İŞÇİ SINIFIMAKALELERManşet
Taksim için dövüşmemek tüm saldırılara teslim olmaktır
Taksim’in özgürleştirilmesi iradesi geliştirilmedikçe saldırılar karşısında dişe dokunur bir tutum alınamayacağı açık ve nettir
ALINTERİ– İstanbul Valiliği, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ın 1 Mayıs Meydanı olan Taksim’de kutlanmasına yine “yasak” yanıtı verdi.
Kıdem tazminatının zorunlu hale getirilen BES’le entegre edilerek fona devredilmesinin yani gaspının gündemde olduğu, hayat pahalılığının alıp başını gittiği, işsizliğin resmi rakamlara göre bile yüzde 14,7 rakamlarıyla telaffuz edildiği, toplumsal ihtiyaçlara ulaşmanın artık hayal haline geldiği bu koşullarda bir kere bile genel grev lafzını etmeyen sendika ve meslek örgütlerinin Taksim başvurusuna Valilik’in “yasak” yanıtı vermesi şaşırtıcı olmadı!
DİSK, KESK, TMMOB, TTB tarafından yapılan başvuruya Valiliğin sözlü yanıt verdiği öğrenildi. Geçtiğimiz günlerde de valilik yetkilileriyle görüşen heyete, sözlü olarak Taksim Meydanı’nın kutlamaya açılmayacağı belirtilmişti.
Mevcut saldırılara karşı dişe dokunur bir tutum sergileyemeyen sendika ve meslek örgütlerinin her yıl olduğu gibi “Taksim 1 Mayıs alanıdır” demelerine rağmen bu yıl da sırtlarını Taksim’e dönecekleri açık. Saldırı paketine karşı bir kere bile “şalteri indiririz” demeyenlerin işçi sınıfının tarihsel hafızası ve yarattıklarının manevi simgesi olan Taksim için dövüş(e)meyecekleri ortada.
Seçim gümbürtüsü ve ardından gelişen toz duman bulutu arasında karşılanan bu 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması öncesiyle kıyaslanmayacak siyasal-moral bir anlam kazanmıştır. Bu anlamın bilinciyle hareket edenler onun uğruna bir kez daha savaşmaktan vazgeçmeyecektir.
Gelinen noktada gerçekleşecek saldırılara karşı nasıl bir tutum alınacağının da göstergesi olacak 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasının dün olduğundan daha yakıcı bir nitelik kazandığı tartışmaya yer bırakmayacak kadar nettir. Taksim’in özgürleştirilmesi iradesi geliştirilmedikçe bu saldırılar karşısında dişe dokunur bir tutum alınamayacağı açık ve nettir.
Kılıçdaroğlu’nun uğradığı saldırıdan sonra yaptığı açıklamalarda 1 Mayıs ve Taksim iradesine duyduğu düşmanlığı açıkça ortaya koyan Devlet Bahçeli bile bu siyasal anlamı kavramanın bilinci ve sınıf öfkesiyle konuştu.
İşçi sınıfının mevcut kastlaşmış yapıları, alışkanlık ve icazet sınırlarını yıkarak kendi tarihiyle özdeş olan o alanı kelimenin gerçek anlamıyla özgürleştireceği günlerse uzak değildir.