
Haftada yedi gün, on iki saate varan çalışma saatleri, saat ücreti dört Euro.
Kuzey İtalya’da 33 Hintli hasat işçisinin başına gelen buydu. Hindistanlı hasat işçisinin köle benzeri koşullarda çalıştırıldığı iki çiftliği kapatmaya gelen İtalyan polisi dahi “Ama bu kölelik“ diyordu. Fakat bu baskın bir gerçeğin daha altını bir kez daha çizdi. İtalya’da tarım sektörü, özellikle Hindistan ve Pakistan’dan gelen ve ucuz işgücü olarak çalıştırılanların sırtından dönüyor. Yer yer direnişleri ile de seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
İtalya’da birçok kişi tarımda kaçak olarak çalışıyor
Diğer Avrupa ülkeleri gibi İtalya’da da artan ucuz işgücü açığı var. Bu açık özellikle düşük ücretli işlerde göç ve dolandırıcılıkla dönen bir misafir işçi sistemi ile kapatılmaya çalışılmaktadır.
Tahminlere göre, aralarında Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerden gelen göçmenlerin de bulunduğu yaklaşık 230.000 kişi İtalya’nın tarım sektöründe yasadışı olarak istihdam edilmektedir. Bundan devletlerin haberinin olmaması imkansız gibi zira burada üretilen pek çok ürün Alman süpermarketlerine de giriyor.
Geçtiğimiz ay, Roma’nın güneyinde geçirdiği bir iş kazasında sağ kolunu kaybeden ve kan kaybından ölen Hintli bir hasat işçisinin durumu da gazete manşetlerine taşındı. Satnam Singh için adalet talebiyle tarım işçileri yürüyüş yaptı.
İtalya’nın Verona şehri yakınlarındaki müfettişler, yargıya göre neredeyse yarım milyon Euro tutarındaki mal varlığına el koydu. Yine Hindistanlı olan iki işletme sahibi soruşturma altında.
Hindistan’dan gelen hasat işçileri sahte vaatlerle kandırıldı.
Bu işçilerin öyküsü de gayet tanıdık.Yetkililere göre, iki adam toplam 33 yurttaşı iyi ücret ve daha iyi yaşam koşulları vaadiyle kendi ülkelerinden İtalya’ya getirmişti.
Ancak hasat işçilerinin ülkeye girebilmek ve sözde çalışma izni alabilmek için 17 bin Euro ödemeleri ya da borçlanmaları gerekiyordu. Ülkeye vardıklarında pasaportları ellerinden alındı.
Daha sonra Cologna Veneta belediyesi yakınlarındaki çiftliklerde tarlalarda haftanın yedi günü on ila on iki saat boyunca dört Euro saat ücreti karşılığında çalışmaya zorlandılar.
Yetkililere göre bu kişiler, sadece çalışmak için ayrılmalarına izin verilen, insanlık dışı sıhhi tesislere sahip olmayan harap konutlarda barındırılıyordu.