Manşet

Sivas’ın ışığı sönmeyecek!

Faşist rejimin Sünni Türk-İslam sentezine dayalı yapısı gün geçtikçe koyu hale getiriliyor

YAŞANACAK DÜNYA– Otuzbeş aydın ve sanatçının diri diri yakıldığı bir tarihtir 2 Temmuz 1993… Pir Sultan Şenlikleri için Sivas’ta bulunan ilerici aydın ve sanatçıların kaldığı Madımak Oteli’nin içindekilerle birlikte ateşe verildiği gün!..

Planlı ve göstere göstere gelen katliamın, bırakalım devlet güçleri tarafından engellenmesini, tam aksine onlar katliamı gerçekleştirenlerin işini kolaylaştıran bir rol üstlendiler. Aradan 25 yıl geçti. Sivas Katliamı davası zaman aşımına uğratıldı.

Ellerini kollarını sallayarak gezen katiller, göstermelik mahkemelerde yargılanmaktan dahi kurtarıldılar. Devlet bu vahşi katliamın üzerini örtmeye devam ediyor hala… Hesabını sormak işçi sınıfı ve emekçilere, ezilen halklara, onların örgütlü güçlerine düşüyor.

Devletin katliamcı geleneği sürüyor. Sivas’ın katilleri Gazi Antifaşist Halk Direnişi’nin, Roboski’nin, Mayıs-Haziran İsyanı’nın, Ankara Katliamının, Suruç’un, Soma’nın, Cizre’nin, Nusaybin’in, Sur’un, iş cinayetlerinin katilleriyle sokakta kolkola dolaşıyor… Yasalar işçi sınıfı ve emekçilerden, ezilenlerden değil, kapitalistlerden yana işliyor. Devlet onların devleti çünkü. Yasalar onların yasaları, iktidar onların iktidarı… Yakılan, asılan, tutsak kılınan hep emek oluyor…

Yeni ölümler, yeni yıkımlar, yeni savaşlar dayatılıyor. Kapitalizm sömürüye ve kana doymuyor. Sistemin çarkı ancak hep daha fazla kar ve daha fazla kan için dönüyor.

O dişlileri çevirenler, yine hep o dişliler arasında öğütülenler oldu.

‘Canlar’ Madımak’ta yakıldı, katledildi. Asla unutmayacak, hesap soracağız! Tıpkı bunun gibi, Alevi emekçilerin özgürleşmesinin işçi sınıfının özgürleşmesiyle iç içe geçmek durumunda olduğunu da akıldan çıkarmamalıyız!

Faşizme, kapitalizme karşı ‘Vakit TAMAM’ diyerek güçleri birleştirelim, safları sıklaştıralım!

Etiketler
Daha fazlası

İlgili

Close