaşmazlıkların su yüzüne çıktığı bir kesitte Almanya’nın başını çektiği AB’li emperyalistler daha saldırgan bir dış politika izlemek, yeniden paylaşım savaşlarına daha aktif katılmak yönünde irade beyan ediyorlar ama bu iş o kadar kolay değil.
Zaman zaman örneğin “birleşik Avrupa ordusu“ gibi yönelimler daha önce de defalarca dillendirildi. Ama bunlar her defasında dillerde kaldı somut adımlar atılamadı.
Her şeyden önce, dünya ölçeğinde emperyalistler arasındaki gerilimlerin iyice kızıştığı bir ortamda Almanya’nın tüm Avrupa’ya “liderlik yapma“ rolünü oynamaya çalışması başlı başına bir sorun. Fransa ile yanyana durma görüntüsü veriyor olması uzun vadede Fransız mali oligarşisini ne derece ikna eder bilinmez. Zira bu iki güç arasında da rekabet ve çelişkiler söz konusu.
Her neyse, AB emperyalist bloğu “ortak savunma“da ciddi adımlar atabilseler dahi bu baştan aşağı saldırgan ve dünya halklarının yıkımını artıracak gerici bir askeri güç olacaktır!