DÜNYA
‘Doğum kontrolü’nü ‘çare’ olarak gören kafa
“Gelişmiş dünya“ göçmen dalgalarına yaklaşımda kirli savaş suçlarına, çaresizlikle karışık moronluklarını da ekliyorlar.
YAŞANACAK DÜNYA– Emperyalist ülkelere transfer edilen tekelci azami karlar kapitalist artı-değerlerin birikmesi ölçüsünde realize edilebiliyor. Bu da karşıt uçta adeta ‘artı-nüfus’ların oluşmasına yol açıyor.
Bu durumun tipik örneklerinden biri, sahip olduğu petrol, gaz ve diğer hammadde kaynaklarının yüz yıldır emperyalistler tarafından sömürü ve paylaşım konusu yapılmış Afrika kıtasındaki ‘artı-nüfus’ hareketleridir.
Emperyalist tekeller bu coğrafyadan alacağını almış, bunun için gerekli işgücünü sonuna kadar sömürmüş, nüfusun kalan kısmını da ya iç savaşlarda kırdırmış ya da göçertmiştir. Bu ‘artı-nüfus’a dahil olanların önünde ise -eğer savaşların yol açtığı kıtlık, açlık, yoksunluktan yaşamını yitirmemişse- tek bir seçenek bırakılmıştır: Ölümü de göze alarak göç yollarına düşmek…
Tüm bu olup bitenlerden sorumlu olan ülkeler ise büyüyen göç dalgalarını nasıl engellerimin hesabını yapıyorlar. Ve “mülteci krizi“ kirli savaşlarla örülü emperyalist-kapitalist dünyanın -bu koşullarda çözümü olmayan- sorunu biçiminde kendini yüzeye vuruyor.
Burjuva kafanın utanmazlığı ve yüzeyselliği
Kirli savaşların ve toplumsal yıkımların birinci dereceden sorumluları, aralarında çeşitli “mülteci anlaşmaları“ yaparak, bu şekilde göçmenlerin göç yollarına bariyerler örerek, onları kamp-hapishanelere doldurarak ya da insan tacirlerinin ellerine teslim edip katledilmelerini seyrederek -bu arada ekstra karlar devşirebileceği durumları utanmazca değerlendirerek- bu sorunu sözümona çözmeye uğraşıyorlar.
Burjuva kafanın -‘artı-nüfusu’ yok etme amacıyla giriştiği çirkinlikler ve vahşetler bir yana-yüzeyselliği burada da kendini gösteriyor. Yapılananlar yüzeylerde dolaşıp en yakın sonuçlar (ve kendisi açısından tehlike oluşturan yönler) üzerinden “çözümler“ üretmekten öteye geçmiyor.
Hele bir tanesi var ki, akıllara zarar! Ajanslara düşen habere göre Danimarka Afrikalılara “doğum kontrol için destek verileceği“ açıklaması yapmış! “Avrupa üzerindeki göç baskısını azaltmanın bir yolu da bazı Afrika ülkelerindeki çok yüksek doğum oranlarını sınırlamaktır” diye ‘müthiş’ bir tespitte bulunulmuş!
“Pes!“ mi demeli? “Utanmazlar!“ mı? Kirli savaş suçlarına, katliamcılıklarına bir de bu türden çaresizlikle karışık moronluklarını ekliyorlar.
O halde hatırlatalım. İnsanoğlunun önünde iki seçenek duruyor: Ya sosyalizm ya barbarlık içinde yok oluş…