İŞÇİ SINIFI
Dalga Mısır'a ulaştı
Ezilenler korku eşiklerini sonunda aşıp sokağa bir kez çıktılar mı, eve kolay dönmezler! Dönseler de artık eskisi gibi olmazlar!..

Tunus‘un alev alması, kıvılcımların Cezayir‘e sıçraması, aynı neoliberalizm belasının musallat olduğu Kuzey Afrika ülkelerinde bir deprem etkisi yaratmıştı. Cezayir, Mısır, Ürdün, Fas, Libya gibi gerici Arap rejimleri, yeni ayaklanmaların önüne geçebilmek için yapılan zamları geri almaya başladılar.
İşsizlik (*), hayat pahalılığı, işçi sınıfı ve emekçi halkın boğazından ve en temel ihtiyaçlarından kesilerek emperyalist-işbirlikçi tekellere aktarılan kaynaklar, geleceksizlik kabusunun sonuçlarının her geçen gün yaşanıyor oluşu, domino etkisiyle, halkları “Artık yeter!..” paydasında ortaklaştırmaya yetti. Dün başlasa da kolay kolay durulmayacak olan Tunus, bugün Mısır!..
“Artık yeter!” paydası
Amerikancı Hüsnü Mübarek rejimine karşı yıllardır öfke biriktiren kitle tepkisi, günler öncesinden hazırlanılan 25 Ocak’ta Mısır’da da sokaklarda boy gösterdi; hem de ne boy gösterme!.. 90 bin göstericinin katıldığı gösterilerin, Kahire‘de 1970’den beri yapılmış en büyük eylem olduğunu söyleniyor.
Mısır’da da fitili ateşleyen 48 yaşındaki Abdu Abdul Manem‘in, başkent Kahire’deki parlamento önünde kendini yakarak protesto etmesi oldu -23 Ocak’ta da Indroma Tekstil‘de işten atılan iki işçi kendilerini yakmıştı. Bu olay üzerine Mısırlı muhalifler bir gösteri düzenlediler. Yüksek mahkeme önünde toplanan göstericiler hükümet aleyhine sloganlar attı. Tunus’a destek vererek Mısır’ı uyanmaya çağırdılar: “Bugün gençler burada Arap ülkelerindeki diktatör, hilekar ve düzenbaz yöneticilere, halk istediği zaman bütün baskıcı rejimleri barışçıl yöntemlerle değiştirebilir mesajı vermek için toplandı. Biz Tunus halkını kutluyoruz. Ülkemizde yiyecek ve içeceğe muhtaç yüzlerce işsiz var. Eğer yönetimler halkları bu şekilde güvenlik güçleriyle baskı altında tutmaya devam ederse, halk bir gün ayaklanır ve hakkını alır“.
Hepimiz Halit’iz!..
Mısır’ın belli başlı bütün büyük kentlerine yayılan ve hala süren gösterilere Müslüman Kardeşler örgütünden Devrimci Sosyalistler’e kadar geniş bir politik yelpaze katılıyor.
Gösteriler için çağrı yapan grupların başında, geçen yıl 7 Haziran’da bir internet kafedeki kimlik kontrolü sırasında polislerle tartışan ve iki polis tarafından dövülerek öldürülen Khaled Said‘in adıyla örgütlenen bileşim geliyor. Mısır’daki polis şiddetinin kurbanlarından birinin adıyla Facebook üzerinden örgütlenen ve 12 bin üyesi olan “We are all Khaled Said / Hepimiz Halit Said’iz” sayfası, özellikle gençlerin, genç işsizlerin, devlet baskısı ve polis şiddetinden mağdur olanların yöneldikleri adres oldu.
Mübarek faşizminin bezdirdiği neredeyse bütün toplumsal kesimler ayakta. Bu durum, son protesto çağrısında bulunan grupların bileşimine de yansıyor: Bunlar arasında Kifaya Hareketi, Ulusal Değişim Derneği, Hashd Hareketi, Karama -Sosyalist kökenli bir hareket-, 6 Nisan Gençlik Hareketi, Devrimci Sosyalistler, Değişim İçin Mısırlı Kadınlar, Adalet ve Özgürlük Gençliği bulunuyor. Ancak Mısır’da bugün en etkili muhalif örgütlenme hala Müslüman Kardeşler Örgütü. Diğerlerinin kitlelerle yaygın ve güçlü bağları olduğu söylenemez. Bu genel örgütsüzlük durumu, onun içinde de İslamcı gerici bir muhalefet odağının etkinliği, Mısır’da yükselen halk hareketinin de en zayıf noktasını oluşturuyor.
Hürriyet istiyoruz!..
Dünkü gösteriler sırasında başkent Kahire’de, 20 bin ila 30 bin arasında değişen gösterici, Kahire Üniversitesi, Tahrir Meydanı -Kurtuluş Meydanı- ve Adalet Sarayı gibi noktalarda toplandı. Kahire ve Ayn Şems Üniversitelerinde öğrenciler: “Hürriyet istiyoruz, Hüsnü dışarı” sloganlarıyla yürüdüler. Gösterilerde protestocular, kendilerine su sıkan bir itfaiye aracıyla iki polis aracını da tahrip ettiler. Yine aynı meydanda elli kadar polis göstericiler tarafından dövülüp alıkonulurken, bir polisin silahı da protestocularca alındı.
Süveyş‘te ise göstericilerin sayısı 8 bine ulaştı. Polis göstericilere gaz bombaları ve gerçek mermilerle saldırdı. 20 yaşındaki Mustafa Reda Mahmoud Abd El Fattah isimli genç kalbinden aldığı kurşun yarasıyla hayatını kaybetti. Ölen gösterici sayısının iki olduğuna, bir başka göstericinin de polisin attığı gaz nedeniyle yaşamını yitirdiğine dair iddialar da mevcut. Kahire’nin Tahrir Meydanı’nda da bir askerin göstericiler tarafından başından vurularak öldürüldüğü iddia ediliyor.
İskenderiye‘de, protesto gösterilerine 20 bin kişi katıldı. Polis, kendisine saldırdıkları iddiasıyla bazı göstericileri gözaltına aldı. Yine İskenderiye’de, Mübarek aleyhinde slogan atan binlerce kişi, ‘Tunus çözüm‘ diye bağırdılar.
Güneyde Asvan ve Asyut ile Tanta ve Mansura, Süveyş Kanalı‘ndaki İsmailiye de içinde olmak üzere belli başlı bütün büyük kentlerde kitleler sokaklara döküldü. Polisin yasaklarına rağmen bugün de (26 Ocak 2011) Tahrir Meydanı’nda binlerce kişi toplandı. Polisin saldırdığı ve 4 ölü olduğu haberleri geliyor.
Tunus’tan -ve tarihten- da biliyoruz ki, ezilenler korku eşiklerini sonunda aşıp sokağa bir kez çıktılar mı, eve kolay dönmezler! Dönseler de artık eskisi gibi olmazlar!..
(*) Arap Birliği Genç Araplar Forumu tarafından düzenlenen bir kamuoyu araştırması, Arap ülkelerindeki en büyük sorunun işsizlik olduğunu ortaya koydu. Kamuoyu araştırmasına katılanların yüzde 65‘i, işsizlik probleminin Arap gençlerin karşı karşıya kaldığı en önemli sorun olduğuna inandıklarını söylediler. Arap Çalışma Örgütü verilerine göre işsizlik Irak, Filistin, Yemen ve Cezayir’de yüzde 30, Tunus ve Fas’ta yüzde 17, Ürdün’de yüzde 14, Mısır, Suriye ve Lübnan’da yüzde 11 civarında.