Fransa genelinde günlerdir devam eden çiftçi eylemleri, devlet yetkilileri ve tarımda en büyük çiftçi sendikaları arasında yapılan görüşme ve anlaşmalarla sonlandırılmak isteniyor.
Büyük çiftçilerin bağlı olduğu sendikanın yöneticileri ile devlet yetkilileri eylemin bittiğini söylese de son sözü çiftçiler ve birleşik eylemlerin direnişi söyleyecek!
Fransa genelinde günlerdir devam eden çiftçi eylemleri, devlet yetkilileri ve tarımda en büyük çiftçi sendikaları arasında yapılan görüşme ve anlaşmalarla sonlandırılmak isteniyor.
1 Şubat 2024 tarihinde FNSEA sendikasının zengin yöneticisi Rousseau ve genç çiftçilerden oluşan (JA) sendika yöneticisi Arnaud Gaillot, devlet yetkilileriyle yaptıkları görüşmenin sonucunu “kendileri için” tatmin edici bularak eylemcileri eve dönmeye çağırdı. “Eve dön” çağrısı yapanlar; olur da bu karardan hoşnut olmayan, karşı çıkan, kararsız olanların da ikna olması için, “eylemlerimizde biçim değişikliğine gideceğiz ve bunu ilerleyen günlerde açıklayacağız” diyerek hareketi oyalama ve kontrol altında tutma çabasına girdiler
Fakat bu kararın bütün çiftçi örgütlerinin kararı olmadığının altını çizmekte yarar var.
Örneğin Köylü Konfederasyonu (Confédération Paysanne), medyada yayınlanan bir mesajda, hükümetin pestisit kullanımını azaltmak üzere tasarlanan Ecophyto plânının askıya alındığını duyurmasını eleştirdi.
Ülkenin üçüncü en büyük çiftçi sendikası olan Köylü Konfederasyonu, bunu “skandal” olarak değerlendirdi. “Tarlada ihtiyaç duyulan şeylerden ne kadar da uzaklaşılıyor! Yani çiftçilerin sağlığına, topraklarımıza ve çevremize zarar vermeye ve çokuluslu pestisit üreticilerini semirtmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Köylü Konfederasyonu gibi daha birçok oluşum, sendika, dernek, koperatif, vb. alınan kararların kendilerini bağlamadığını söylüyor. Çoklu ama küçük küçük olan bu örgütlenmeler devletle yapılan pazarlıklarda maalesef yer alamadılar. Ne yazıkki Meydan FNSEA ve JA patronlarına kaldı. Onlar da çiftçi eylemlerinin gücünü arkalarına alarak kendi talepleri üzerinden pazarlığa oturdular. Taleplerine karşılık çiftçileri oyalama yatıştırma görevini üstlendiler. Kendi ürünlerine uluslararası pazarda yer yapma, daha çok pestisid daha çok ürün daha çok kâr daha çok sübvansiyon… küçüklere de biraz kırıntı sosyal yardım; yapacağız, edeceğiz vaatleri ve ‘evinize gidin bekleyin’ düştü.
İnsanlar haftada 80 saat ve üstü çalışıyor, küfreder gibi hâlâ sosyal yardımdan bahsediyorlar! Burada amaç, çiftçinin bağımsızlığını ordadan kaldırmak, emeğini yok saymak, kendine daha da bağımlı bir hale getirmek. Anlayacağımız bu anlaşmada çiftçilerin taleplerini karşılayan dişe dokunur hiçbir şey yok. Bağımsızlıklarının temeli olan taban fiyat belirlemesi yok, uluslararası tarım şirketlerinin rekabetine karşı küçük üreticiyi koruyan bir şey yok. Doğayı ve insan sağlığını koruyucu hiçbir önlem yok. Emeklilik garantisi, sağlıklı koşullarda insanca yaşayabilecekleri koşulların esamesi yok. Ama beyler bu görüşmenin sonuçlarından çok memnun!
Neyse ki bütün çiftçiler henüz son sözünü söylemedi Perşembe günü yapılan bu açıklamayı tatmin edici bulmayarak eylemlerine devam edenler var.
Açıklamanın yapıldığı saatler sonrası bölgelerde traktörler otoyolları kapatmaya, uluslararası ürün taşıyan kamyonları kontrol etmeye, devlet kurumlarını gübreyle boyamaya büyük alışveriş mağazalarında bedava alışverişler örgütlemeye devam ettiler.
Büyük sendikaların kapalı kapılar arkasında aldığı bu kararlar Fransız çiftçiler üzerinde ne kadar etkili olur bilemeyiz. Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Belirleyici olan, çiftçilerin ve hepimizin zarar gördüğü/göreceği sınai tarım ürünü üretenlere karşı çiftçi-tüketici ortaklığında vereceğimiz kavganın seyri belirleyecek
Yani son sözü direnenler söyleyecek!