İŞÇİ SINIFIManşet
Otomotiv tekellerinin kıyımına her gün başka sektörler ekleniyor
Almanya’da Galeria Karstadt Kaufhof 6 bin 200 işçinin işine son verecek
Almanya’da mağazalar zinciri Galeria Kaufhof geçtiğimiz yıl, Karstadt mağaza zincirini de satın alarak “Galeria Karstadt Kaufhof” adını almıştı. Karstadt’ı da bünyesine aldıktan sonra işçi kıyımına gitmek isteyen şirket, Ver.di sendikasının müdahalesiyle işten çıkarmaları ertelemiş, bunun yerine çalışma saatlerini düşürerek ve son dönem işe alınanların sözleşmelerini uzatmayarak planını uygulamaya sokmuştu.
Galeria Karstadt Kaufhof koronavirüs salgınını bahane ederek, 62 şubenin yeniden yapılandırmanın bir parçası olarak kapatılacağını, 6 bin 200 çalışanın işine son verileceğini aksi taktirde şirketin iflasa gideceğini iddia etti. Şirket yetkilileri, bu yıl salgın yüzünden satışlarda 1 milyar euroluk kayıp beklediklerini, insanların ekonomik kaygılarından kaynaklı tüketimi azalttıklarını söyledi.
Salgın döneminde Alman Hükümeti kapanan bütün işletmelere -kira, vergi gibi bütün giderlerini karşılamak için- firmaların giderleri oranında yüklü miktarda hibe yardımları yapmış, yeniden açılan her işletmenin geçen yılların cirolarına göre ciddi bir kayıp olduğu belirtilerek özellikle büyük işletmelere hibe yardımlarına devam kararı vermişti. Firma yönetimleri evde çalışan personel dışında binlerce çalışan, “Kısa Çalışma Ödeneği”ne yönlendirilmişti. Buna rağmen firmalar, sendikaların işçi haklarını gaspa karşı mücadeledeki tutarsızlıklarıyla işçi kıyımları da hız kazandı. Normal hayata dönüldüğünde daha düşük ücret ve işçi haklarının gasp edildiği kısa süreli sözleşmelerle işçi alımı, Almanya’da iflas tehdidinde bulunan kapitalist işletmelerin normal rutini haline geldi.
Otomobil devi BMW
Otomobil devi BMW krizi fırsata çevirdi. Münih merkezli firma, 6000 işçisine çıkış vereceğini ve 10 bin sözleşmeli taşeron işçisinin sözleşmesini uzatmayacağını açıkladı.
Yönetim ve Çalışma Konseyi’nin konu üzerinde anlaştığı, bazı çalışanlara kısmi emeklilik hakkı verilirken, 50 yaşını geçen ve BMW’den ayrılmak isteyenlere de kıdem tazminatı verileceği söylendi. Haftada 40 saat çalışan işçilerin mesailerinin 38 saate düşürüldüğü, maaş kesintisi olan işçilerin de ek izin günü alacağını, şirket kar ettiği sürece operasyonel işten çıkarmaları, yapılan anlaşma kapsamına almayacaklarının altını çizdi.
BMW Ceo‘su Ilka Horstmeier, “Bu önlemler bize uzun vadede yeniliklere açık ve girişimci hale getirecek” diye konuştu. Ülkedeki otomobil devlerinin, taşeron firmalar aracılığıyla ucuz ve kısa sözleşmeli işgücünden yararlandığı, yıllardır hakları ve ücretleri daha fazla olan kadrolu işçileri budadığı bilinen bir gerçek. Salgınla birlikte emperyalist krizin derinleşmesi ve Alman sendikalarının tekellerin yedek gücü haline gelmesiyle, karların düştüğünü iddiası ve iflas tehdidiyle yıllardır mücadele edilerek kazanılan işçi hakları ve ücretlerinin hunharca gaspına dönüştü.
Almanya’da otomobil sektörü ve bağlantılı iş kollarında yaklaşık 4 milyon kişi istihdam ediliyor. 2019 yılında yoğunlaşan dizel araçların üretiminin kısıtlanması tartışmasına, dijitalleşme, elektrikli araçların üretimi, otomasyon ve yenilikçi teknoloji politikaları ve buna bağlı toplu işçi kıyımları tartışmaları eklenmişti. Metal iş kolunda faliyet yürüten IG Metal sendikası salgın sürecini ve sektörün durma noktasını bahane ederek Mart sonundan yıl sonuna kadar geçerli olacak TİS anlaşması yapmış, bir çok hakkın gaspının önünü açmıştı.Sözleşmede yıl sonuna kadar ücret artış talebi olmayacağı, 8 gün olan yıllık ücretli hasta çocuk ya da aile üyesi alımı 5 güne inecek, senelik tatil parası ödemesi kısıtlanacak gibi işçilerin aleyhine bir çok madde bulunuyordu.
BMW Ceo’sunun tek cümleyle ifade ettiği gerçek, “Esnek çalışma koşulları, düşük ücret, gasp edilmiş ekonomik ve sosyal hakları salgın döneminin koşullarını fırsata çevirerek yaygınlaştıracağız. Taşeronlar üzerinden örgütsüz, düşük ücretli ve işçi örgütlenmelerinde dağınıklık yaratacak azami kar sistemini oturtacağız. Öldürücü emperyalist rekabette, işçi sınıfının üretimdeki gücü ve artı değerinin üzerine basarak galip geleceğiz” denmek isteniyor. İşçi aristokrasinin bir parçası olan Alman sendikalarının pespayeliğinin ayyuka çıktığı bu dönemde, Alman otomobil sektörü emekçilerinin örgütlü tavır ve eylemliliği elbette belirleyici olacaktır.
Önceki günlerde de Alman otomobil devlerinden peşpeşe işten çıkarma haberleri geldi. VW dünya çapında 30 bin işçiyi işten çıkartacağını, bunun 23 bininin Almanya’dan olacağını açıklamıştı. Porsche salgın döneminde de çalışmaya devam ettiği ve lüks araç satışında azalma olmamasına rağmen işten çıkarma olacağını duyurmuştu. Daimler en az 10 bin işçiyi, Jaguar en az 1100 işçiyi, Mercedes ilk etapta 10 işçiyi atacağını duyurmuştu. Renault 15 bin, Volvo 2020 sonuna kadar 4 bin 100, Nissan en az 20 bin işçiyi çıkaracağını duyuran diğer ülke markaları. Küresel düzeyde en yoğun işçi çıkarmaların otomobil ve yan sektörlerinde olacağı analizlerciler tarafından da açıklanmıştı.