
CDU lideri Friedrich Merz’in ortaya attığı ırkçı politika, Almanya için Alternatif (AfD) ve FDP oylarıyla parlementoda çoğunluğu sağladı.
Merz, 20 Aralık’ta Magdeburg’da psikolojik sorunları da olduğu belirtilen Suudi Arabistan’dan gelen İslam karşıtı, AfD sempatizanı bir doktorun Noel pazarına düzenlediği saldırı, 22 Ocak’ta bu kez Aschaffenburg’da psikolojik sorunları olduğu bilinen Afganistan’dan gelen bir mültecinin iki yaşındaki bir çocuğu ve 41 yaşındaki bir adamı öldürmesinin yarattığı ırkçı atmosferi fırsata çevirmek istedi.
Seçimlere bir ay kala gerçekleşen bu saldırıdan sonra faşistler, muhafazakârlar, sosyal demokratlar ve “muhafazakâr sol” Sahra Wagenknecht, mülteci düşmanlıklarında dozu arttırdılar.
Merz parlamentoya, güvenlik önlemlerinin arttırılması ve Alman kara sınırlarının düzensiz göçe kapatılması çağrısında bulunan bağlayıcı olmayan iki önerge sundu. Kabul edilen önergelerin yasal bağlayıcılığı yok. Ancak oluşturulan ırkçı koronun ortak iş tutması anlamında ciddi bir tehlikenin yansıması.
Planda; Almanya sınırlarında kalıcı sınır kontrollerin başlatılması, geçerli bir kimlik belgesi olmadan Almanya’ya giriş yapan mültecilerin hemen sınır dışı edilmesi, haklarında sınır dışı kararı verilenlerin derhal hapse atılması, sınır dışı merkezlerinin kurulması, ülkeyi terk etmesi gereken suçlular ve tehlikeli göçmenlerin kendi istekleriyle ülkelerine dönene veya sınır dışı edilene kadar “Süresiz hapiste tutulması” yer alıyor.
Almanya’da muhafazakarların başbakan adayı Friedrich Merz tarafından hazırlanıp meclise sunulan mülteci düşmanı planın, ırkçı AfD ve liberal FDP’nin desteğiyle kabul edilmesine tepkiler ise sürüyor.
Tepkiler sokağa yansıdı
Berlin’de 6.000 kişi CDU Genel Merkezi önünde toplandı. Gösteriyi düzenleyen “Zusammen gegen Rechts” (Sağcılığa Karşı Birlik) inisiyatifi, CDU’nun AfD ile iş birliği yapmaması gerektiğini vurguladı. Gösterinin başlamasından önce CDU, güvenlik endişesi nedeniyle çalışanlarını parti binasından erken çıkardı.
Frankfurt Frankfurt’ta binlerce kişi protesto gösterisi düzenledi. “Merz & AfD’yi Durdurun – İltica Hakkını Savunun” sloganıyla gerçekleştirilen eyleme, Römerberg Meydanı’nda yaklaşık 7 bin kişi katıldı.
Münih: Münih’te 7.000 ila 10.000 kişi CSU Genel Merkezi önünde protesto düzenledi. “Münih Renkli” adlı inisiyatifin çağrısıyla toplanan göstericiler, CSU lideri Markus Söder’in ofisi önünde “Şaşırın! Utanın!” sloganları attı.
Freiburg: Freiburg’da 10.000’den fazla kişi protestoya katıldı. Polis, katılımcı sayısını 15.000 olarak tahmin etti. Yeşiller Gençlik Kolları’ndan Katharina Mohrmann, CDU ve AfD’nin ortak hareket etmesini “demokrasi için bir tehdit” olarak değerlendirdi.
Hannover: Hannover’de 7.000 kişi sokaklara çıktı. Protesto, bir vatandaş tarafından organize edilirken, SPD, Yeşiller, Eğitim Sendikası (GEW) ve İşçi Yardımlaşma Kurumu (AWO) gibi kuruluşlar gösterilere destek verdi. Alanda konuşan Aşağı Saksonya Başbakanı Stephan Weil (SPD), AfD ile iş birliğinin “demokrasiyi zayıflatacağını” vurguladı.
Leipzig: Leipzig’de 7.000 kişi CDU’nun yerel ofisi önünde gösteri düzenledi. “Merz & AfD’yi Durdurun – İltica Hakkını Savunun – Demokrasi Duvarını Yeniden Kurun!” sloganıyla düzenlenen gösteride, katılımcılar karton kutulardan sembolik bir “Demokrasi Duvarı” inşa etti.
Dresden: Dresden’de yaklaşık 1.000 kişi CDU’nun göç politikalarını sertleştirme planını protesto etti. “Schülis gegen Rechts” (Öğrenciler Sağcılığa Karşı) adlı girişimin sözcüsü Anton Festag, “Demokratik değerlere sahip hiçbir parti AfD ile iş birliği yapmamalıdır” dedi. Gösteriye SPD, Sol Parti ve Yeşiller’den birçok siyasetçi katıldı.
Mainz: Mainz’de 4.000 kişi CDU’nun eyalet merkez binası önünde protesto düzenledi. Polis, beklenenden çok daha fazla insanın katıldığını ve gösterinin barışçıl geçtiğini bildirdi. Protestocuların hedefinde CDU’nun başbakan adayı Friedrich Merz vardı.
Kuzey Ren-Vestfalya: NRW eyaletinde de birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Münster’de 2.800 kişi protestoya katıldı. Köln, Dortmund, Düsseldorf, Duisburg ve Essen’de de gösteriler planlandı. Bazı protestocular AfD’nin yasaklanmasını talep etti. Gösterilerin devam edeceği açıklandı.
Liyakat madalyaları iade ediliyor
Ayrıca Holokost’tan kurtulan (İbranicede Büyük Felaket anlamına geliyor. Nazi’lerin Yahudi katliamları anlamında kullanılıyor) Leerli Albrecht Weinberg Federal liyakat madalyasını geri vermek istediğini açıkladı. 99 Yaşındaki Weinberg Auschwitz, Mittelbau-Dore ve Bergen-Belsen toplama kamplarında kalmış ve sağ kurtulmuştu. Yeni yasanın bir darbe olduğunu söyleyerek madalyasını cumhurbaşkanına vereceğini söyledi. Liyakat madalyası sahibi bir çok Yahudi kökenli kişi de madalyalarını cumhurbaşkanına vereceklerini, cumhurbaşkanı randevu vermezse postalayacaklarını açıkladılar. Yahudi kökenli yayıncı Michel Friedman da CDU’dan istifa ederken “Felaket bir dönüm noktasında“ açıklamasını yaptı.
Almanya’nın en büyük göç yanlısı savunma kuruluşu ProAsyl‘in hukuk politikaları sözcüsü Wiebke Judith, “Şok olduk, çünkü CDU’nun AfD’nin oylarıyla Federal Meclis’ten bir önergeyi kasıtlı olarak geçirmesi bir tabunun ihlali anlamına geliyor. Bu, bizi Almanya’da yeniden faşizm ve otoriterlikle yaşamaktan koruması gereken güvenlik duvarının yıkılmaya başlamasıdır.” dedi.