Türk devleti uzun süredir kendi sınırları dışına askeri operasyonlar gerçekleştiriyor. Bu operasyonların hedefi ise Irak ve Suriye devlet sınırları içerisinde Kürt Halkının yoğun olarak yaşadığı bölgeler. Özellikle Suriye’de YPG’nin, Irak Kürdistan Federe Bölgesinde ise PKK’nin etkin olduğu bölgeler hedef alınmakta.
Bu bölgelere yönelik askeri operasyonlarda Türk Silahlı Kuvvetleri ülke sınırlarını 60-70 km’ye varıncaya dek ihlal etmekte. Türkiye Devleti operasyon yürüttüğü bu bölgelerde kalıcı askeri üstler kurarak açıkça bu bölgelerde işgalci güç haline gelmektedir.
Kürt halkının son olarak 10 Şubat 2021’de, Irak’ta bulunan Kürdistan Bölgesel Yönetimi toprakları içinde yer alan Gare Bölgesi’ne yönelik askeri operasyon gerçekleştirdi Çok sayıda sivil yerleşim bölgesinin de olduğu Gare’ye yönelik operasyonda 41 savaş uçağı ve helikopterleriyle bombardıman yapılırken, bölgeye indirilen askerlerle alanı kontrol altına almaya çalışmış ancak başarılı olunamamıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birkaç gün öncesinde yaptığı konuşmada “size müjdemiz olacak” diyerek işaret ettiği Gare işgal operasyonundan müjde değil 13 Türk esirinin ölüm haberi geldi. Gare’ye yapılan askeri operasyonda, PKK’nin elinde savaş esiri olarak bulunan 13 Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Yapılan açıklamalarda bu vatandaşların 2015 yılından bu yana PKK’nin elinde savaş esiri olarak tutulan asker, polis, devlet görevlisi Türk vatandaşları oldukları anlaşılıyor. Gerek esirlerin ailelerinin gerek İnsan Hakları Derneği’nin yaptığı açıklamalarda, gerekse de Meclis’te HDP ve CHP milletvekillerinin verdikleri soru önergelerinde esirlerinin durumlarının 2015-2016’tan beri AKP-MHP iktidarı tarafından görmezden gelindiği anlaşılıyor. Hakeza PKK de bu süreçte yaptığı açıklamada hükümetin esirleri talep etmesi durumunda müzakereye açık olduklarını belirtiyor.
Ancak Kürt sorununu sadece işgal, imha ve askeri yollarla çözmeye kilitlenen AKP-MHP hükumeti ve Türk Devleti, evrensel savaş kurallarını dahi hiçe sayıp esirlerin hayatlarını önemsemedi. Son askeri operasyonda da bu esirlerin tutulduğunu bildiği bölgeyi 41 savaş uçağıyla bombalayarak bu insanları katletti!
Sömürgeci Türk devleti ve faşist AKP-MHP iktidarı uluslar arası hukuku hiçe sayan savaş suçunu gizlemek için, esirleri PKK’nin katlettiği manipülasyonunu yaygınlaştırmaktadır. Oysa son 5 yıldır konuya ilişkin TBMM kayıtlarında, basına yansıyan haberlerde ve tarafların yaptıkları açıklamada, hatta esirlerin ailelerine yazdıkları mektuplarda PKK’nin esirleri öldürmeye değil yaşatmaya çabaladığı anlaşılmaktadır.
Uluslararası kamuoyu artık bu vahşete ve bölgede istikrarsızlık, savaş, çatışma ve yeni göç dalgaları üreten AKP-MHP iktidarına ve Türk sömürgeciliğine sessiz kalmamalıdır. Bu işgal ve katliam operasyonlarının önüne geçilmemesi, yüzbinlerce Kürdün bir kez daha yaşam alanlarını terk etmeleri ve göç etmeleri anlamına gelecektir.
AKP-MHP iktidarı savaş ve çatışma durumunu aynı zamanda ülkedeki muhalifleri bastırmak için bir araç olarak kullanıyor. Kürtlere yönelik sınır ötesindeki askeri operasyonlara ülke içinde HDP’ye, Kürt Halkına ve muhalefete yönelik siyasi bastırma ve sindirme operasyonları eşlik ediyor. Demokraside, insan haklarından, barıştan, eşitlikten, özgürlükten yana Avrupa halklarını Türk faşizmine ve sömürgeciliğine karşı ses çıkarmaya, Kürt halkına yönelik katliamlara ve Kürdistan’ın bir kez daha işgaline karşı durmaya çağırıyoruz.
Avrupa Demokratik Güç Birliği