
Roma’da G20’ye karşı anti kapitalist; ekolojistler, iklim aktivistleri, insan hakları savunucusu gruplar protestolar gerçekleştirdi.
Göstericiler küreselleşmeden iklim değişikliğine, enerji krizinden hayat pahalılığına kadar pek çok konuda seslerini duyurmaya çalıştı.
Dün “G20’ye, hükümete ve patronlara karşı: İşçi sınıfı, başınızı kaldırın!” pankartıyla süren gösteriler bu gün yer yer blokaj eylemleri de yapılarak devam etti. Gösterilerde Fridays For Future isimli örgüt renkli görüntüleri ile öne çıktı.
İçerinin zirvesi
Dışarının verdiği kapitalizm karşıtı mesajlar son derece açıktı. İçerinin zirvesi ise bambaşka.
G20 zirvesi bir kez daha keskinleşen emperyalistler arası hegemonya mücadelesinin arenası oldu. Bordodan atılamıyorsa sıkıştırılan işbirlikçi ülkelerin hizaya çekilmesi ise zirvenin en belirgin öne çıkan yanı oldu. Bu ülkelerin içinde öne çıkanlarından birisi kuşkusuz Türkiye.
Dün Erdoğan Biden görüşmesi sonrası ABD’nin klasik “NATO ittifakı ve stratejik ortaklık” vurgusu Libya ve Doğu Akdeniz, Güney Kafkasya ve Afganistan’daki gelişmelerin de ele alındığının belirtilmesini, ABD emperyalizminin Türkiye’den beklentileri ve hizaya doğru itmesi demek yanlış olmayacaktır. Çünkü ABD ve NATO; Ortadoğu, Doğu Akdeniz, Balkanlar, Orta Avrupa, Karadeniz, Kafkasya, Hint-Pasifik gibi dünyanın kaynayan noktalarında süren hegemonya mücadelesinde Rusya’yı “Yakın tehdit” Çin’i de “Yükselen tehdit” olarak gören ABD’nin klişesi tekrarlandı. Bu mücadelenin başarısı için Erdoğan şahsında Türkiye işbirlikçi burjuvazisini açık bir tutum almaya zorladılar.
Kapışmanın diğer kutbu Rusya geçtiğimiz günlerde Ukrayna’nın Donbass bölgesinde Türkiye’den satın aldığı SİHA’ları kullanması sonrasında “Kiev rejimini silahlandıranları düşünmeye davet ediyoruz” açıklamasını yapmıştı. Rusya’nın Suriye’de hem HTŞ ve hem de Türkiye destekli ÖSO’yu vurmaya devam etmesi ise, Türkiye’yi yakın kıskaca almak için yaptığı ataklar kapsamında anılabilir. Bu eksende ABD’nin beklentileri doğrultusunda atılacak adımların Rusya ile gerilimi tetiklemesi ve Türkiye’nin bölgedeki hareket alanını daraltması da kaçınılmaz görünüyor.
Zirvede konuşulacağı söylenen iklim krizi için geçen perşembe ABD Başkanı Joe Biden’in açıklaması,konunun nereye endeksli olduğunu net biçimde açıkladı. Biden “İklim krizini sadece rekabet etmek için değil, 21. yüzyılın ekonomik rekabetini Çin’e ve dünyadaki diğer tüm ülkelere karşı kazanma yoluna sokmak girmek için bir fırsata dönüştürmek” demişti.
Sonuç olarak, bu zirvede de bir kez daha emperyalistlerin ve işbirlikçi gerici ülkelerin dünya işçi sınıfı, emekçiler ve halklar düşmanı kurdukları yeni oyunlar gündemleşti. Zirve bunlarla değil, bu oyunları bozmak anlamında onbinlerin verdiği ciddi mesajlarla gündemleşti, bununla akıllarda kalacak. Ayar vereni verileni, emperyalist hegemonya mücadelesinin şu ya da bu uçta olanıyla bütün kapitalist ülkelere karşı, kapitalizme onun yarattığı sorunlara karşı öfkenin dışa vurumu oldu.