DÜNYA
Bu “kadere” isyan etmeliyiz!..
Katliamın sorumlusu Yapı-Tek taşeronudur, Başbakandır, Enerji ve Çalışma Bakanlarıdır, TTK’dır, Zonguldak Valisi’dir; bir bütün olarak kapitalizmdir!
Enerji Bakanı Taner Yıldız sabah satlerinde 28 işçinin cesedine ulaşıldığını açıkladı. 2 işçiyi arama çalışmaları sürüyormuş. Ölü işçi bedenlerinin göçük altında değil, korunaklı açık bir alanda olduğu ortaya çıktı. Patlama sırasında bozulan asansörün tamir edilmesi sonucu işçilerin bulunduğu bölgeye ulaştıklarını itiraf ettiler. İşçilerin karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu öldüklerinin sanıldığı belirtildi.
Sergilenen kurtarma rezaletinin sorumlusu devlet erkanı, işçiler can pazarındayken, oluşturulan kriz masasının kendilerini, taşeronları yıkama yağlamanın dışında bir şey yapmadıklarını bir kez daha ele verdi.
Sorumluklarından yan çizmenin bir parçası olarak “kaza anında karbonmonoksit zehirlenmesi ile öldüklerini sandıklarını” ifade ettiler. Bir asansör tamiri için 3 gün harcamayı, 2,5 km öteden ocağa ulaşmaya girişmeyi, hemen ulaşsak da sonuç değişmeyecekti minvalinde açıklamalarla örtmeye soyundular.
Bir kez daha gördük ki kapitalizmin gözünde insan yaşamının -hele bu bir de işçiyse- hiçbir değeri yok. Onlar kendisi için artı-değer sağlayan, sermayesini büyüten işçiyi en ucuza nasıl çalıştırabilirimin derdinde. Taşeron sisteminin tercih edilmesi de zaten bu yüzden değil mi?
Hiçbir güvencesi olmayan, sendikasız, sigortasız çalıştırılan işçiler onların karlarını büyütmesinde oldukça kazanç sağlayan bilinçli bir tercih. Onlar için oluk oluk işçi kanının akması, insanların ölmesi karlarını büyütmeyi sağlayan, özelleştirmenin, taşeronlaştırmanın doğal bir sonucu olduğu için “işçinin kaderi” deme arsızlığından başka bir anlam taşımaz.
Her şey bir yana bu “kadere” isyan etme hakkına sahibiz. Kamu mallarının ihalelerde, katliamın yaşandığı madende iş yapan Yapı-Tek gibi taşeronlara peşkeş çekilmesi, özelleştirme ve taşeronlaştırmayla işçilerin çalışma ve yaşam koşullarının cehenneme çevrilmesine karşı mücadeleyi büyütme sorumluluğumuz var. Taşeron sistemiyle, sendikasız, sigortasız, güvencesiz o madenlere inmemeliyiz. Taşeronlaştırmanın yasaklanmasını sağlamalıyız.
Bu katliamın sorumlusu taşeronluk sistemidir. Olay özgülünde de Yapı-Tek taşeronudur. Bu katliamın sorumlusu “kaderinize boyun eğin” diyen, acı ve öfkesini yüzüne tükürenlere kurşun sıktıran, gözaltına aldırtan başbakan Erdoğandır. Bu katliamın sorumlusu “Şimdi bile buraya çalışma ruhsatı verebiliriz” diyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’dır.
Bu katliamın sorumlusu Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan’dır. Bu katliamın sorumlusu Zonguldak Valisi Erdal Ata’dır. Kriz masasında çözüm üreten değil, katliamı aklamaya çalışan bu isimler istifa edip yargılanmalıdır.
Bu katliamın sorumlusu bir bütün olarak kapitalizmdir, er ya da geç yıkılmalıdır. İşçi sınıfı kendi kaderini kendi ellerine almadığı, kendi iktidarı olan sosyalizmi kurmadığı sürece bu “kaderi” yaşamaya mahkum edilecektir.