DÜNYA
Mücadelede yeni bir başlangıcın eşiğindeyiz
Hapisanelerdeki açlık grevleri sonlandırılmadan önce, Strasbourg’da bir çadırın içerisinde sürdürülen destek açlık grevi eyleminde, aynı zamanda eyleme aktif katılan HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız’la yaptığımız röportajın referanduma dair bölümünü yayınlıyoruz:
YD: Bize referandum sonuçlarını değerlendirebilirmisiniz?
Sarıyıldız: Önceki gün gerçekleştirilen referandum süreci belki de Türkiye tarihinin en kritik referandumlarından biriydi. Bir dönüm noktasıydı. Bir taraftan, ,ktidarını korumak için her türlü vahşetten, baskıdan, zulümden medet uman bir siyasal iktidar, diğer taraftan, halk yığınları. Bu koşullarda girilen seçimlerde, örnek olsun, Saddam’ın, Evren’in, Hitler’in, Mübarek’in girdiği seçimlerde genelde despotlar yüzde 80’nin üzerinde oy alıyorlar. Çünkü toplum manipüle ediliyor, topluma karşı şantaj uygulanıyor, oy almak için her şey yapılıyor. Ve Türkiye’de biz bunların hepsine tanıklık ettik. Tabii bütün bunlar yapılırken psikolojik savaş da sürekli devam ettirildi.
Mesela referandumun hemen öncesinde tüm toplumsal muhalefet kesimleri şunu söyledi; sandıklar açıldıktan sonra Evet oyları yüzde 60’ın üzerinde diye gösterilir, çünkü yüzde 50’nin üzerine çıkamayacaklarını biliyorlar, dolayısıyla halkta bir rehavet bir karamsarlık oluşturacaklar, o atmosferde de hileyle hurdayla zaferlerini ilan edecekler. Gerçekten de birebir öngörülenler yaşandı.
Gördük, yaklaşık 2,5 milyon oy hileyle onların hanesine yazılmaya çalışıldı. Şimdi bu sonuç onlar açısından bir zafer midir, Hayır. Bir analiz yapıldığında, Anadolu’da ihtilalci despotik sistemi tanıyan toplumsal kesimler iktidarla aralarına bir mesafe koydular bu seçimde. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi yerler, Kürdistan’ın tümünde halk ezici çoğunlukla Hayır dedi. Bu İstanbul’da, Ankara’da yeni bir şey. Mersin’de karşılaştığımız yeni bir durum. Demek ki Türkiyede halk, aydınlar, demokratlar, devrimciler, despotik sisteme karşı zafer kazanmak için birarada durmak gerektiğini kavradılar. Bu kavrayış çok önemli. Geleceğimizin belirlenmesinde önemli bir işaret.
Öbür taraftan, Kürdistan’ın tutumunda, Kürt halkının tutumunda en ufak bir gerileme yok. Hatta kararlılıkta büyüme gördük. Bu çok değerli.
Bundan sonra ne olacak? AKP iktidarı bu hileyle hurdayla ulaştığı sonuçtan bir Hayır göemeyecek. Dünya Türkiyeden koptu, Rüekiye dünyadan yalıtıldı. Biz bundan sonra siyasal ve ekonomik olarak devletin daha byük bir kaosa sürüklendiğini izleyeceğiz. Emekçilerin daha fazla yoksullaştırıldığını, emeğin daha fazla sömürülmeye çalışıldığını göreceğiz. Kürt halkının üzerindeki baskının daha da arttığını göreceğiz. Çünkü baskılar karşısında sesini kısmayan, geri adım atmayan toplumsal kesimler bundan sonra da direneceklerdir. Belki kısa bir dönem karanlık bir süreci yaşayacağız. Ama bu kaotik süreç iyi dağerlendirilrse, emekçiler, işçiler Kürtler, Aleviler ve tüm ezilen kesimler açısından yeni bir başlangıç için koşullar mevcut.
YD: Bu nasıl bir yeni başlangıç? Biraz açabilir misiniz?
Bakın şimdi burada direniş çadırında hepimiz biraradayız. Kürt halkıyla, Alevi, Ezidi ve daha pek çok inançtan insanlar burada, devrimciler sosyalistler burada, hep beraber eylemdeyiz. Türkiye’deki mücadeleci kesimler içerisinde de benzer bir ortaklaşma büyütülebilirse hepimiz açısından yeni bir dönemin startı verilmiş olacaktır.
YD: Seçimlerin Kürt illerindeki sonuçlarına dair neler söylersiniz?
Şimdi Kürt halkımız genel duruşunu korumuştur. Bazı tali yerlerde AKP oylarını azıcık artırmıştır, bazı yerlerde azalmıştır, ama toplamda Kürt halkının Hayır iradesi güçlü bir tarzada ortaya çıkmıştır. Bakın Şırnak devlet tarafından göçertirldi. 70 bi insan göç etmek zorunda bırakıldı. Kalanlar devletin askeri polisi ve onlara yakın duranlardır. Ve Nusaybin gibi daha pek çok kentte aynı durumlar yaşatıldı. Buralardan göç ettirilinler sandık başlarına gidemediler çoğunlukla. Yoksuldular, çok yıpratıldılar. Bunlara öncülük de yapamadık. Çünkü öncülük yapabilecek arkadaşların çoğu hapse atıldılar.
Milletvekillerimiz, yöneticilerimiz, aktivistlerimizi belediye çalışanarımız hapse atıldılar. Kürt halkı deyim yerindeyse kendisine öncülük edilmeden sandık başlarına gittiler ve güçlü bir Hayır çıkarttılar. Gerisi, AKP’nin hileyle kısmen yüksek gösterdiği Evet oylarıdır.
Siyasal iktidar, Kürdistan’da yürütttüğü savaş ve yıkım operasyonlarının sonucunda bu halkın geri adım atacağını, sineceğini bekledi. Ama olmadı. Bizim beklediğimiz gibi, her şeye rağman, tüm baskılara rağmen sesini yükseltti. Biz bunu Newroz’larda alanlara çıkan milyonların iradesinde görmüştük zaten. Devlet Newroz’lara izin vererek aslında yüzbinlerin alanlara çıkmayacağını ümit etti. Önderlerinin hapse atıldığı halkın alana çıkmayabileceği olasılığına oynadılar. Fena yanıldılar.