
Kapı kapı dolaşma fikri ne bugün ortaya çıkan bir çalışma biçimi ne de unutacağımız yöntemlerdendir. Az çok bilinci olan herkesin evinde ağlama, sisteme ve olan bitene sadece küfür edip rahatlama lüksü kalmamıştır.
Savaş Aydın
80 yaşını geçmiş eski Alman solcuların sokakta bildiri dağıtıp yerel sorunlara imza kampanyası çalışmalarının bizzat yürütücüsü olduğunu gördüğümüzde, her bölgede atıl kalmış tüm dost yoldaş ve çevre güçlerimizin de neler yapıp ya da neler yapamayacağı konusunda iyi düşünmeliyiz. Bizleri bu yeni süreçte sorgulamaya iten temel taşların döşenmesini sağlayacak olan da bizzat kendimiz olacağız.
Kapı kapı dolaşmayı Sol Parti son seçimlerde çok iyi yaptı. Berlin’de resmen 2. parti oldu. Özellikle gençlerde 1. parti. Ne kadar tutar yada değerlendirir gençleri bilmiyorum ama Bundes und Landes milletvekillerinden çok genç var. Yeni eyalet seçimlerinde genç adaylar var. Hatta farklı uluslardan.
Bir kaç örnek vereyim. Bölgedeki meclis üyesi kadın okul aile birliği başkanı, Biri Kürt, biri İklim aktivisti vs.
Yeni adaylar gençler
Konut sorunu çalışmalarında tanıdığım İtalyan kökenli bir dönem adaydı, Kira sorunlarıyla ilgili ciddi çalışmalar yaptı. Toplu konutların ve Jobcenter (İş ve işçi bulma kurumu) olduğu yerlerde standlar açıp, kapı kapı gezdiler, imza topladılar. Bir kaç büyük firmanın mesela SWSG kiraları yükselmesini engellediler. Boş olan evleri işgal ettiler farklı sol gruplarla dikkat çekmek için. Yan giderlerdeki usulsüzlükleri tespit ettiler ve telefon numaraları verip arayanlara hesaplamalarda yardımcı oldular olmaya devam da ediyorlar. Yerel sorunlarla ilgilenmek üzerine emekçilere, gençlere değen akılcı ve pratik politikalar geliştirmek kitlelerin hem ırkçı zehirlenmesini engelliyor hemde kollektif insan bilicini geliştiriyor. Büyük şehirler yabancıların en yoğun yaşadığı yerler. Her yönüyle yerli emekçilerle politika ve mücadele edilecek alanlar.
Berlin’de ve bazı eyaletlerde kira ücretlerinde belli bir standardı getirdiler. ( Mieten deckel ) Almanya özellikle büyük şehirlerde kira metre kareye ortalama 17 € ve üstü.
Sorunların bin bir türü var. Ama 2000 € net kazanan birinin 1000- 1200€ arası kira ve evin yan giderler, telefon, yol parası, varsa araba masrafları derken maaşından hiç bir şey kalmamasına neden oluyor. Bu bir çok insanı da kaçak çalışmaya sevk edilmesi sağlıyor. Ben niye çalışayım diyen var. Asgari ücret sefalet ücreti resmen. Ya çok saat çalışılması, ya ek iş yada evde 2 kişinin çalışması lazım. İşin özü konut sorunu, yüksek kiralar ve çok düşük olan asgari saat ücretleri emekçilerin en önemli ve yakıcı sorunlarının başında yer alıyor. Tüm yerellerde ve genel mücadele edilmesi gereken özel alanlar olarak bizlerin önünde duruyor. Bizim kendi yoldaşlarımız dahi bütün haftanın sabahın köründe kalkıyor ve akşam geç saat eve varmasına rağmen ay sonu elde avuçta zırnık kalmıyor.
Yani öteye gitmeye gerek yok anlamak ve anlatmak için. Şimdi de başladılar belediyeler para yok, şu alana sosyal yardımı keseceğiz bu alana paramız kalmadı palavralarına. Her yere prestijli binalar yapmayı ihmal etmiyorlar ve o binalar milyonlarca Euro’ya mal oluyor. Kazanan prestijleri, inşaat şirketleri ve ilişkide oldukları kapitalistler.
Stuttgart 21 projesi oğlumla yaşıt
Stuttgart 21 projesi halen bitmedi. Oğlum anne karnındayken tartışma başladı, sonrasında eylemler, işgaller ve tartışmalı referandumdan sonra inşaata başladılar, Oğlum 21 yaşına girecek halen inşaat bitmedi. Masrafı 15 milyar Euro’yu geçti. İşleyen garı modernize edeceklerine yeniden kilometrelerce tüneller, köprüler vs yaparak şehri alt üst ettiler. Sonuç olarakta sağlık kasaları, sigortalar, türlü türlü vergiler zamlarını bastı, cezalar ve bitmeyen mektuplar havada uçuşuyor her gün posta kutularında…
Benzeri projelerden birileri de bugünlerde Nazi geçmişi olan Hans Martin Schleyer’in adının olduğu spor, konser ve farklı etkinliklerin yapılacağı salonunun eskisini yıkıp yenisini yapalım mı yoksa eskisini modernize edelimmi tartışması yaşanıyor. Salon öğrencilik döneminde Nazi sisteminde aktif rol oynamış,savaş sonrası iş dünyasında önemli bir rol oynayan ve Alman İşveren Dernekleri Konfederasyonu (BDA) başkanlığını yürüten Hanns Martin Schleyer’ın adını taşıyor. Schleyer, 1977 yılında RAF tarafından kaçırılıp öldürüldü, 1983 yılında açılan salonun ismine onun adı verildi.
Modernize olacak ya da yıkılıp yenisi yapılacak olan salonun hem ismi hem de milyonlarca Euro masrafı konusunda ciddi tartışmaları yaşanıyor. Bu tartışmalar kimine uzakmış gibi dursa da nazi dönemi, artan ırkçılık, kapitalist talan ve soygun politikalarıyla direk bağlantılı. Taraf da olunmalı. Her şehir ve bölgede buna benzer projeler, kesintiler ya da kitleleri direkt ilgilendiren sorunlar yaşanıyordur.



