DÜNYAManşet

İRAN: Halklar için hapishane, kadınlar için cehennem

Yaşanacak Dünya Gazetesi olarak İran’daki son gelişmeler üzerine İranlı Masoud Nasiri ile yaptığımız röportajı yayınlıyoruz.

Yaşanacak Dünya: Seni tanıyabilir miyiz?

Masoud Nasiri: Yedi aydır burada, Almanya’dayım. Ülkemi terk etmek zorunda kaldım. Eşim ve çocuğum İran’da hâlâ. Dükkanım vardı, dokuz adam benimle çalışırdı, klima işi yapıyordum. Bir problem yaşadım polisler beni tutuklayacaktı, o yüzden kaçtım geldim. Önce İtalya’ya, Milano’ya, oradan da buraya geldim.

Yaşanacak Dünya: Demek klima-soğutucu işi yapıyordun, ekonomik durumun iyiydi yani. Ekonomik durumun iyi olmasına rağmen neden İran’dan kaçtın?

Masoud Nasiri: Rejim güçleri aileme arkadaşlarıma akrabalarıma baskı uyguladı. Polis Mesut’u bize verin, hapse atalım dedi.

Hristiyan oldğuum için beni hapse atmak istediler

Yaşanacak Dünya: Seni neden hapse atmak istediler?

Masoud Nasiri: Hristiyan olduğum için. Korona döneminde arkadaşımın babası ölmüştü cenazesi için toplandık; oraya gittiğimde cenaze törenini engellemeye çalıştılar, molla da oradaydı 35-40 kişi vardı benimle konuştular. Ben orada onları eleştirdim cenaze törenine nasıl yaptıramazsınız diye çıkıştım, onlar da polisi aradılar gelip beni tutuklamaları için. Sonra bir arkadaşım beni oradan kaçırdı, “Git buradan seni yakalayacaklar dedi. Ondan sonra avukatımla konuştum avukat da “Senin burada yerin yok gitmelisin, buradan çıkmalısın dedi.

Yaşanacak Dünya: İran’da farklı etnik ve dinsel-mezhepsel kesimler var. Bunlar arasındaki ilişkiler nasıl?

İran’da etnik-dinsel doku

Masoud Nasiri: Çok değişik etnik-dinsel kesimler var; Kürtler var Ermeniler var, Beluclar var… daha pek çok kesim var. Bunlar arasında normalde bir çatışma yok, bir kavga yok, ama özellikle Hristiyanlara dönük yoğun bir baskı var diğer etnik kesimler tarafından da baskı uygulanıyor, Molla rejimi eliyle yapılıyor bunlar.

Yaşanacak Dünya: En çok hangi etnik kesimler üzerinde baskı var?

Masoud Nasiri: Kürtler ve Hristiyanlar üzerinde baskı var, ama Hristiyanların durumu daha kötü birçok yönden. İş bulamıyorlar, çalışma izinleri verilmiyor, yaşama ve barınma hakları ellerinden alınıyor, hiçbir hakları yok. Kürtler üzerinde de zulüm ve baskı var ama Hristiyanlar toplum içinde adeta ‘yok’ statüsünde.

Yaşanacak Dünya: İran’daki yoksulluktan, işçilerin emekçilerin sefaletinden, yaşam koşullarından bahsedebilir misin?

Masoud Nasiri: Hayat pahalılığı çok, insanlar geçinemiyor, yoksulluğun dibini yaşayan kesimler var. Bunlar sokaklarda yaşıyor, çöp topluyor, kağıt topluyor, onunla geçinmeye çalışıyor, doğru dürüst para alamıyorlar, evleri de yok sokaklarda yaşıyorlar.

Yaşanacak Dünya: Hayat pahalılığı orta kesimleri de etkiledi. Peki senin ekonomik durumun iyiydi, seni etkiledi mi?

Masoud Nasiri: Yok beni etkilemedi, benim ekonomik durumum iyiydi, para kazanıyordum, para sorunum yoktu ama benim ülkeden çıkış sebebim Hristiyan olmam.

Hakkını arayan herkes hapse atılıyor

Yaşanacak Dünya: Son yıllarda İran’da çok sayıda işçi direnişi, grevler yaşandı. Molla rejimi baskı uyguladı işçilere, bu konuda bilgin var mı?

Masoud Nasiri: İran’da şu anda hakkını arayan herkes hapse atılıyor. İşçiler direnişe geçtiği zaman, eyleme geçtiği zaman, haklarını istedikleri zaman hapse atılıyor, öldürülüyorlar. Baskı uygulanıyor onlara, yani hak mücadelesi sürekli baskı altında. Hakkını arayan işçi işten çıkarılıyor; “Sen git, nasılsa başka adamlar var çalıştırmak için sen bize problem oluyorsun deniyor. Öncü işçiler ya hapse atılıyor ya da öldürülüyor.

Yaşanacak Dünya: Jîna Mahsa Amini adlı Kürt kadınının Molla rejiminin polisleri tarafından öldürülmesinden sonra başlayan protestolar, gelişen sokak hareketi hakkında ne düşünüyorsun?

İran halkları Molla rejiminin devrilmesini istiyor

Masoud Nasiri: İran’da yaşayan halklar haklarını, özgürlüklerini istiyor, istedikleri şey aslında Molla rejiminin devrilmesi.

Yaşanacak Dünya: Peki sence bu sokak hareketi başarıya ulaşabilir mi, Molla rejimini devirebilecek bir güç var mı?

Masoud Nasiri: Aslında toplumun çoğunluğu diyebilirim -orada yaşayan ezilen halkların çoğunluğu- Molla rejimini istemiyorlar. Hatta diyebilirim ki devletin içinde de mollalara muhalefet az değil fakat Molla rejimi öyle bir sistem kurmuş ki kudret-güç onların elinde. O yüzden zor onları devirmek, ama ben umutluyum mollalar gidecek bunun başka yolu yok.

Yıllardır toplumda biriken öfke

Yaşanacak Dünya: Jîna Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından ülke genelinde çok yaygın, onlarca eyalette yüzlerce şehirde kitleler sokağa çıktı. Protestoların bu kadar yaygın olmasında tek etken başörtüsü meselesi miydi sence?

Masoud Nasiri: Tabii… Kadınlar, hele hele Kürt olunca çok daha büyük bir baskı ve zulüm yapılıyor öldürülen Jîna Mahsa Amini’nin Kürt olması tesadüf değil. Bu olay protestoları ateşledi fitilini yaktı. Öbür taraftan, protestoların bu kadar kitlesel bu kadar yaygın ve günlerce sürüyor olmasının arka planda yıllardır toplumda, halklarda biriken öfke var.

İran’da halklar, işçiler, emekçiler sefaletin dibini yaşıyor. En ufak bir direnmede ise baskı ve zulümle karşılaşıyor, ölümle burun buruna yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor insanlar. Çoluk çocuğuna bakacak durumları yok. İnsanlar öyle bir noktaya gelmiş ki, açlıktan yoksulluktan kaynaklı “Ben öleyim de Mollalar gitsin, yeter ki gitsin, ben öleyim yeter ki çocuklarım rahat yaşasın diyor artık. Son noktaya gelindi artık.

Son noktaya gelindi, Mollalar gidecek!

Yaşanacak Dünya: Ülke genelindeki bu direnişin sonucunda Molla rejimi gider mi?

Masoud Nasiri: Bence mollalar gidecek, öyle bir noktaya gelindi ki başka çare yok. Halklar, insanlar bıkmış yorulmuş, rejimin artık gitmesini istiyorlar. Başka çare yok, düşüncem o yönde. Molla rejimi devrilecek, mollalar gidecek.

Yaşanacak Dünya: Peki, İran’da mezhep çatışmaları, etnik çatışmalar zaman zaman ortaya çıkıyor. Diğer taraftan, haftalardır devam eden protestolarda, sokak direnişlerinde değişik halklar birbirine kenetlenmiş durumda. Yan yana mücadele ediyorlar. Etnik çatışmalar mezhepsel farklılıklar geri planda kalmış durumda, herkes yekvücut olmuş, Molla rejime karşı direniyor.

Masoud Nasiri: Aynen öyle. Kürtler direniyor, Belucistan halkı da diğer halklar da direnişe katılmış durumda. Belucistan halkı Kürdistan’ın namusu bizim namusumuzdur diyor. Yani böyle bir bütünleşme var, böyle bir kenetlenme var.

Kürtler ve Beluclar birbirine sahip çıkıyor

Yaşanacak Dünya: Bu noktada mesela Kürtlerin daha örgütlü daha direngen olduğunu söyleyebilir miyiz?

Masoud Nasiri: Kürtler direngen, silahları da var. Kürtler korkmuyor, birbirlerini seviyor. İran’da toplum korkutulmuş ama söyleyebilirim ki Kürtler korkmuyor, birbirlerine kenetlenmişler, tek vücut olmuşlar, sahip çıkıyorlar birbirlerine. Geçmişten beri Kürtler çok zulüm gördü bu yüzden çok direngenler, birbirlerini yalnız bırakmıyorlar. Bugün İran’da hapishanelerindeki insanların belki de yarısı Kürtlerden oluşuyor.

İran ile Türkiye benzerliği

Yaşanacak Dünya: Türkiye’deki rejimi az çok biliyorsundur. Örneğin Tayyip ve ekibi bütün devleti yönetiyor. Tayyip bir sistemin temsilcisi olarak ne derse o yapılıyor. İran’daki rejimle benzerlikleri var mı?

Masoud Nasiri: Çok benziyor. İran’da da mollalar ne diyorsa o yapılıyor hem de çok kısa süreler içerisinde. Hak hukuk yok, Mollalar ne istiyorsa o oluyor. Örneğin bir arkadaş bir yerde şiir okumuştu, 2 saat içinde polis geldi bu adamı tutukladı. Çok acımasızlar. Mollalara yönelik bir itiraz olduğu zaman hemen harekete geçiyorlar ve insanları ya öldürüyorlar ya hapse atıyorlar. Örneğin, yakın zaman önce polis bir kız çocuğuna tecavüz etmişti, o bölgedeki insanlar bu polisi bulup cezalandırıp öldürdüler. Molla rejimi hemen harekete geçti; polis bu insanları ayrım gözetmeksizin, namaz kılarken taradı, onlarca insanı katletti.

İrşad Devriyeleri her yerdedir

Yaşanacak Dünya: Jîna Mahsa Amini’yi öldüren ahlak polisi denilen çeteler nedir, ne zaman oluşturuldu bunlar?

Masoud Nasiri: Bunlar İrşad Devriyeleri. Bunlar kamuya açık yerlerde, alışveriş merkezlerinde, parklarda kadınların kılık kıyafetini gözetler, denetler -başörtüsünü nasıl giyinmiş, nasıl kuşanmış- kılık kıyafetine bakarlar ve ters bir şey varsa onlara göre, müdahale ederler. İrşad Devriyeleri 2005’te kuruldu ama aslında daha öncesinden de vardı, sadece adı değişti. Daha ziyade kadınları bir bütün olarak baskı altında tutmak onlar üzerinde devlet baskısını arttırmak hedefiyle kurulmuş çetelerdir bunlar ve bunların sayıları bilinmiyor her yerdeler. Bunların işbirlikçiler muhbirler ağı da çok geniş.

Yaşanacak Dünya: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Masoud Nasiri: Molla rejiminin gitmesini istiyorum. Aileme kavuşmak istiyorum. Teşekkür ederim..

Yaşanacak Dünya: Biz teşekkür ederiz.

Daha fazlası

İlgili

Close