
ADGB Maraş, 19 Aralık, Roboski ve Paris katliamlarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamayı veriyoruz
Bu yıl Cumhuriyetin 100. yılını kutlayan Türk devletinin tarihi; katliamlar, soykırımlar, yargısız
infazlar, imha ve inkâr ile ancak açıklanabilir. Osmanlının katliamcı ve işgalci geleneğini devr
alınarak kurulan Cumhuriyet; Türkiye’nin çeşitli milliyet, ulus, azınlık, ve inançlarını yok etmeye
çalışarak, tekçi zihniyeti oturtmaya çalışmıştır. Tek, devlet, dil, din, bayrak, ulus üzerinden
yeşertilen bu faşist gelenek kuruluştan günümüze kadar devem etmektedir. Cumhuriyetin
kurulmasıyla birlikte, Osmanlı döneminde başlatılan Ermeni, Keldani, Rum, Asuri, Suryani katliamı
devam ettirilerek, bir soykırım gerçekleştirilmiştir. Ardından, Koçgiri, Zilan, Dersim’de Kürtlere
yönelik katliamlar eklenmiştir. Ulus devlet olabilmek için gayri Müslümlerin mallarına el konularak,
sürgün ve katliamlarla, çeşitli inançlardan insanlar katledilmiştir. Bu katliamlar, her dönem çeşitli
şekillerde gerçekleştirilerek süre gelmiştir.
Askeri Darbe Hazırlıkları ve Alevilere Yönelik Maraş Katliamı
Türkiye tarihi aynı zamanda defalarca tekrarlanan askeri darbeler tarihidir. 12 Eylül Askeri faşist
darbenin ortamının yaratılması amaçlı 19-26 Aralık 1978 yılında Alevi kitlesinin yoğun yaşandığı
Maraş’ta kitlesel bir katliam gerçekleştirildi. Maraş’tan önce, Malatya, Erzincan, Sivas ve Elazığ’da
provası yapılan bu katliam girişimi, Maraş’ta büyük bir katliama dönüştürüldü, O günkü bilgilere
çocuklarında içinde yer altığı yüzün üstünde insan katledildi. Yüzlerce insan yaralandı ve binlerce
insan bu katliamdan dolayı topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Bu katliamın ardından 12 Eylül
faşist askeri darbesi gerçekleştirilerek, ülke adeta yarı açık hapishaneye dönüştürüldü.
Cumhuriyetin Tarihi Hapishaneler Tarihidir
Türk devletinin tarihi aynı zamanda kendi aydınını, sanatçısını, yazarını, şairini yıllarca
hapishanelere kapatan bir gelenekle doludur. Ayrıca ülkede yönetme krizi yaşandığında,
demokratik muhalefete yönelik gerçekleştirilen saldırıların başlangıcı sürekli hapishaneler
olmuştur. Ecevit hükümetinin “Cezaevlerini kontrol altına alamazsak IMF programlarını
uygulayamayız” diyerek, 19-22 Aralık tarihleri arasında hapishanelere yönelik yoğun bir saldırı
gerçekleştirildi. Adına “Hayata Dönüş” dedikleri bu saldırıda, aynı saatlerde 20 hapishaneye ağır
silahlar ve iş makinalarıyla gerçekleştirdikleri saldırıda bilinçli ve hedefli bir şekilde 28 devrimci
tutsak katledilmiş, onlarcası yaralanmış ve tutsaklar tek kişilik hücrelere kapatılmıştır.
Kürt Halkına Yönelik Roboski Katliamı
Cumhuriyet tarihi defalarca Kürtlere yönelik katliamlar tarihidir. Bu katliamlardan birisi de
Roboski’de yaşandı. Roboski’de 28 Aralık 2011 tarihinde Türk devletinin sivillere uçaklarla
gerçekleştirdiği bombardımanda 19’u çocuk, 34 Kürt’ü hunharca katletmiştir. Tük devleti Kürtlere
yönelik katliamları Avrupa ülkelerine de taşımaktadır. 23 Aralık 2022 tarihinde Paris’te Ahmet Kaya
Kültür merkezine yönelik yapılan silahlı saldırıda 3 Kürdistanlı katledildi. Katledilen, Emine Kara,
Mir Perwer ve Abdurrahman Kızıl bilinçli hedef haline getirilmiş ve daha önce Sakin Cansız ve iki
yoldaşının katledilmesine paralel olarak, her yerde Kürtleri katletme geleneğinin bir parçasıdır.
Katliamları Unutmadık, Unutturmayacağız!
Faşist geleneğin günümüzdeki temsilci AKP-MHP iktidarı katliamlarını sürdürmektedir. Bu faşist
iktidarın döneminde, başta Kürtler, Aleviler, Devrimciler olmak üzere, karşı koyan her kese
saldırmaktadır. Fakat tüm saldırılara rağmen faşist diktatörlüğü karşı ortak mücadele sürmektedir.
Bize düşen görev faşizmden hesap sormak için, mücadeleyi geliştirip güçlendirmektir. ADGB olarak;
Maraş, 19 Aralık Hapishaneler ve Roboski katliamını unutmayacağız, unutturmayacağız. Hesap
sormak mücadele etmektir ve bunun için faşizme karşı ortak mücadeleyi geliştirmek için
dayanışmayı büyütelim.