ADGB 6 Mayıs, ölümsüz devrimci önderler; Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’la ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamayı yayınlıyoruz
Devrimci tarihimiz, zor ve şiddet temelinde ağır, acı bedeller ödenerek yazıldı. Böyle bir tarihin hiç şüphesiz ki gerçek kahramanları, kanları birbirine karışan şehitlerimizdir.
Şanlı tarihimizin gerçek öncü değerlerini, öz taşıyıcılarını, birleşik devrim kavgamızın yedi verenlerini anmak, köklerimize sıkı sıkıya sarılmanın da bir gereğidir. Birleşik devrimci savaşımız, mücadelemizin en ileri mevzileri ve en güçlü moral değerleri olan şehitlerimizi anarken, onların bıraktıkları mirasa sahip çıkarak, mücadeleyi yükseltmekde, devrimci bir görevdir.
Bağımsızlık, özgürlük, devrim, sosyalizm ve komünizm yolunda devrimci önderlerin yitirilmesi, radikal devrimci mücadelelerin yükseltilmesi, nitel devrimci kopuşların gerçekleştirilmesi gibi yaşanan tarihler ve mücadelelerin her biri, kazanım ve ciddi mevziler olarak, belleklerimizde canlılığını korumaktadır. Bunlardan biri de tabi ki Mayıs ayıdır, 6 Mayıs 1972’de Deniz- Yusuf- Hüseyin’lerin idam ediliş sürecidir.
Hangi tarihsel aşamadan bahsedersek edelim her bir süreç; iki ideoloji, iki sınıf, iki çizgi, iki düşman arasındaki mücadele biçim ve içeriklerine tanıklık etmiştir. Bazı tarihsel anlar, geçmişten aldıkları tarihsel mirasın da etkisiyle, özellikle geleceğimiz için oldukça önemli izler bırakmıştır. 1971 devrimci çıkışı, işte böyle süreçlerden biridir.
6 Mayıs 1972 Deniz, Yusuf, Hüseyin yoldaşların darağacında idamı, 1915’lerde Beyazıt meydanında Ermeni sosyalist Paramaz yoldaşların idam edilirken “Bu gün bedenimizi burada teslim alıyorsunuz, ancak fikirlerimizi asla” haykırışları, birleşik yoldaş ruhu ve özünün birbirine karıştığı anlar olmuştur. Denizlerin “Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği” şiarıyla ölümsüz anıları, birleşik devrim hareketimizin yolunu aydınlatan meşaleler olduğu gerçekliğini de ortaya çıkarmıştır. Deniz- Yusuf- Hüseyin yoldaşların, düşmanı kahreden militan duruşu, yiğitlikleri, tarihsel direniş geleneğimizin öylesine sıradan ve kolay yaratılmadığını da göstermektedir.
Ölümün üzerine gülümseyerek yürüyen üç fidanımız, birleşik devrim hareketimizin hazinesi olmuşlardır. Bundandır ki, “geçmişine yeterince sahip çıkamayanların, geleceği de sağlam olamaz” sözü, genel bir doğru olmakla birlikte, tarihimize doğru temelde sahip çıkmayı da emretmektedir. Birleşik devrim hareketimiz, Denizlerin idam sehpalarını tekmeleme cüretini, emperyalizme ve faşizme karşı mücadele kararlılığını kuşanmıştır. Böyle bir ruhla kuşanarak birleşik devrimci yoldaşlık kültürünü, gerçek yaşamımız haline getirmiş bulunmaktayız.
Bu bilinçle 6 Mayıs direniş ruhunu selamlarken, faşizmin idamına karşı verilecek en iyi yanıtımız, devrimci yoldaşlık kültürü ve mirasını, layıkıyla temsil edip yaşatmak olacaktır.
Acı, baskı, yoksulluk, kan ve göz yaşı, asla halklarımızın kaderi değildir. Deniz- Yusuf- Hüseyin yoldaşlar gibi, bizler de böyle bir kaderi tanımadığımız gibi reddediyoruz. Tıpkı Denizler’in haykırışı gibi, bağımsız, birleşik özgür bir ülkede yaşamak için mücadele ediyoruz. Bütün işçi, emekçilerin, ezilen Kürt ulusu ve milliyetlerin, kadın ve LGBTİQ+’ların çıkarları, doğa ve insanlık için, birleşik güçlü bir örgütlenme ve yaşamın oluşması için direniyor, mücadele ediyoruz. Deniz- Yusuf- Hüseyin yoldaşların, bağımsızlık ve özgürlük idealiyle devrimci mücadelesi de böyleydi.
Avrupa Demokratik Güç Birliği bileşenleri olarak darağacındaki üçlerin, vuruşarak ölenlerin, bu uğurda yitirdiklerimizin birleşik mücadelemizde yaşatıyoruz, yaşatacağız! Ne mutlu Denizlere ki, faşizme karşı birleşik mücadelemizin özgürlük meşalesi oldular. Faşizme karşı özgürlüğü, şehitlerimizden aldığımız güçle kazanacağız!
Kahrolsun Emperyalizm ve Faşizm, Yaşasın Birleşik Devrimci Savaşımız
Deniz- Yusuf- Hüseyin, Birleşik Devrim Mücadelemizde Yaşıyor- Savaşıyor
Şehit Namırın
Şehitlerimizden Aldığımız Güçle, Faşizmi Yıkacağız ve Özgürlüğü Kazanacağız
Avrupa Demokratik Güç Birliği