Yeni bir 25 Kasım’da kadına yönelik şiddetin Avrupa’da da bir çok yüzü ile karşı karşı karşıya olarak giriyoruz.
Emperyalist kapitalizmin dünya çapındaki krizi; faşizmin yükselişi ve emperyalist savaşların adım adım dünyanın bir çok bölgesine yayılma tehlikesi ile kadına yönelik şiddet de artıyor. Bunu Avrupa’da her üç günde bir kadın öldürülmesinin giderek iki güne hatta her güne inmesinde de görebiliriz.
Ekonomik krizlerin, savaşların, faşist uygulamaları en katmerli haliyle yaşayanlar biz kadınlarız. Aynı zamanda; faşizme, savaşa ve şiddete karşı nerede bir direniş varsa, sömürü ve baskıdan arınmış bir dünya için nerede bir kavga varsa en önde yürüyenler de biz kadınlarız!
Kapitalist sömürü; yarı zamanlı ve kısa çalışma olarak güvencesiz işlerde çalışan biz kadınları vurmaktadır. Ekonomik krizin işçi ve emekçileri yoksullaştırmasını da en fazla yaşayanlarız.
Savaş ganimeti olmayacağız!
Filistin, Kürdistan, Ukrayna başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında kadınlar çocukları ile birlikte bombalar altında öldürülmektedir. Cinsel saldırı, tecavüz savaş ganimeti olarak görülen kadınlar üzerinde savaşın başka bir biçimi olarak sürmektedir. Bu savaşlardan kaçabilen kadınlar ise, gerek göç yollarında, gerekse sığındığı ülkelerde kapitalist sistemin ataerkil zihniyetinin bir çok biçimi ile karşı karşıyadır. İkinci emperyalist paylaşım savaşı sonrasında bir hak olarak elde edilen mültecilik statüsünün ortadan kaldırılmasına paralel; insanlık dışı koşullarda yaşamaya mahkum edilme ve geri gönderilme, göç yollarında ölme oranı en fazla kadınlarda görülmektedir.
Avrupa’da faşist partilerin güçlenmesi ile faşist ideoloji işçi emekçi kadınları yeniden anne ve ev kadını rolüne doğru itmek isteyen bir kadın tipolojisinin propagandasını yapmaktadır. Kendi bedeni üzerindeki söz hakkını ise dünya çapında kürtaj yasakları ile elinden almaya çalışmaktadır.
Bütün bu saldırganlık karşısında kapitalist sistemin ataerkil zihniyeti ve sistemin kendisine karşı 25 Kasım’da alanlarda olacak, kadına şiddete karşı mücadelemizin taleplerini haykıracağız. Kendimizi bu sisteme tabi kılmamamız için yeterince nedenimiz var, bunlara yenileri ekleniyor.
Öyleyse; babarlık içinde yok olmamak için savaşa faşizme ırkçılığa ve kadın emeği sömürüsüne karşı birlikte mücadeleyi büyütmeye, 25 Kasım’da alanlara!
-Benim Bedenim Benim Kararım, Kürtaj Yasaklarına Hayır!
-Eşit İşe Eşit Ücret!
-Emperyalist savaş, kapitalist sömürü, ırkçılığın uyguladığı kadın katliamları ve her türden şiddete Hayır!
KADIN GÖZÜYLE