GENÇLİK
Yalnız değilsiniz!
İHD Ankara Şubesi’nde hasta tutsaklardan “Deniz Tepeli’nin Tedavi Hakkının Gasp Edilmesine İzin Vermeyeceğiz
İHD Ankara Şubesi’nde hasta tutsaklardan “Deniz Tepeli’nin Tedavi Hakkının Gasp Edilmesine İzin Vermeyeceğiz!” başlıklı bir basın toplantısı düzenlendi. 14 Ocak Cuma günü 12:15‘te düzenlenen basın toplantısında ilk konuşmacı Hüseyin Yaman‘dı. Yaman konuşmasında şunlara değindi:
Hapishanelerde devrimci tutsakların yaşadıkları sıkıntılar diz boyudur. Sağlık sorunları, yaşamaya mahkum edildikleri koşullar yüzünden devrimci tutsaklar mağdur edilmektedir. Hasta tutsakların tedavisi engellenmektedir. Ancak ölümle yüz yüze gelindiğinde tedavi şansı verilmektedir. Tıpkı Güler Zere’de olduğu gibi… Deniz Tepeli kaldırıldığı Zekai Tahir Burak Kadın Hastalıkları hastanesinde jinekolojik muayeneye alındığı sırada askerler doktorların istememesine rağmen odadan çıkmamışlardır. Kendi çocuklarının bir gözü gözükse namahrem olarak nitelendirenler , bizim çocuğumuzu çırılçıplak görmek için diretmişlerdir ve ahlaki bir çöküntü içerisindedirler.
Daha sonra Partizan’dan Yalçın Koçak söz aldı:
İktidarın ıslah aygıtını hapishanelerde tecrit koşulları altında siyasi tutsaklar üzerinde gösteriyor. Hapishanelerde siyasi tutsaklara uygulanan bütün koşulların mübah olduğu gözüyle bakılıyor. İnsani koşullarda tedavi edilme hakkının bu denli gaspedildiği başka bir alan yoktur. Siyasi tutsakların yüzünü ne yapılan demokrasi havariliği ne de açılım safsataları serinletmiyor. Faşist TC siyasi tutsakların yüzünü uyguladığı tecrit koşulları ile serinletmeye çalışıyor. Bu yapılanlar faşist TC’nin faşist özüyle ahenk arzediyor.
Basın metninin okunmasından önce son olarak Hasta Tutsak Deniz Tepeli’nin babası İsmail Tepeli konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
Çocuğum tutuklandıktan sonra akılalmaz uygulamalar ile karşı karşıya kaldı. Henüz tutuklu iken, mahkum olmadan 30 günlük bir açlık grevi yaptı. O dönem hastaneye çıkartıldı. Ancak düzelmeden 2–3 ay sonra tekrar alındı. Her hastaneye girip çıktığında çırılçıplak soyulup dayağa maruz kaldı. Deniz adi bir suçtan içeri girmedi. Siyasi yönelimleri yüzünden mahkum edildi. İçerdeyken ve hala siyasi yönelimleriyle hareket ediyor. Karşılaştığı her türden faşist uygulamaya da devrimci iradesi ile karşı koymaya devam ediyor. Deniz’in tedavisini sürekli engellediler. Yasal olmayan, tamamen keyfi bir düşünce yapısıyla sürgün ettiler. Onlara -siz de insansınız, sizin de çocuklarınız var. Siz kendi çocuklarınıza böyle yapılsa ne yapardınız dedim?
– Bana yasaların böyle olduğunu söylediler.
– Ben de yasalarda böyle hükümler olmadığını söyledim. Siz yasaları kafanıza göre yorumluyorsunuz dedim.
Devlet kendi yasalarını bile çiğneyerek devrimci tutsaklara eziyet etmektedir.
İHD Ankara Şube temsilcilerinden biri, devletin hasta tutsaklar için imzaladığı “İstanbul Protokolü”ne uymadığını, bu protokolü imzalamasına rağmen 3’lü protokolü uygulamamakta ısrar ettiğini ve bunun bir hukuksuzluk olduğunu dillendirerek İsmail Tepeli’nin Devletin devrimci tutsaklara yaptığı muameleyle kendi hukukunu dahi çiğnediği tezini destekledi.
Konuşmaların ardından Partizan’ın ve Alınteri’nin örgütlediği EHP ve Kızıl Bayrak’ın desteklediği basın toplantısında şu ifadelere yer verildi;
Basına;
Hapishanelerde tecirt koşulları tüm pervasızlığıyla sürdürülüyor. Siyasi tutsakları teslim almak adına insanlıkdışı uygulamalara imza atma faşist karakteriyle büyük bir ahenk hali arzeden TC devleti, hasta tutsakları tecrit koşullarında parça parça katletmeye devam ediyor.
Ankara Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Deniz Tepeli, hasta tutsaklardan sadece biri. Ağustos ayında “tehlikeli” bulunarak Kırşehir E tipi Hapishanesine sürülmüş sonrasında 29 Aralık’ta tekrar Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi’ne sevk edilmiştir. Kırşehir’deyken sağlık sorunları nedeniyle hastaneye götürülen Tepeli için ‘yumurtalıklarında 23mm çapında kist olduğu’ teşhisi konulmuştur. Ancak 31 Aralık’ta gittiği Zekai Tahir Burak Kadın Hastalıkları Hastanesi’nde Faşist TC güçleri Tepeli’yi insanlı dışı muamelelerle karşılamışlardır. Odadan çıkmayı kabul etmeyen askerin dahiyane çözümü Deniz Tepeliyi bir kadın gardiyana kelepçeleme önerisi olmuştur.
İnsanlık onuruna aykırı olmakla birlikte fiziksel anlamda da tedaviyi imkansızlaştıracağı kesin olan bu uygulama dayatması siyasi tutsakların sağlık hakkının gaspının yeni bir örneğidir.
Devrimci tutsakları bu tarz yöntemlerle yıldırabileceğini sananlara çok yanıldıklarını bir kez daha hatırlatmak gerekiyor.
Ağır tecrit koşullarına karşı devrimci iradeyi zırh yapan devrimci tutsaklar yalnız değildir!
Hasta tutsakların yaşam haklarının gasp edilmesine izin vermeyeceğiz!
Deniz Tepeli’nin tedavisinin insana yakışır koşullarda bir an önce başlatılmasını istiyoruz!
İnsanlık dışı uygulamalara son verilsin!
ALINTERİ, PARTİZAN