8 Mart etkinliğinde Kadın Gözüyle “Afganistan’da kadın olmak” başlıklı sunum yaptı.
12 Mart 2023’te Strasbourg’da Yeni Kadın ve Kadın Gözüyle’nin de sonradan dahil olduğu 8 Mart etkinliği düzenlendi.
Otuz dört kişinin katıldığı etkinlik, kavgada ölümsüzleşen işçi ve emekçi kadınlar anısına yapılan saygı duruşuyla başladı.
8 Mart tarihçesinin anlatıldığı sinevizyon ve günün önemine dair Türkiye ve Kürdistan kadınlarının genel durumu, depremin kadınlar üzerindeki etkisi ve 8 Mart etkinliklerinden bahsedildi. Yine Fransa’daki kadınlarının yaşadığı sorunlara dikkat çekildi.
Kadın Gözüyle’nin davetiyle etkinliğe katılan İranlı Sepideh, İranlı kadınların yaşadıklarını, mücadelesini ve Avrupa’da Afganistanlı kadınlarla oluşturdukları birleşik mücadeleden söz etti.
Yeni Kadın’ın, günün önemi ve yapılması gerekenlere işaret eden 8 Mart içerikli bildirisi okundu.
Kadın Gözüyle ise Afganistandaki kadınların yaşamını etkinliğe taşıyan bir sunum yaptı:
Afganistan’da kadın olmak
20 yıldır Afganistan rejimi ve Taliban arasındaki savaş, özellikle kadınların zaten zor olan günlük yaşamlarına bir de Taliban yasakları eklenince, hayat bir cehennem Afgan kadınları için.
Afganistan’da kadınların yüzde 87’si tecavüze uğruyor.
Küçük yaşta zorla evlendiriliyorlar. Mesela 8 yaşındaki kız çocukları 80 yaşındaki yaşlı erkekerle evlendirilebiliyor. Yoksulluklarına karşılık kız çocuklarını satışa çıkarıyorlar.
Bildiğimiz gibi, Taliban’ın 15 Ağustos 2021 tarihinde yeniden Afganistan’da iktidara gelmesiyle bir dizi yasaklar zinciri getirildi. Afgan halkı ve özelde de kadınları için…
Kadınların tek başına sokağa çıkmaları yasak. Ancak yakınları erkeklerden birinin eşliğinde sokakta yürüyebilirler. Erkeklerin olduğu kamu kuruluşlarında çalışamaz, çalışıyorsa da ücretleri ödenmez. Erkeklerin bulunduğu otobüslere binemezler. Yasak!
Kadınların spor alanlarında spor yapmaları yasak. İlkokul eğitimi sonrası eğitim yasak. Üniversite kapıları 2022 yılı sonunda kız öğrencilerine kapandı.
İzlediğim bir röportajda, bir psikolog Afgan kadınlarının ruh sağlığıyla ilgili yaptığı bir analizde, “Hemen hemen bütün Afgan kadınları psikolojik sorunlar yaşıyor” diyordu. “Çünkü kadınlar dışarı çıkamıyor, sürekli bir korkuyla yaşıyorlar. Gelecek kaygıları var önlerini göremiyorlar” diye ekliyordu.
Yine bir Afgan kadını içinde oldukları lanetli durumu anlatmak için, şöyle diyordu: “Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir kadın 1 saatliğine bile bizim yerimizde olmak istemez!”
20 yıl önce Afganistan -1996-2001 yılları arasında- Taliban yönetimi altındaydı. Bu süre boyunca okullar ateşe verilmiş ardından kız öğrencilere eğitim yasağı getirilmişti. Yasağa rağmen kız çocukları gizlice eğitim almaya, öğretmenler illegal olarak evlerde kız çocuklarına eğitim vermeye devam ettiler.
Talibana göre, tüm İslami kurallar allahın emirleriydi. Ve Taliban halk ve kadınlar için bu emirleri yerine getirmek zorundaydı.
Kadınlar çarşaf giymeli, erkek bir yakını olmadan dışarı çıkmamalıydı. Çalışamazlar, eşinden ayrılma hakkına sahip değillerdi. Araba kullanamazlar. Genç kızlar aşık olamaz. Kurallar dışında davranışlar görülürse cezalandırılırlar vs. vs.
Bu cezalandırmalar açık alanlarda diğerlerine ibret olması biçiminda halka açık yerlerde yapılır. Örneğin cezalandırma alanları bir futbol sahası ya da bir meydan olabilir. Taliban tarafından suçlu ilan edilen kadın ve erkekler “İşlenen suçun türüne” göre burada cezalandırılıyor. Defalarca kez kamçılanıyor, elleri kesiliyor, öldüresiye tekmeleniyor hatta öldürülebiliyorlar…
Ve henüz bilmediğimiz -basına ve kamuoyuna yansımayan- birçok yasaklı ve cezai uygulamaların yapıldığı sayısız detaylarla sürüp giden cehennemsi bir eziyettir Afgan halkı ve özelde de kadınlarının yaşadıkları.
15 Ağustos tarihinden önce, yani 20 yıl boyunca neler yaşandı?
ABD, 11 Eylül 2001’de New-York’taki İkiz Kuleler’e yapılan saldırıyı bahane edilerek Afganistan’ı işgal etmişti. Saldırının sorumluluğunu, kendisinin besleyip büyüttüğü El Kaide, Taliban gibi bu dinci-gerici örgütlere yıkarak sözde onları cezalandırmak adına Afganistan’a girdi. Bu örgütlerden çok çeken Afgan halkını ve dünya kamuoyunu arkasına alabilmek için de, Afganistan işgalini ülke halkına, “Demokrasi götürmek”, “İnsan haklarını geliştirmek” için gittiği yalanlarıyla süsledi.
Oysa ABD ve diğer emperyalist güçlerin ağzını sulandıran tek şey, Afganistan’ın uyuşturucu merkezi olması, zengin madenlere sahip olması ve coğrafi konumuydu.
Yoksa ne Taliban’ın şeriat uygulamaları ne Afgan halkının çektiği eziyet ve sıkıntılar ne de kadınlara yaşatılan zulümdü onları ilgilendiren.
Zaten ABD’nin 20 yıl sonra Afganistan’da batağa saplanmasıyla apar topar kaçışında bunun böyle olmadığını gördü dünya halkları.
ABD’nin Taliban’a yenik düşmesinin ardından kaçarken uçağın etrafına doluşan insanları ezme pahasına arkasına bakmadan kaçan görüntüleriyle akıllarda kaldı.
Afgan halkı ve kadınlarının tek ve biricik kurtuluşu, kendi öz örgütlülükleri ve dünya halklarının, kadınlarının Afgan kadınlarıyla dayanışmasıyla mümkün.
Afgan kadınlarının tek kurtuluşu, yine cesur Afgan halkı ve Afgan kadınlarıyla gerçekleşebilir. Bunun örnekleri de yaşanıyor. En son üniversitelerin kız öğrencilere yasaklanmasını protesto eden bir öğretmen, başına gelebilecekleri göze alarak cesurca örnek bir davranışta bulunmuştu. Kameraların karşısına geçip bütün öğretmenlere “kız öğrencilere yasaklanan bir eğitim sisteminde hizmet vermeyi redediyorum ve diplomamı yırtıyorum” açıklamasında bulunmuştu. Aynı zamanda diğer öğretmenlere de bu uygulamayı redetmeleri çağrısında bulunmuştu.
Afganistan kadınları, Taliban’ın iktidara gelmesinin ilk gününden itibaren bütün riski göze alarak direniş örnekleri gösterdi. Bütün zorluklara, tüm bedellere rağmen sokağa çıkıp cumhurbaşkanlığı sarayı önünde hakları için eylem yaptılar. Yazarlar, gazeteciler ve sanatçılar da bütün bedellere rağmen kadın hakları ve özgürlükleri için mücadele veriyorlar.
Diğer taraftan, İran’da Jîna Mahsa Amînî sonrası İran halkı ve kadınlarının muhteşem direnişi ve dünyanın her yerinde gelişen kadın hareketleri Afgan kadınlarına da büyük bir moral destek olup yol göstermektedir.
Afganistan’a ilişkin şu bilgeleri de paylaşmak istiyorum: Afgan halkınının yüzde 10’u uyuşturucu bağımlısı. 139 milyon kişiden 3 ile 5 bin kişi bağımlı.Taliban uyuşturucudan milyonlarca dolar sağlıyor. Ülkede uyuşturucu ve çocuk ticareti çok yaygın. Yoksulluk oranları çok yüksek, her 10 kişiden 9’u aç.
İnsanlar geçinmek için ya da ciddi sağlık problemleri nedeniyle çocuklarını ve eşyalarını satışa çıkarıyorlar. Afganistan, dünya uyuşturucu üretiminde ilk sırada yer alıyor.