
HABER MERKEZİ- Bilindiği gibi AB’de bulunan emperyalist ülkelerin daha bir militaristleştirilmesi programı PESCO (sürekli yapısal kooperasyon) ile AB ordusunun ilk adımı resmen atıldı.
Almanya ise resmen birliğe girildiğini açıklamıştı. PESCO kapsamındaki 17 projeden en önemli dört projeyi Almanya üstlendi. Ancak PESCO’ya bağlı olarak, liderlik kapışmasında da Almanya-Fransa arasındaki çatışmanın kızışacağını öngörmek zor değil.
Savaş bölgelerine hızlı entegre
Almanya, 2010’dan beri var olan AB savaş müdahalelerinin vazgeçilmez parçası olan hava taşıma kumandanlığının yanında sağlık hizmeti kumandanlığının da liderliğini yapacak. Bunlara ek olarak, işgallerin en kısa zamanda gerçekleşmesini sağlayacak lojistik yapıları da inşa ve koordine edecek. Hem sağlık hizmeti hem de hızlı işgal konularında Almanya zaten NATO içinde de önemli rollerin sahibiydi. Gelecekteki askeri müdahalelerin koordineli ve hiç bir ülkenin, hiç bir engeline takılmaksızın (Parlemento, oylama, ülkeler arası tartışmalar) yapılması hazırlığı, işin liderliği anlamında Almanya ile Fransa arasında sert mücadeleleri de beraberinde getirecektir.
Bütçelerin faturası emekçilere
Tebliği 13 Kasım’da imzalanan program, AB içinde askeri iş birliğinin sistematik olarak sağlamlaştırılmasını içeriyor. Buna bağlı olarak programa katılan 25 AB ülkesi, düzenli olarak askeri bütçelerini arttırma göreviyle yükümlü. Bunun ise emekçilere yeni saldırılar demek olduğu aşikar. Bütçelerinin silahlanmaya harcanan kısım yüzde 20’ye yükseltilecek, silahlanma araştırmalarına ayrılan yatırımlar da yüzde ikiye erişecek. Katılımcıların hepsi AB askeri operasyonlarına personel, materyal, alt yapı veya diğer araçlarla katkı sunacaklar. Acil durumlarda emperyalistler arası diplomasiye takılmadan karar alabilmek için yeni karar mekanizmaları oluşturulacak. Böylece Alman parlamentosu da dahil ulusal parlamentoların devre dışı bırakılacak, göstermelik parlemento işlevi dahi işlemeyebilecek.
PESCO içinde Almanya’nın liderliğini üstlendiği dört proje AB’nin militaristleşmesinin kilit projeler. İnşasını Alman ordusunun üstlendiği sağlık hizmetleri kumandanlığı, AB savaşlarında liderliğini yine Almanya’nın üstlendiği Avrupa hava taşıma kumandanlığı gibi Avrupa’da bir merkezi olacak sağlık hizmetleri kumandanlığının AB içinde sağlık hizmeti standartını tek tipleştirmek, tıbbi bakım için gerekli kapasitelerin koordinesini ve kurtarma ekiplerinin koordineli çalışmasını sağlamak gibi rolleri var. Almanya, böylece NATO içinde zaten aktif olduğu bir alanı AB içinde de ele geçirmiş oluyor.
Savaş mobilizasyonu
Lojistik merkezlerin koordinesi projesinin liderliğinin Almanya’ya verilmesi de büyük önem taşıyor. AB savaş birliklerinin en kısa süre içinde savaş bölgelerine gönderilebilmesi ve bakımlarının da en iyi düzeye çıkarılması hedefleniyor. Almanya, malzeme depolanması yanında transport yolları ve araçlarının sorumluluğunu da üstleniyor. Askeri malzemelerin erişilebilirliğinin en yüksek düzeye çıkarılması, savaş ve işgal bölgelerinin daha önceden belirlenip oralarda oluşturulacak depolara malzemelerin taşınması görevidir bu. Lojistik merkezlerin koordinesini sağlayan bu projenin yanında Hollanda, PESCO içinde askeri mobilitenin tek tipleştirilmesini sağlayacak bir projenin sorumluluğunu alıyor. AB içinde ortak askeri hareketin en hızlı ve yerel bürokrasiye takılmadan yapılabilmesi hedef alınıyor. NATO’nun bu kumandanlığının Almanya’ya taşınması ABD tarafından da destekleniyor. NATO tugaylarının Rusya sınırına yerleştirilmesinde Almanya yine kilit bir rolü üstleniyor.
Toplumsal muhalefete karşı da hazırlık
Projenin, Krizlere Tepki İnisiyatifi (CROC) un işlevi bu hazırlığın sadece Ortadoğu gibi savaş bölgeleri için olmadığını ele veriyor. Projenin amacını “Gerçek ya da tahmini tehlikelerin ortak analizini yapmak ve somut müdahaleler için gerekli askeri tugayların ve kapasitelerin tespiti” olarak belirlenmiş durumda. “Gerçek ya da tahmini krizli bölgelerin” AB içersinde her hangi bir ülkedeki toplumsal patlama bölgeleri olmayacağını kim garanti edebilir. Kısaca emperyalist proje kendilerinin yarattığı emperyalist savaş bölgelerine hızla müdahale ve daha fazla silahlanma anlamı taşırken, emperyalist müdahalelere karşı olası içteki “sınıf savaşını” da hedeflemektedir.
Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, AB’nin askeri birliğine atılan bu adımın AB’nin ABD’ye karşı stratejik bağımsızlığını hedeflediğini tekrarlamaya devam ediyor. “AB’nin entegrasyonu” denilen bu süreç, ancak ve ancak enternasyonal proletarya ve halkların savaşa karşı mücadelesi, savaşa ve silahlanmanın katlanmasına karşı “Birlikte mücadeleye entegrasyon” ile durdurulabilir.