KADINManşet

Avusturya’da kadın cinayeti ve “Artık mazeret yok!” kampanyası

Avusturya’da Suriye’li bir mültecinin karısını “Bana küfretti“ mazaretine sığınarak öldürmesi üzerine “Artık mazeret yok“ kampanyası başlatıldı

Avusturya’da kadın katliamları ve kadına yönelik şiddet, endişe verici derecede yükseliyor. 2021’in ilk ayında 3 kadın katledilmişken, Şubat ayına girer girmez bir kadının daha katledildiği haberi geldi.

Kadın katliamı 3 Şubat Çarşamba günü, öğle saatlerinde Viyana’nın Favoriten caddesindeki Antiochien St. Ortodoks kilisesinin hemen yanındaki mülteci sığınma evinde gerçekleşti. Suriyeli mülteci eşler arasında başlayan kavga ölümle sonuçlandı.

52 yaşındaki katil zanlısı polis sorgusunda, “2014 yılında Suriye’den savaştan dolayı göç ettiğini, daha sonra ailesini yanına getirdiğini” bildirildi. 45 yaşındaki eşini neden bıçakladığını ise, “aramızda çıkan kavgada, karım bana vurdu ve küfür etti. Ben de çok sinirlendim, mutfak bıçağını aldığım gibi rastgele bıçakladım” şeklinde açıkladı.

Polis ekipleri, “olay yerinde kadını ağır yaralı ve bilinçsiz halde yatarken bulduklarını, çağırdıkları sağlık ekiplerinin bütün müdahelelerine rağmen talihsiz kadını kurtaramadıklarını” açıkladılar. Sağlık ekipleri ise; “kadının boynundan aldığı ağır bıçak darbesinden dolayı, çok fazla kan kaybettiğini, bu yüzden yaşamını yitirdiğini” açıkladılar. Polis katil zanlısını olay yerinde gözaltına aldı ve soruşturma başlattı.

Kadınların Öz savunma Hakkı Görmezden Geliniyor;

Olayı haber alan kadınlar, 05 Şubat Cuma günü bir kez daha Viyana sokaklarında öfke ve isyanlarını haykırdılar. Avurpa Kadın Dayanışması bileşenleri, Radikale die Linke, Komintern ve Antifaşist kadınların yaptıkları çağrı üzerine, saat 18:00 de, Resselpark’ta biraraya gelen kitle, bir kez daha yaşanan kadın katlimlarını protesto ettiler.

Bir ay içinde katledilen 4 kadın özgülünde, tüm erkek şiddetinin kurbanı olan kadınların anısına bir dakikalık saygı duruşuna geçilerek miting başladı. Yapılan açılış konuşmasının ardından AKD adına hazırlanan Almanca açıklama okundu. Katılımcı kurumların ard arda yaptıkları konuşmalardan sonra, atılan sloganlar eşliğinde kadınlar yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş boyunca yer yer konuşmalar yapıldı.

Yapılan konuşmalarda; “Kadın katliamının politik olduğu, kadına yönelik şiddet sona erinceye kadar kadınların sokakları terketmeyecekleri, devletlerin, kadına yönelik şiddetin ve katliamların sona ermesi için gerekli tedbirleri sağlamakta isteksiz ve çok yetersiz kaldıkları, kadına yönelik şiddetin ve katliamların sorumlusunun erkek egemen sistem olduğu, katil erkeklere iyi hal uygulayan mahkemelerin, kadınların özsavunma hakkını görmezden geldiklerini vb” söylediler.

Kortej yürüyüşün bitiş noktasına geldiğinde bir kez daha kadına yönelik şiddet ve kadın katliamları karşısında, kadınlar olarak susmayacaklarını tekrarladılar. Atılan sloganlar ve protesto alkışları eşliğinde eylem sona erdi.

Artık mazeret yok! kampanyası

Avusturya’da üst üste yaşanan ve endişe verici tarzda tırmanan kadın cinayetleri karşısında; Avusturya Özerk Kadın Sığınma Evleri (AÖF), “Artık mazeret yok” sloganı altında, kadına yönelik şiddete karşı yeni bir kampanya başlattığını açıkladı.

Avusturya Özerk Kadın Sığınma Evleri (Autonomen Österreichischen Frauenhäusern AÖF), “Her beş erkekten biri kadına şiddet uyguluyor ve Avusturya’da günde yaklaşık 20 erkek, partneri olan kadından uzaklaştırma cezası alıyor. Bu nedenle AÖF olarak, “Artık Mazeret Yok” şiarıyla yeni bir kampanya başlatıyoruz” diyerek kampanyanın duyurusunu yaptılar.

AÖF genel müdürü Maria Rösslhumer; kampanya kapsamında bir film hazırladıklarını ve filmin “erkek karakterler kadına yönelik şiddetin, erkeklerin bir sorunu olduğunu açıkça tanımlayarak ve şiddetsiz erkekliği savunarak erkeklere odaklanıyor” şeklinde açıkladı.

Basın toplantısında da konuşan Rösslhumer, “Kadına yönelik şiddet sadece fiziksel saldırı ile başlamıyor, cinayetler buzdağının yalnızca görünen kısmı. Arkalarında yıllarca süren acı ve şiddet var, bu da bizi çok çok endişelendiriyor. Sorunun kaynağı patriarkal sistem olmakla birlikte, erkekler sistemin kendilerine tanıdığı imtiyazlardan vazgeçmedikleri ve bu sorunun çözümü için verilen çabalara duyarlı olup katılmadıkları sürece, kadın-erkek eşitliği açısından daha çok uzun yıllar hiçbir şey değişmeyecektir.” dedi.

Daha fazlası

İlgili

Close