DÜNYAİŞÇİ SINIFI
Starbucks ucuz göçmen emeğine göz dikti!
Göçmen işçilere yaptığı muamelelerde kirli bir geçmişe sahip Starbucks büyüyen göç dalgalarını fırsata ve kara çevirmeye devam edecek!
YAŞANACAK DÜNYA– Starbucks bir açıklama yayınlayarak, 2022 yılına kadar Avrupa’daki dükkanlarda 2 bin 500 “sığınmacının istihdam edileceğini“ bildirmiş.
Bu kararın şirketin ocak ayında açıkladığı, “sığınmacılara iş sağlanması programının bir parçası olduğu ve bu kapsamda dünya çapında toplam 10 bin sığınmacının istihdam edileceği“ belirtilmiş.
Böylece göçmen işçilere yaptığı muamelelerde kirli bir geçmişe sahip Starbucks büyüyen göç dalgalarını fırsata ve kara çevirmeye devam edecek! Zira göçmen emekçiler bu gibi tekller açısından düşük ücretle çalıştırılmaya “müsait“ oluyorlar!
Ne var bunda canım? Fena mı, ülkesini terk etmek zorunda kalan insanlar işsiz dolaşacağına iş sahibi olurlar, şeklindeki düşünceler heralde az değildir.
Gelgelelim durum biraz farklı…
İşçi ve sendika düşmanı bir kapitalist zincir örneği: Starbucks
Ucuz emek sömürüsü üzerinden hızla “dünya markası“ haline gelmiş Starbucks, işçilerin çalışma koşullarının ağır olduğu tekelci işletme zincirlerinde birisidir.
Uluslararası raporlara göre Starbucks mağazalarında temel işçi hakları gözetiliyor. “Düşük ücretler”, “değişken ve belirsiz çalışma saatleri”, “yetersiz işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri”, “haksız işten çıkartmalar” ve “sendika düşmanlığı” sık rastlanan uygulamalar. Özellikle kadınlara, göçmenlere ve engellilere yönelik ayrımcılık olaylarıyla defalarca gündeme geldi.
Çalışanlarının çoğu gençler ve öğrenciler ve Starbucks gibi yerlere geçici iş düşüncesiyle giriyorlar. Patron da bunu bildiği için çok çabuk işten çıkarabiliyor. İşçi sirkülasyonu bu nedenle fazla.
Starbucks bir ara ABD’deki uygulamalarıyla gündeme gelmişti. ABD’ye üniversite eğitimi için yurtdışından gelen öğrencileri “sosyal sorumluluk” kapsamında “çok kültürlülük” adına işe aldığını söylüyordu. Ama bu uygulamanın temelinde düşük ücretlerle işgücü maliyetini en alta çekme düşüncesi yatıyor!
Starbucks işçileri arasında iş kazası ve meslek hastalığı vakaları sık yaşanıyor. İşçinin çalışma saati belirsiz ve düzensizdir. Özellikle kadın işçiler düzensiz çalışma saatlerinden dolayı sürekli işlerini kaybetme tehdidi altında çalışıyorlar.
Bütün bu ağır çalışma koşullarına karşı Starbucks işçileri haklarını korumak için mücadele ediyorlar. Örneğin ABD’de 2004 yılında kurulan Starbucks Workers Union (SWU) ücret artışı, çalışma saatlerinin düzenlenmesi gibi talepleri dile getiriyor. Başlangıçta sendikaya katılanlar işten atılmışlar ya da vardiya ve görev değişikliği gibi yöntemlerle işten veya sendikadan istifa etmeye zorlanmışlar.
Bir başka örnek Şili. Ülkedeki Starbuck mağazalarında saat ücretlerinin düşük olması nedeniyle harekete geçen işçiler ABD ve Kanada sendikalarının desteğiyle 2007 yılında Starbucks işçileri sendikasını kurmuşlar.
Tıpkı ABD’deki gibi Şili’de de işçilerin sendikalaşma çabaları patron tarafından zorla engellenmeye çalışıldı. Ama işçilerin geliştirdiği sınıf dayanışması buna izin vermedi.
‘Kahve sadece kahve değildir’
“Kahve, sadece kahve değildir” Starbucks reklamlarında kullanılan bir slogan. Gerçekten de kahve sadece kahve değildir! Batı metropollerinde müşterilerin önüne bir fincanın içinde sunulan kahvenin uzun yolculuğunun gerisinde yoğun bir emek sömürüsü yatıyor!
Bağımlı yani “az gelişmiş“ ülkeler için en önemli gelir kaynaklarından biri olan kahve, dünya ticaretin en karlı metalarından biri olageldi.
Yaklaşık 20 milyon kişi geçimini kahve üretiminden sağlıyor. Yerkürenin Güney’inde yetiştirilen kahve ağırlıklı olarak Batı ülkelerinde tüketiliyor. Küçük yerel üreticilerle başlayan üretim zincirinin tepesinde bir avuç tekelci firma var.
“Marka“lar aracılığıyla tüketici fiyatları azamiye çıkarılırken kahve üreticilerinin gelirleri azalmakta. Kahve üretildiği ülkelerden ihraç edilirken düşük fiyatlar üzerinden işlem görüyor. Mecburen böyle oluyor. Çünkü üretilen kahve tekellerin kurduğu zincirin dışında alıcı bulamıyor.
Ve kahve üreticilerinden çalınan emekler mağazalardaki ucuz işçi sömürüsüyle birleşince ortaya katmerli karlar çıkıyor!