İsviçre’nin Basel kentinde, Birleşik Devrimci Mücadele’nin organize ettiği (BDM) Tutsaklarla Dayanışma paneli düzenlendi
Panele konuşmacı olarak Türkiye’den Gülizar Tuncer, Tutsaklarla Dayanışma İnsiyatifi (TDİ) adına Uğur Şafak Karadaş katıldı.
Devrim, sosyalizm ve özgürlük mücadelesinde ölümsüzleşenler adına saygı duruşu ile başlayan panelde katılımcılardan gelen toplu sorular canlılığı artırırken, ilk sözü avukat Gülizar Tuncer aldı.
Tuncer konuşmasına geçmiş ve günümüzden örneklerle cezaevlerindeki hak ihlallerine değinerek başladı. Politik tutsaklar için gerçek anlamda bir çalışmanın yapılmadığını vurgulayan Tuncer, günümüzde yaşanan korkunç hak ihlallerinin sebebinin dışarda ciddi bir örgütsüzlük olmasından kaynaklı olduğu biçiminde değerlendirdi.
“Sistemin adli (Çete, Mafya) ve siyasi tutuklular arasında adliler lehine sürekli pozitif ayrımcılık yaptığı ve onları salıverdiği, siyasi tutsakların ise tecrit, izolasyon, infaz yakma, disiplin cezaları ile karşı karşıya kaldığını” belirtti.
Ardından Uğur Karadaş söz aldı. Karadaş;
“Cezaevlerinde yaşanan bir oyun değil. Pandemiyle birlikte siyasi hasta tutsaklar hiç bir şekilde tedavi hakkından yararlanamıyor. Sistem bunu lütuf sayarak ölümlere seyirci kalıyor. TDİ olarak Kürdistan’daki temaslarımız sonucunda; gerek Kürdistan’daki, gerek batıdaki tutsak aileleri yalnız olmadıklarını bilmek istiyor” dedi.
Tutsaklarla yapılan görüşmelerde tutsakların ise; “Biz sistemin baskılarına direniriz. Yeterki dışarısı
gereken mücadeleyi verip üzerimize daha ağır yük bindirmesin” diyen duygu ve düşüncelerini aktardı.
Sunum “Sistemin uygulamalarından iyi niyet beklenmemesi, bu alandaki mücadelenin yeni araç ve yöntemlerle geliştirilmesi gerektiği, bunun için burada oldukları” açıklamasıyla bitirildi.
Ardından katılımcıların duygu ve düşüncelerini anlatmaları ile panel sonlandırıldı.