DÜNYAManşet

Amazon, işçilerini ortalama 8 ayda tüketiyor

Amazon şaibeli bir biçimde ülkenin en acımasız sendika karşıtı işvereni olarak Walmart’ın yerini aldı.

Amazon’un kurucusu ve dünyanın en zengin insanı Jeff Bezos kendini Amazon’u “Yeryüzünün En İyi İşvereni ve Yeryüzünün En Güvenli İşyeri” yapmaya adamış olsa da, Amazon işçileri tüm bu acıya ve gerginliğe dayanmaya devam etmek zorundadırlar.

Steven Greenhouse

Amazon şaibeli bir biçimde ülkenin en acımasız sendika karşıtı işvereni olarak Walmart’ın yerini aldı.
Sendikalı olmalarının Amazon depo işçilerinin lehine olacağını anlamak için geniş bir hayal gücüne sahip olmak gerekmez. Ortalama bir Amazon depo işçisi 8 ayda işten ayrılıyor. Amazon’da işlerin -kibarca ifade edecek olursak- tatsız olduğunu, çok sayıda Amazon işçisinin stresten, aşırı tempodan, devamlı gözetim ve asgari mola yüzünden burada çalışmaktan nefret ettiğini çabucak anladıklarının kesin bir işareti bu. Gerçekten de işin gelecekteki durumu konusunda uzman olan kişiler, sık sık Amazon’un yere göğe sığdıramadığı algoritmaların ve teknolojilerin Amazon depo işçilerine akılsız duygusuz robotlar gibi -onları saatlerce aynı şeyleri yapmak zorunda bırakarak- davranacaklarından endişe ettiklerini dile getiriyor.

Ve sonra şirketin mola süreleri konusunda son derece cimri olduğu hatta Amazon depo işçilerinin belirlenen günlük dinlenme sürelerini aştıkları için tuvalete gidiş gelişlerde uyarıldıklarına ilişkin sonu gelmeyen hikayeler var. Burada 21. yüzyılda ülkenin en büyük ve saygın şirketlerinden birinin işçilerinin tuvalete gitmesini bu kadar zorlaştırdığına inanmak zor.

Bu haliyle Amazon’da çalışmak kümes hayvanı işleme tesislerinde çalışmaya benzer. Bu tesislerde işçiler zaman zaman yetişkin bezleri kullanırlar çünkü patron onlara sık sık tuvalete gidip gelmek için tüm o butları ve kanatları kesmeyi bırakıp mola veremeyeceklerini söyler.

Amazon’un kurucusu ve dünyanın en zengin insanı Jeff Bezos kendini Amazon’u “Yeryüzünün En İyi İşvereni ve Yeryüzünün En Güvenli İşyeri” yapmaya adamış olsa da, Amazon işçileri tüm bu acıya ve gerginliğe dayanmaya devam etmek zorundadırlar. Belli ki Bezos, işçilerinin ortalama 8 ayda işi bıraktıkları bir şirketin ‘Yeryüzünün En İyi İşvereni’ olmaya ışık yılı kadar uzak olduğunu anlayamamaktadır. ‘Yeryüzünün En Güvenli İşyeri’ olma konusuna gelince, Amazon depolarında 2020 yılında gerçekleşen ciddi yaralanma oranlarının ABD’deki diğer depolardan yaklaşık 2 kat daha fazla olduğu gözönüne alındığında Bezos, böyle bir iddiada bulunarak işçilerin ve halkın aklıyla alay etmemelidir.
‘Amazon Yeryüzünün En İyi İşvereni’ olsaydı, işçiler muhtemelen 65 ya da 70 yaşına kadar çalışmaya hevesli olurlar, birkaç ay sonra kaçıp gitmezlerdi. Bu arada Amazon işçileri için ortalama 8 aylık kalış süresi Amerika’nın 155 milyon işçisinin ortalama çalışma süresinin altıda biridir.

Bezos sendikalardan ne kadar nefret etse de dürüstçe inkar edemediği bir şey var: Sendikalar Amazon’un daha iyi bir patron olmasını sağlayacak sağlam bir yol. Gerçekten de, Bezos Amazon’u ‘Yeryüzünün En İyi ve En Güvenli İşvereni’ yapacaksa eğer, Amazon’un Alabama’da ve Staten İsland’da ve başka yerlerde yaptığı gibi sendikalaşmayı engellemek için savaşmayı bırakmakla yetinmeyip aynı zamanda sendika örgütleyicilerine kırmızı halı sermesi de gerekir. Amazon işçileri çalıştıkları yerlerde seslerini yeterince çıkarabilselerdi, Amazon’un çalışma koşullarını biçimlendirmek ve iyileştirmek için ses çıkartabilselerdi -belki de Amazon’un iş rutininin en fevkalade algoritmasını gevşeterek ve yavaşlatarak- Amazon çok daha iyi bir işyeri olabilir ve belki de Bezos’un reklam kokan ‘Yeryüzünün En İyi İşvereni’ olma hedefine birkaç adım yaklaşabilirdi. (Amazon’un Yeryüzünün En İyi Depo İşvereni olmasını kabul edebilirim, en iyi işveren olma ise övgüye değer bir hedef, lakin Amazon’un buna erişmek için çok fırın ekmek yemesi lazım.)

Amazon çalışanlarının ücretlerini ve koşullarını iyileştirebilecek etkin bir sendikaları olsaydı, 8 ay yerine 8 yıl bu işte çalışabilirlerdi. Böylelikle bir sendika Amazon’un en büyük başağrısını tedavi edecek kadar ileri gidebilir: Amazon o kadar çok sayıda işçiyi o kadar kısa sürede öğütür ki her daim çaresizce yeni işçi arayışı içindedir. Bazı seneler (yenilerini hızla öğütüp dışarı atmadan önce) 500 binden fazla yeni işçi almıştır. Derinlerde bir yerde, saat ücretini 25 ya da 30 dolara yükseltmemeleri durumunda, bir noktada milyonlarca Amerikalı Amazon’un maksimuma-doğru-itme, stres makinesi ile öğütüleceği için Amazon yöneticileri depolarında çalıştıracak yeterli sayıda işçi bulamayacakları düşüncesiyle dehşete düşmüş olmalıdırlar.

Bazı çalışma uzmanları Amazon’un stres-matik-çılgınlığını sendika karşıtı bir yöntem olarak görmektedirler. Amaçları zaten işçilerinin kısa süre çalışmalarıdır. Çünkü işçiler çalışacakları kısa sürenin sendika için savaşmaya yetmeyeceği sonucuna varırlar. Ayrıca, böylesine büyük bir işçi sirkülasyonu ve çok sayıda işçinin kısa bir süre için çalışması nedeniyle, sendika örgütçüleri ve sendikalaşmayı destekleyen işçiler depo işçilerine sendikalaşmadan nasıl yararlanacaklarını açıklamada son derece zorlanırlar.

Amazon’un sendikalaşmasının çetin bir savaş olduğu söylemek yetersizdir. 30 çalışanı olan bir Starbucks kafesini sendikalı yapmak -ki Starbucks’ın ne denli sendika karşıtı olduğu düşünüldüğünde bu da oldukça zordur- bir şeydir ama, Amazon, işçilerine 7/24 sendika karşıtı propaganda yaparken ve sendika örgütçülerinin şirket mülklerine ayak basmalarını yasaklarken, 5 bin kişilik bir depoyu sendikalı yapmanın zorluk derecesi tamamen farklı bir seviyededir.

Amazon’u sendikalı yapmayı daha da zorlaştıran şirketin iş yasalarını açıkça ihlal etmeye istekli olması. Amazon’un Bessemer, Alabama’daki deposuna ilişkin çok sayıda iş yasası ihlalinden bıkan Ulusal İş İlişkileri Kurulu (NLRB, National Labor Relations Board) Amazon’u işçilerin sendikalaşma hakkını koruyan yasalara uyacağına dair Aralık ayında bir anlaşma yapmaya zorladı.

Fakat bu anlaşmadan sadece bir ay sonra NLRB Amazon’u, bu defa Staten Island deposu ile ilgili ciddi iş yasası ihlalleri nedeniyle suçladı. 27 Ocak tarihli şikayetinde NRLB Amazon’un en üstteki sendika karşıtı danışmanlarından Bradley Moss sendikacılara “haydutlar” demiştir. Staten Island’daki sendikacıların çoğunun siyah olduğu gözönüne alındığında bu sözcük kimilerince ırkçılığa duyarsızlık olarak algılanmıştır. NRLB ayrıca Moss’un işçilere sendikaya oy vermenin “abes” olacağını zira sendikanın “burada asla olamayacağını” söylemiştir. NRLB, Amazon’un başka yasadışı şeyler yaptığını da belirtmiştir: Sendika yanlısı basılı materyale el koymak, mola odalarında işçilerin el ilanı dağıtmalarını engellemek ve işçilere sendikanın basılı materyallerini Amazon’un izni olmadan dağıtamayacaklarını söylemek. Amazon NRLB’nin iddialarını reddetmektedir. Amazon bir yandan sendika karşıtı mesajlarını zirve noktasına çıkartırken -tuvalet kabinlerine sendika karşıtı posterler astığını hatırlayalım- öte yandan çalışanlarının sendika yanlısı bir ses çıkarmalarına izin vermeye bile gönülsüzdür.

Amazon şaibeli bir biçimde ülkenin en acımasız sendika karşıtı işvereni olarak Walmart’ın yerini aldı. Bu hafta Bessemer’deki Amazon depolarında 6 binden fazla işçinin sendikalı olup olmama konusunda ikinci kez oy verme şansı olacak. NRLB Amazon’un ilk sendika seçiminde yasadışına çıkarak adil davranmayı engellediğini ileri sürerek yeni bir seçim yapılmaması talimatı vermiştir.

Buradaki can alıcı nokta şudur: Sendikalaşma sadece Amazon’u daha iyi bir işyeri -Bezos’un çok istediğini söylediği bir şey- yapmakla kalmayacak, oyların Amazon’da başarılı bir sendikalaşmaya yol açması işçilerin gerçekten de işlerini ve yaşamlarını iyileştirmenin sağlam bir biçimi olarak bir sendikayı seçebilmeleri ABD’nin her yerinde, Amazon gibi acımasızca sendika karşıtı olan bir şirkette bile, zor durumda kalmış işçiler için, bir umut ışığı olacaktır.

Steven Greenhouse, işyerlerinde emek üzerine odaklanmış bir gazeteci ve yazardır. Century Foundation’ın [bir düşünce kuruluşu] kıdemli bir üyesi ve Beaten Down, Worked Up: The Past, Present, and Future of American Labor’ın yazarıdır.

[theguardian‘ın 4 Şubat 2022 tarihli sayfasında yayınlanan “Amazon chews through the average worker in eight months” başlıklı makale Alınteri Çeviri Grubu tarafından Türkçeleştirilmiştir)

Daha fazlası

İlgili

Close