Pandemiden en çok etkilenen topluluklardan biri de yerli halklar; Çin’e „aşı geliştiren ABD şirketini hedef aldığı“ suçlaması; Almanya’da „aile birleşimi“ne pandemi darbesi; Kurtarma fonu „AB’yi kurtarır mı“ tartışmaları
DSÖ’de „ikinci dalga“ endişesi
Koronavirüs salgını küresel olarak etkisini arttırmaya devam ederken, birçok ülkede ikinci dalga endişesi yaşanıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından açıklanan raporda dün dünya genelinde koronavirüs salgınında rekor sayıda vaka artışı yaşandı. Son 24 saatte 292 bin 527 yeni vaka tespit edildi.
Günlük vaka sayılarındaki en çok artış ise ABD, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika’da yaşandı. Son 24 saatte hayatını kaybedenlerin sayısı ise 6 bin 812 kişi arttı.
Meksika’da hızlı yükseliş
Koronavirüs salgını nedeniyle dünya genelinde ölü sayısı 679 bin 480’i geçerken, vaka sayısının da hızla yükseldiği Meksika, dünya sıralamasında ölü sayısında üçüncü oldu.
Meksika’da vaka sayısı 424 bin 637’ye çıktı, koronavirüs kaynaklı 46 bin 688 ölüm kaydedildi.
Ölü sayısında İngiltere’yi geçen ülkede, son 24 saat içinde rekor vaka kaydedildi. Sağlık bakanlığı açıklamasında 8 bin 458 yeni vakanın tespit edildiği belirtilirken, bir gün içinde 688 kişinin Covid-19 nedeniyle öldüğü aktarıldı.
Almanya ve Fransa’da vakalar artıyor
Vaka sayısının art arda üç gündür 1300’ü aştığı Fransa’da, son 24 saat içinde 1346 yeni vaka kaydedildi. Ülkede vaka sayısı 225 bin 1972’ye yükseldi, ölü sayısı 30 bin 200’ü aştı.
Robert Koch Enstitüsü’nün verilerine göre Almanya’da rekor vaka artışı tespit edildi. 955 kişinin enfekte olduğu açıklandı, yedi kişinin korona virüsü nedeniyle öldüğü aktarıldı. Almanya’da toplam vaka sayısı 210 bin 676’ya, ölü sayısı 9 bin 153’e çıktı.
Almanya’da „aile birleşimi“ne pandemi darbesi
Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre, Almanya’ya aile birleşimi vizesi ile gelmek için yapılan başvuruların kabul oranı pandemi döneminde neredeyse durma noktasına geldi.
Bu yılın Mart-Haziran döneminde Almanya’nın yabancı temsilciliklerinde yalnızca 2 bin 753 aile birleşimi vizesi verildi. 2016-2019 yıllarında bir yıl içerisinde verilen vizelerin sayısıysa 100 binden fazlaydı. Bu yılların ilk üç aylık dönemlerinde verilen aile birleşimi vizelerinin sayısı da 21 bin 725 düzeyindeydi.
Almanya, park ve meydanlarını gece kulüplerine dönüştürmeyi tartışıyor
Berlin, “gece hayatı” ortamını yeniden canlandırmak için sokakları, meydanları ve parklarını portatif açık hava kulüplerine dönüştürmeyi önerdi.
Alman başkenti, koronavirüs pandemisi sırasında kapanmak zorunda kalan çeşitlilik gösteren kulüpleriyle tanınıyor.
Ekonomi, Enerji ve İşletmeler Senatörü ve aynı zamanda Berlin Belediye Başkanı Yardımcısı Ramona Pop, gönderdiği bir mektupla kentin ilçe belediye başkanlarını, kamusal alanları kiralanabilir, açık hava gece kulübü mekanlarına dönüştürmeyi değerlendirmeye teşvik etti.
AB: Kurtarma fonu „birliği“ kurtarmaya yeter mi?
AB (Avrupa Birliği), geçen hafta „pandemi sonrası kurtarma fonu“ olarak 750 milyar euro ayrıldığını açıklamıştı.
Bu konuda yürüyen tartışmalarda „kurtarma fonunun sahici bütünleşmeye doğru atılmış bir atılım” olduğu şeklinde değerlendirmeler yapıldı.
Pandeminin ilk aşamasında AB’nin İtalya, İspanya gibi ülkelerde yaşanan sıkıntıları hiç değilse hafifletmede beklenen yardımın yapılmamasıyla başlayan „AB parçalanıyor“ tartışmalarına böylece sünger çekilmek isteniyor.
Acaba durum gerçekten böyle mi?
AB emperyalistlerinin kendi içlerindeki çatlaklar ve rekabet konularında yaşananlar bir tarafa, „kurtarma fonu“ etrafında dönen tartışmalar, büyük çaplı „kemer sıkma“ politikalarını perdeliyor. Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre Euro Bölgesi’nin 2020’deki toplam geliri yüzde 10 oranında düşecek. İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerde çok daha büyük olacak gelirdeki bu azalış ortalamada yüzde 11’den büyük bir bütçe açığı yaratacak.
Almanya gibi öne çıkan emperyalist ülkelerin zorlamasıyla, örneğin İtalya bütçe açığını yüzde 9’a indirse bile hesaplarını dengelemek için Roma işçi ve emekçilere yönelik kesintileri ve vergilerde artışları içeren bir „kemer sıkma politikası“ uygulamaya yönelecek. Yunanistan’da da durum benzer. Almanya’nın bile bütçesini dengelemek için kemer sıkmak zorunda olduğu düşünülürse bütün kıtanın kemer sıkmayla ekonomik durgunluk arasında salınacağını söylemek yanlış olmaz.
Çünkü, işçi ve emekçilerden yapılacak her kesinti karşı tepkiyi de büyütecek. Grevler, iş bırakmalar, keskinleşecek mücadeleler burjuva hükümetler açısından „ekstra maliyetler“ anlamına gelecek.
Bu yönüyle „kurtarma fonu“nun nicel büyüklüğü AB ekonomisini sürdürülebilir kılmaya yetecek bir büyüklük olmanın çok uzağında. Bu da onun AB’nin kendi iç gerilim ve çatışmalarının büyümesine engel olamayacağını gösteriyor.
„Seçim erteleme“yi tartışan ABD Hong Kong’un „seçim erteleme“ kararını kınadı
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da düzenlediği basın toplantısında, dün sabah saatlerinde Twitter hesabından yaptığı “seçimlerin ertelenmesi” önerisi hakkında konuştu.
İnsanların kendi isteğiyle seçim merkezlerine başvurup oy pusulalarını evlerine istediği bir “posta yoluyla oy verme (absentee ballot)” sisteminin mantıklı olduğunu belirten Trump, buna rağmen tüm seçmenlerin adresine başvuru olmaksızın seçim pusulası gönderilmesini öngören “herkes için postayla oy kullanma” sisteminin sıkıntı oluşturduğunu bir kez daha vurguladı.
Trump, seçimlerin ertelenmesi önerisini ise “Ben seçim tarihinde değişiklik istiyor muyum? Hayır ama şaibeli bir seçim de görmek istemiyorum. Bu seçimler yapılırsa tarihteki en şaibeli seçim olacak.” sözleriyle savundu.
Öte yandan, aynı ABD yönetimi Hong Kong’un „seçimi erteleme“ kararını kınayan bir açıklama yaptı.
Pandemiden en çok yara alan topluluklardan biri de yerli halklar
Dünya genelinde salgın hastalıklar karşısında diğer gruplara kıyasla daha büyük bir risk altında bulunan yerli halklar, koronavirüs pandemisinden de ağır şekilde etkileniyor.
Son verilere göre Amazon bölgesinde yaklaşık 20 bin kişi Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.
ABD’de de yerliler siyahilerden sonra salgından en çok etkilenen ikinci grup oldu.
Kanada’da 2009’da H1N1 salgını sırasında, nüfusun yüzde 3,4’üne karşılık gelen yerli halkın hastaneye kaldırılan kişilerin yüzde 16’sını oluşturduğu ortaya çıkmıştı. Aylardır dünyayı etkisi altında tutan salgında da bu “orantısızlık” değişmedi.
BBC’nin haberine göre ABD’de Amerikan yerlileri arasında her 2 bin 300 kişiden biri Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi, beyaz Amerikalılar içinse bu oran 3 bin 600 kişide bir şeklinde gerçekleşti. Bu ortalamalara bakıldığında ABD’de yerli halkların salgında siyahilerden sonra en çok etkilenen ikinci grup olduğu ortaya çıktı.
ABD’nin güneybatısında 70 bin kilometrelik bir alanda yaşayan Navaho yerlileri arasındaki vaka sayısı, daha Mayıs ayı ortalarındayken en yüksek orana sahip New York’u bile geride bırakmıştı.
Diğer taraftan tıbbı desteğe ulaşmaları günler alan Amazon yerlileri de pandemide ağır kayıplar verdi.
Yardım örgütü Amazon Watch’un İcra Direktörü Leila Salazar-Lopez, “Bu halklar artan ormansızlaşma tehdidi, yangınlar, endüstriyel madencilik, tarımsal işletmelerin yayılması ve iklim değişikliği nedeniyle zaten kritik eşikte bulunuyordu. Şimdi pandemi de risk teşkil ediyor ve etnik yok oluş denen olgu her geçen gün daha da gerçek oluyor” diye konuştu.
Çin, „aşı geliştiren şirketi hedef aldığı“ suçlamasını reddetti
Çin merkezli hackleme faaliyetlerini takip eden ve adı açıklanmayan üst düzey bir ABD’li yetkili Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, korsanların bu yıl veri hırsızlığı amacıyla Massachusetts merkezli şirketin bilgisayar ağında “keşif faaliyeti” yürüttüğünü söyledi.
ABD Adalet Bakanlığı geçen hafta duyurduğu iddianamede iki Çin vatandaşını ABD’de Kovid-19 hakkında araştırma yürüten üç şirket de dahil olmak üzere uzun yıllar casusluk yapmakla suçlamıştı.
FBI ve ABD Sağlık Bakanlığı ise Çinli bilgisayar korsanlarının hangi şirketleri hedef aldığını açıklamadı.
Çin ise Çin hükümetiyle bağlantılı bilgisayar korsanlarının veri hırsızlığı amacıyla Moderna şirketini hedef aldığı suçlamasını reddetti.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin gazetecilere yaptığı açıklamada “temelsiz suçlamaların kanıta dayanamadığını” söyledi.
Wang Çin’in koronavirüs aşısı geliştirmede lider konumda olduğunu söyleyerek diğer ülkelerden veri çalmaya ihtiyacı olmadığını belirtti.
İngiltere „normalleşme“de frene basıyor
Britanya Başbakanı Boris Johnson, Covid-19 vakalarındaki artış nedeniyle 1 Ağustos’ta açıklamayı düşündükleri önlemleri gevşetme planlarının ertelendiğini duyurdu.
“Freni sıkma zamanı geldi” diyen Johnson, sinema, ibadet yerleri, müze ve galerilerde 8 Ağustos’tan itibaren maske kullanımının zorunlu olacağını kaydetti.
Johnson, önlemleri gevşetme planı dahilinde 1 Ağustos’ta bowling salonları, buz pistleri ve gösteri merkezlerinin açılmasının planlandığını ancak yeni tedbirler kapsamında bu kararın da ertelendiğini aktardı.
Britanya’da 23 Mart’ta başlayan kısıtlamalarda 13 Mayıs’ta kısmi gevşemeye gidilerek egzersiz için dışarı çıkışlara getirilen sınırlama kaldırılmış, inşaat ve imalat sektörü işçileri gibi evden çalışmaları mümkün olmayanların da işbaşı yapmalarına izin verilmişti.
Gevşeme adımlarının ikinci aşamasında 1 Haziran itibarıyla ilkokulların açılması ve profesyonel spor müsabakalarının başlaması, 15 Haziran’da da tüm perakende mağazalarının açılması kararlaştırılmıştı.
Üçüncü aşamada ise 4 Temmuz’dan itibaren restoranlar, barlar, oteller, kuaförler, sinemalar, ibadet yerleri, müzeler, kütüphaneler ve galerilerin yeniden açılacağı duyurulmuştu.