Avrupa Demokratik Güç Birliği Koordinasyonu: Kapitalizmin, sömürgeciliğin ve erkek egemenliğin saldırılarına karşı birlikte mücadeleyi büyütelim
Avrupa’da faaliyet gösteren pek çok Türkiyeli ve Kürdistanlı siyasal parti ve hareket, yöre, inanç, halk ve kadın örgütlenmesinin bir araya gelerek oluşturduğu Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB) olarak 13 Haziran 2020’de Frankfurt’ta toplandık.
ABD’de polis tarafından katledilen George Floyd, Türkiye’de Kürtçe müzik dinlediği için katledilen Barış Çakan, 160 gündür kayıp olan Gülistan Doku, İşgalci Türk Ordusunun bombardımanında hayatını yitiren Kürt devrimci Kasım Ergin’i saygıyla anıyor onlar şahsında ırkçı, faşist, cinsiyetçi, sömürgeci saldırıları kınıyoruz.
ADGB olarak kapitalizmin ve erkek egemenliğinin ırkçı, sömürgeci, cinsiyetçi, doğa düşmanı saldırılarının arttığı bu süreçte bütün demokrasi güçlerinin birlikte davranmasının önemine bir kez daha dikkat çekiyor, Avrupa’daki örgütlülüğümüzü derinleştirmek, yaygınlaştırmak ve güçlendirmek için Ağustos ayında Avrupa çapında bir konferans toplamayı kararlaştırdık. Avrupa’daki bütün demokrasi güçlerini konferansımızı birlikte örgütlemeye ve mücadeleyi birlikte büyütmeye davet ediyoruz.
Halkların Demokratik Partisi’nin “Demokratik Mücadele Yürüyüşü” kararını faşizme karşı mücadelede çok önemli bir karar olarak gördüğümüzü belirtiyor ve selamlıyoruz. Hem ülkede hem de Avrupa’da bütün demokrasi güçlerinin HDP’nin “Demokratik Mücadele Yürüyüşü”nü sahiplenmeye ve büyütmeye davet ediyoruz.
Türkiye’de bütün toplumsal mücadele dinamikleri üzerinde artan baskı ve şiddet cezaevlerinde çok daha hayati boyutlara ulaşmış durumda. Başta ölüm orucunda olan Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal olmak üzere tüm devrimci tutsakların en temel insan hakkı olan taleplerini ADGB olarak da sahiplendiğimizi bir kez daha duyuruyoruz.
ABD’de başlayan ve tüm dünyaya yayılan polis/devlet şiddeti ve ırkçılık karşıtı eylemler kapitalizme ve neoliberalizme karşı öfkenin de dışavurumu durumda. ADGB olarak ırkçılık karşıtı eylemleri destekliyor ve bu eylemlerin anti kapitalist, ekolojist ve antipatriarkal bir eksene oturması için mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Ayrıca bu vesileyle bir kez daha, ırkçılığın sadece ABD ve siyahilerle sınırlı bir durum olmadığını, Avrupa’dan Türkiye’ye devlet mekanizmalarına sinmiş ve devlet tarafından desteklenen sivil faşistlerce de uygulanan bir ırkçılıkla karşı karşıya olduğumuzu hatırlatıyoruz. Ayrıca, Türkiye’de Kürt halkına ve Suriyeli göçmenlere yönelik çok boyutlu ırkçı saldırılara da özel olarak dikkat çekiyoruz.
Pandemi sürecinde bütün devletler “sürü bağışıklığı” sistemine geçmiş durumda. Sürecin ne yönde gelişeceği belirli olmasa da sistem oluşan tepkiyi, başını Neonazilerin, ırkçı hareketlerin, aşırı sağcı örgütlerin çektiği “aşı karşıtı /komplo teorici” yaklaşımlara sıkıştırmaya çabalıyor. ADGB olarak halklarımızı bu tür halk düşmanı, bilimsellikten uzak, ezilenlerin ve emekçilerin büyük bedeller ödeyerek kazandığı toplum sağlığı uygulamalarını kriminalize eden yaklaşımlara pirim ve izin vermemeye çağırıyoruz. Bulunduğumuz yerellerde bu tür ırkçı girişimleri mahkum etmeli, zayıflatmalı ve mümkünse gelişmesine izin vermemeliyiz.
Sermaye hem genel krizini hem de pandemi sürecini dünya işçi sınıfı üzerindeki sömürüyü arttırmak için bir fırsata ve yeni bir saldırı sürecine çevirdi. Bunun karşısında işçi sınıfının sürece karşılık verebilecek mücadele yol, yöntem ve programları geliştirmek için işçi sınıfının enternasyonal dayanışmasını ve mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.
Pandemi sürecinde daha da artan kadına yönelik erkek şiddeti, tacizi ve çocuk istismarına karşı mücadelenin yükünün sadece kadınlara bırakılamayacağına dikkat çekiyor, her yerde erkek ve devlet şiddetine karşı mücadeleyi acil olarak büyütmenin önemini vurguluyoruz.
Dört parça Kürdistan’daki kuşatmayı, Rojava ve Güney’deki operasyonlar, Kuzeyde Kürt kadın dernekleri ve oluşumlarına yönelik tutuklama ve yasaklamalar dikkate alındığında Türkiye, bölge devletleri ve bölgedeki emperyalist güçlerin topyekun olarak Kürt Halk örgütlülüğüne ve kazanımlarına saldırdığına dikkat çekiyoruz. Bu saldırıya karşı Kürt halkının, onun öncü ve örgütlü güçlerinin yanında olduğumuzu belirtiyor ve önümüzdeki süreçte Kürt Halkının dört parçada da kendi kaderini tayin etme mücadelesinin yanında olduğumuzu vurguluyoruz.
Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB)