DÜNYAİŞÇİ SINIFI

Sınıfın dilinden Londra yangını

İngiltere’nin başkenti Londra’da 14 Haziran’da çıkan yangında 17 kişi hayatını kaybetmişti.

londra yangını1

Londra’nın batı bölgesindeki Kensington kentinde çıkan yangında 17 kişi hayatını kaybetti. Yangın sonrası dayanışma içerisinde yaralarını sarmaya çalışan bölge halkı yangının emekçi ve dar gelirlilerin bölgeden sürülme çabasının bir sonucu olduğunu söylüyor.

İngiltere’nin başkenti Londra’da 14 Haziran’da çıkan yangında 17 kişi hayatını kaybetti. Londra’nın Batı bölgesindeki Latimer Sokağı’nda bulunan 24 katlı bir binada, günün ilk saatlerinde çıkan yangında alevler bütün binayı sardı ve söndürme işlemleri gün boyu sürdü.

Olayın yaşandığı bölgeye giden BBC muhabiri Mario Cacciottolo, katliamın neden kaynaklandığını bölge halkına sordu.

“İşçiler kâr hırsıyla büyüyen bir kuşatma altında”

11 yıldır Grenfell Tower binasının hemen karşısında yaşayan Maria Vigo’nun sinirleri alt üst olmuş durumda.

Sadece her gün mutfak penceresinden baktığı binada onca canın yitmiş olmasından dolayı değil. Aynı zamanda çocuklarının devam ettiği oyun gruplarının aşırı pahalanması, Kuzey Kensington’daki konut fiyatlarının bir emekçinin asla erişemeyeceği düzeylere gelmiş olması da onu üzüyor.

Ama en çok öfkelendiği, sesini duyuramıyor, dinlenmiyor olmak. “Bu sabah okulda veliler arasında büyük öfke vardı” diyor. Sınıflar arasında uçurumlar büyük ve insanlar bunun bir tür “sosyal temizlik” olduğunu söylüyor.

Maria insanların yanan binada yangına karşı önlem alınmamış olmasına, otomatik su püskürtme sistemlerinin kurulmamasına büyük öfke duyduklarını anlatıyor.

“Sadece yangın uyarıları koymak yetmez, bizi yangın anında binayı nasıl boşaltacağımız konusunda eğitmeleri de gerekiyor” diyor.

Her ikisi de özel ihtiyaçları olan özel ilgilenilmesi gereken iki çocuğu olan Maria, Kensington’da yaşayan emekçi ve dar gelirlilerin çevresinin giderek varlıklı bir kesim tarafından kuşatıldığını düşünüyor.

Doğma büyüme Kensingtonlu olan Maria, çocukların devam ettiği oyun gruplarının özelleştirme sonucu fiyatlarının nasıl da arttığını anlatıyor.

2 Sterlin ise şimdi 7,50 sterlin oldu. Kimse çocuğunu götüremiyor.

Nefes almadan konuşuyor Maria, isyanlarını sıralıyor:

Bu bölge (Kuzey Kensington) hep işçi sınıfının yaşadığı bir bölgeydi ama şimdi işçilerin sayısı azalıyor ve seslerinin duyulmadığını, dışlandıklarını hissediyorlar.

Belediye bizi dinlemiyor. Biz güzel görünümlü binalar istemiyoruz. “Neye ihtiyacınız var” diye sormaları lazım. Ne istediğimizi sormaları lazım.

Maria ayrıca bölgede yaşayan işçiler, kâr hırsıyla büyüyen bir kuşatmayla da karşı karşıya olduğunu düşünüyor. Bölgede yeni inşa edilen evleri almaya bir işçinin gücünün yetmediğini, bu evleri burada yaşayan buralı olan insanların değil başkalarının aldığını anlatıyor.

Yanan 24 katlı Grenfell Tower binası, kalabalık bir cadde üzerinde. Ama gruplar halinde toplanmış insanların yüzünde ağır bir hüzün ve yas var. Alçak sesle konuşuyorlar. Bazıları medyaya konuşmayı reddediyor.

Simsiyah olmuş binanın fotoğraflarını çekenler var. Eşofmanlı kepli gençler, gömlek pantolonlu yaşlı erkekler, çarşaflı kadınlar, ellerindeki cep telefonlarıyla binayı çekiyor. Yüzlerinde hala inanamama ifadesi var.

Çevredeki kiliseler ve bir çok binada oluşturulan geçici yardım merkezlerine getirilen giyecek yardımları artık geri çevriliyor. Fazlasıyla giyecek bağışı yapılmış.

Minibüsüyle torbalar dolusu giyecek getiren bir adam torbalarını araca geri yüklüyor.

Londra dışından Essex bölgesinden yardım getirmek için geldiğini anlatıp çaresizce omuzlarını silkiyor.

Sokaklarda dev bir taşınma manzarası var. Siyah torbalara doldurulmuş eşyalar taşıyan araçlar gelip gidiyor. Sürücüler kaldırımlardaki insanlara yardım merkezlerine nasıl gidebileceklerini soruyor.

O kadar çok yardım gelmiş ki şu an sadece çocuk bezi ihtiyacı var diyorlar. Lancaster Way’de yaşayan 55 yaşındaki Ortodoks rahip Bisrat Berhanu, 19 yıldır bu mahallede oturduğunu anlatıyor. Grenfell Tower binasına sık sık gidip orada yaşayan aileleri ziyaret edermiş. Şoku atlatamamış.

“Burada toplum çok dinamik ve birbirine çok yakındır” diyor.

Yüksek binalarda yaşayanlar birbirini hep tanır, bir aile gibidirler. Binadan kurtulanlara rastladım, birlikte ağladık. Şoktayız.

Rahip Berhanu da yoksul halkın büyüyen zengin kesim tarafından bölge dışına itildiğini, sayıların insanlardan daha önemli olduğunu söylüyor.

Komplo teorileri de var ama onlara girmeyeyim. İnsanların yaralarını sarmak, iyileştirmek için sevgi ve şefkate ihtiyacımız var.

Yanan binanın hemen yakınındaki bir sokakta oturan 56 yaşındaki Christina Simmons, 27 yıldır bu mahallede yaşıyor. “Herkes bir araya geliyor ve birbirini destekliyor” diyor.

Mahallede bu kadar çok Somalili ve Eritreli olduğunu daha önce fark etmemiştim. Hepsi dayanışmaya geldiler.

Konuşurken arada sık sık “Bizi dinlemiyorlar” diyor. Christina’nın yürüme engeli var ve kaldırımlarla ilgili şikayetleri var örneğin.

Yakınlarda doğal gaz çalışması diyerek yolları kapattılar. Hiç bir çalışma görmedik üstelik. Bu yol kapatmalar yolu uzatıyor. Ben uzun yol yürüyemiyorum. Hiç kimse bize yolların kapatılacağını söylemedi.

Bizi dinlemiyorlar. Görülmüyoruz, dikkate alınmıyoruz. Çok öfkeliyim.

Fakat, konu tekrar yangına geldiğinde sesi yumuşuyor.

Bölgede yaşayan halkın toplantılarda bir araya gelmesini umuyorum. Böyle bir şey bizi birbirimize yakınlaştıracak, birleştirecektir.

sendika.org

 

Etiketler
Daha fazlası

İlgili

Close