DÜNYA

26 Mayıs’a hazırlanmak

İşçi sınıfı hareketinin yeni bir kabarmanın eşiğinde olduğuna dair belirtiler üst üste binerek her geçen gün çoğalıyor
26 Mayıs’a hazırlanmak
(*) 1 Mayıs, hareketin TEKEL direnişiyle yakaladığı bu ivmeyi yeni bir düzleme taşıdı.

alinteri_sayi3_basyaziÖzellikle de moral ve özgüven artışı yönlerinden bir doping oldu. Harekete geçmenin önünde engel oluşturan kimi korku ve tereddütlerin üstesinden gelmek, öncü işçiler için bundan böyle görece daha kolay olacaktır.

Bu elbette işlerin artık engelsiz ve kolay biçimde yürüyeceği anlamına gelmiyor. Devrimci bir bilinç ve iç örgütlülükten yoksunlukla deneyimsizlik başta olmak üzere öncü kesimler içinde bile hala aşılamamış bir dizi ciddi zayıflıklar var. Sınıfın ana gövdesi ise harekete geçme konusunda hala tutuk, tereddütlü ve edilgen. Bundan ötürü hareket kendiliğindenlik sınırlarını aşabilmiş değil. O sınırlar içinde bile kendi tarihinde ulaşabildiği düzeylerin gerisinde. Aşılması gereken engellerin büyüklüğü, yürünmesi gereken yolların uzunluğu konusunda bu dahi bir fikir verir.

alınteri taksimFakat bunların görülmesi, mayalanmakta olanı küçümsemenin, 1996′dan bu yana aşamadığı sınırlarını bu kez daha güçlü bir biçimde zorlayan harekete hala sadece zayıflıkları yönünden yaklaşan bir edilgenlik ve kuyrukçuluğun bahanesi olamaz. Sınıfın kendiliğinden hareketinin kendi yolunu -geçmişte de olduğu gibi- büyük ölçüde kendisinin açmasını beklemek şeklindeki bir kuyrukçuluk dahi, özünde beklentisizliğin ve sınıfa güvensizliğin teorisini yapan bu tür aydın ukalalıklarına kıyasla kesinlikle daha devrimcidir.

İşçi sınıfı hareketinin önünde şimdi 26 Mayıs Genel Grevi hedefi var. 1 Mayıs, TEKEL Direnişi ile 26 Mayıs arasındaki en önemli bağlantı halkasıydı zaten. Bu halka kendisinden beklenen işlevi büyük ölçüde yerine getirdi. Son olarak daha bundan bir ay önce Tekel işçilerini Ankara’ya sokmamak için 12 Eylül zorbalığını kuşanmakta tereddüt etmeyen AKP hükümetinin, son 3 yıldır zaten başedemediği Taksim kararlılığı ile şu konjonktürde cepheden bir kez daha karşı karşıya gelmeyi göze alamadığı için 1 Mayıs alanını açmak mecburiyetinde kalışı bile sınıfa moral ve güven kazandırdı. Alanla birlikte kürsünün de özgürleştiği Taksim’deki 1 Mayıs, bu kazanımı bir adım daha ileri taşıyıp perçinledi.

Alınteri Tuzla

Fakat bu 1 Mayıs’tan ders ve güç alarak çıkanlar sadece bizler değiliz ve olmayacağız. Burjuvazi ve onun sınıf içindeki uzantısı sendika ağaları da o gün yaşayıp tanık olduklarının ışığında hazırlanacaklardır 26 Mayıs’a ve sonrasına. Biz bu 1 Mayıs’ta hem Taksim yasağının kaldırılmak zorunda kalınışı hem de kürsünün kararlı bir yüklenme ile ele geçirilişinde devrimci bir iradenin ve bu iradeye dayalı ısrarlı çabaların hedeflerine eninde sonunda ulaşabileceğini bir kez daha nasıl yaşayarak görmüşsek; burjuvazi ve uşakları da, işçi ve emekçi yığınlar içinde giderek artan huzursuzluk ve kendilerine karşı büyüyen öfkenin boyutlarını yaşayarak gördüler.

Alınteri taksim

O zaman bizler de kendi cephemizden 26 Mayıs’a, 1 Mayıs’ın sadece güç ve coşku veren yönlerine yaslanarak değil, o gün kendilerini bir kez daha gösteren zayıflıklarımıza daha fazla yüklenerek hazırlanmak zorundayız.

Bu zayıflıklarımızın başında da, aynı işkolu hatta aynı sendika içindeki öncü işçiler arasında dahi iletişim ve koordinasyon yokluğu boyutlarında karşımıza çıkan taban örgütlülüğümüzün zayıflığı geliyor.

Alınteri

Bugün sınıf hareketinin öncüsü konumundaki TEKEL’in öncü işçileri arasında bile bir kopukluk var. Bunun sonuçlarını da -öncesi bir yana- 1 Nisan’da yaşadık. Aynı şeyi 26 Mayıs’ta bir kez daha yaşamamak için, öncelikle TEKEL’de buna hızla bir son vermek şart. 26 Mayıs Genel Grevine hazırlık anlamına da gelecek somut bir eylem planı temelinde TEKEL işçilerinin bulundukları illerde yeniden hareketlenmeleri için çalışmak gerekiyor.

Alınteri

26 Mayıs Genel Grevine hazırlanmanın sorumluluğu kuşkusuz sadece TEKEL işçilerinin sorunu değil. Ama onlar bu konuda da başı çekmeliler. Bunun yanında, İstanbul’da örneği yaratılmış olan Direnişteki İşçiler Platformu gibi örgütlü güç ve eylem birliklerini çoğaltıp yaygınlaştırmayı hedeflemeliyiz. Yerel “26 Mayıs’a Hazırlık Platformları” bunun bir biçimi olabilir.

AlınteriBu platformlar, 26 Mayıs hazırlıklarını sadece sendikalara ve sendika ağalarına bırakmamalıdırlar. Kuruldukları yerlerdeki sendika şubeleri ve kitle örgütlerini de içlerine alarak, buna yanaşmayanları harekete geçmeye zorlayarak bölgelerinde etkili bir hazırlık faaliyeti örgütlemelidirler. İşçi ailelerini de içerecek şekilde kuracakları geniş bileşimli heyetlerle, bölgelerindeki fabrika ve işyerlerini 26 Mayıs’a kadar sistematik bir biçimde ziyaret edip genel grev çağrısı ve propagandası yapmalıdırlar. Sanayi havzaları ve OSB’lerde kahve toplantıları, açık hava etkinlikleri organize etmelidirler. Buralarda yaygın ve sistematik bir afişleme ve yazılama faaliyeti yürütülmeli, genel greve çağrı dağıtımı yapılmalıdır.

Afiş ve yazılama faaliyetleri, bildiri ve çağrı dağıtımı kentlerin meydanlarına taşınmalıdır; işçi ve emekçi aileleri, sendika ve kitle örgütlerinin yöneticileri, aydın ve sanatçılar, kamuoyunun tanıdığı isimler bu faaliyetlerin içine çekilmelidir.

26 Mayıs genel grevinin aynı zamanda bir genel direniş özelliği kazanması hedeflenmelidir. Bu amaçla işçi ve emekçi semtleri de ihmal edilmemelidir. Akşamları ve hafta sonları, seçilmiş işçi semtlerinde kahve konuşmaları, park ve meydanlarda, semt pazarlarında açık hava sohbetleri, mini gösteriler düzenlenmeli, buralarda “genel direniş” çağrıları yapılmalı, 26 Mayıs günü için somut eylem biçimleri ve önerileri şekillendirilmelidir.

26 Mayıs’ın hemen öncesinde -örneğin 22/23 Mayıs’ta- en azından İstanbul, İzmir, Adana, Samsun, Diyarbakır gibi merkezlerde Tekel işçilerinin öncülüğünde 24 saatlik “26 Mayıs’a Hazırız” çadırlarının kurulması etkili bir çağrı ve hazırlık biçimi olabilir.

Önemli olan hazırlanmaktır.

(*) Alınteri Gazetesinin 4 Mayıs tarihli 3. sayısının başyazısıdır.

Daha fazlası

İlgili

Close