
Dinci gerici çete örgütlenmeleri Avrupa kentlerinde bombalar patlatıyor, Suriye’nin kadim bileşenleri katliamdan geçiriliyor.
Suriye’de bütün halklar, azınlıklar, Aleviler hristiyanlar, Dürziler, Kürtler Suriye’de dinci gerici çete örgütlenmesinin katliam tehdidi altında. Evleri de dahil mal varlıkları yağmalanırken AB emperyalist ülkeleri heyeti Suriye’ye çıkartma yapmıştı. HTŞ’yi düne kadar terör listesinde görmelerini anında hafıza kaybına uğratanlar, kendi canları söz konusu olunca çelik yeleklerle Şam’a doğru yola çıkmışlardı.
Ziyareti; AB emperyalist ülkelerini temsilen Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve Fransa’nın Avrupa’dan sorumlu dışişleri bakanı Jean Noel Barrot yılın ilk günlerinde yapmıştı.
Dönüşte Baerbock, Fransız mevkidaşı ile birlikte Avrupa Birliği’nin (AB) Suriye’nin önündeki yeni dönemin barışçıl ve özgür olmasına yönelik yardım teklifini ilettiklerini aktardı. Diğer yandan yeni İslamcı yapılanmaların finansörü olmayacakları ironik vurgusu biliniyor. Fransız bakanın erkek olduğu için elinin sıkılması, Annalena Baerbock’un ise elinin havada kalması bu ironinin özeti gibiydi. Eli havada kalan bakanın, en büyük vaadinin -yalanının “feminist dış politika” olduğu düşünülürse. Baerbock’un ilan ettiği bu politika Suriye’de dinci gericilik karşısında diz çöktü.
Buna rağmen kendisine el uzatmayan “yeni İslamcılar”dan “tüm dini ve etnik gruplar arasında barışçıl bir diyalog” ve kadınların da gelecekteki Suriye hükümetinde yer almasını beklediğini açıkladı.
İki bakanın Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) lideri Ahmed eş-Şera görüşmesi Almanya ve Fransa başta olmak üzere AB tekellerinin paramparça olmuş Suriye’nin hangi köşesinden ne kopartabiliriz hesaplarıyla yapıdı. Suriye’nin Akdeniz kıyılarındaki bölümünde var olan zengin enerji kaynakları olduğu kadar, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (İMEC) enerji ve tedarik koridorunun bir ucununda Suriye’de olması, ABD, İngiltere emperyalist ülkeleri ve siyonist İsrail’in olduğu kadar AB ülkelerininde Şam ya da HTŞ ilgisini açıklar niteliktedir.
Süreç, AB ülkelerinde burjuva basını; HTŞ’nin IŞİD ve Suudi Arabistan gibi köktendinci olmayan bir dünya görüşüne sahip olduğu, kendini lağvederek dönüşeceği fakat düne kadar terör listesinde neden yer aldığı, bu gün ne değiştiğinin yanıtlarını içermeyen demogojisi eşliğinde yürüyor.
AB adına yapılan bu ziyaretin ardından HTŞ’nin terör listesinden çıkarılıp çıkarılmayacağı, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılıp kaldırılmayacağı konusunda net açıklamalar da yapılmadı. Ancak HTŞ’nin feshedileceği yönünde Colani’nin yaptığı açıklamanın ardından, yaptırımların zamana yayılmadan kaldırılacağı, yatırımların önünün açılacağı açık.
Öte yandan bölgedeki emperyalist rekabette AB ülkeleri ciddi bir aktör haline gelmek istiyor. Böylece tek tek AB üyesi ülkelerin kendi çıkarlarına bağlı olarak İslamcı rejimle iş birliği içine girmesinin yolu iki bakanın ziyaretiyle açılmış oldu. AB’nin bu yolu değişmeyen emperyalist retorik “Ülkenin yeniden inşası” adına yapılacak yatırımların, “yeniden imara” katılacak ülkeler ve tekellerinin önünü açmakla ilerleyecektir. Annalena Baerbock bu mesajı, siyasi görüşmelerin ülkedeki tüm etnik ve dinsel grupları kapsaması halinde Avrupa Birliği’nin Şam’daki “geçiş hükümetini” destekleyeceğini söyleyerek vermiş oldu.
Asıl ilgilerini enerji kaynakları ve enerji ve tedarik koridoru İMEC projesi gibi alanlar oluşturmakla birlikte, AB emperyalist ülkeleri “Yeniden inşa“ sürecinde tekellerinin daha fazla ihale almasını, yatırım yapmasını sağlamak istemektedirler. Ayrıca Avrupa ülkelerinde mülteci olan Suriyelileri İslamcı rejimle uyum içinde sınır dışı etmek ve Suriye’den yeni göçlerin önünü almak da diğer istemeleri arasındadır.
Haritası değiştirilmek istenen parçalara ayrılan Suriye üzerinden oluşturulacak emperyalist stratejilere karşı bölge ve dünya halklarının şimdilik oldukça cılız silahlı karşı koyuşlar, daha çok gösteri ve protestolar olarak yansıyan mücadelelerinin nasıl yükseleceğini ise zaman gösterecek.