
Mihrican ve Henriett’in cesetleri, evdeki derin dondurucuda tesadüfen bulundu
İkinci bir kadın kayboluyor: Mihrican Mustafa’ya ne oldu?
Jan ya da MJ adlarıyla da tanınan 30’lu yaşlarında üç çocuk annesi Mihrican Mustafa, Kıbrıs asıllı, doğu Londralı bir aileden geliyor. Kuzeni Ayşe Hüseyin onun “altın kalpli” ,”herkese yardım eden” bir insan olduğunu anlatıyor.
Ama Mihrican uyuşturucu bağımlılığı sebebiyle, tehlikelere açık bir konumdaydı. Kız kardeşi Mel, mahkemede bu nedenle Mihrican’ın kendine güvenini tamamen kaybettiğini, değiştiğini anlattı.
Bağımlılığı, Mihrican’ı yaşadığı mahallede suça yatkın kişilerle yüz yüze getirdi. Mihrican ve bazı akrabalarına yakın bir yerde yaşayan Zahid Younis de bunlardan biriydi. Daha sonra polis tarafından ifadesi alınan mahalle sakinleri, Younis ile Mihrican’ı birlikte gördüklerini anlattılar. Ayrıca cep telefonuyla görüştükleri de belirlendi. 2018 yılının Mayıs ayında ailesi Mihrican’ı son kez gördü. Genç kadın birden kaybolmuştu.
Polis soruşturmasındaki gedikler
Bir kaç gün sonra endişeli ailesi polise kayıp şahıs ihbarında bulundu.Aile bu konuda yürütülen soruşturmanın yetersizliklerinden dehşete kapılmıştı. Bu konuda halen Scotland Yard tarafından bir iç soruşturma yürütülüyor.
Mihrican’ın ailesi, kendileri soruşturma yapmaya karar verdi, ilanlar verdi, görülmüş olabileceğine dair ihbarların izini sürdü ve medyanın konuyu haberleştirmesi için uğraştı.Aile tarafından polise de bildirilen kanıtların izinin doğru düzgün sürülmediği anlaşılıyor.
Bunlar arasında Mihrican’ın eski cep telefonu da var. Bu telefonda inceleme yapılsa, onun Nisan ayının sonlarında, kaybolmadan kısa süre önce ve telefonun son kez kullanılmasından sadece bir gün önce Younis ile temasta olduğu görülebilecekti.
Yeni bir cihazla kullanmaya başladığı telefon numarası üzerinden arama verilerine ulaşılsaydı, Mayıs ayı başlarında hala Younis ile teması olduğu ve bu telefonunun en son, katilin evinin çok yakınında kullanıldığı da görülecekti.Zaten daha sonra arama yapıldığında Mihrican’ın son kullandığı telefon da orada bulundu.
2018 yılının Temmuz ayında Younis’i izlemekle görevle polis memurları, kapıyı çalıp ona Mihrican’ı sormuşlardı. Younis onlara Mihrican’ı tanıdığını ama sadece arkadaşının arkadaşı olduğunu söyledi. Polisler ona genç kadını görürse polise bildirmesini tembihleyerek gittiler.
Bu arada yalnızca polis Younis’in kapısını çalmıyor, Younis de sürekli olarak polisi arayarak şikayetlerde bulunuyordu. Polisi en az 26 kez aradığı kayıtlarda görülüyor. Hatta 2018 yılının sonlarında bir polis memuruna saldırmaktan gözaltına da alındı.
Cesetler tesadüfen bulundu
Bütün bunlar olurken Mihrican ve Henriett’in cesetleri, evdeki derin dondurucudaydı. Üstelik bulunmaları da tesadüfen oldu. Dindar bir Hristiyan kadınla ahbaplık kuran Younis ondan çeşitli yalanlarla sürekli para sızdırıyordu.
Fakat 2019 Nisan’ında onunla bir kaç gün mesajlaşmayınca kadın polise Younis’in kaybolduğu ihbarında bulundu.Younis’in iyi olup olmadığını kontrol etmek için evine polisler gönderildi. Camdan içeri girmeyi başaran polisler kilitli derin dondurucuyu görünce içinde Younis’in olabileceğini düşünerek açtılar.
Mahkeme süreci
İki kadının cesetlerinin bulunması ardından başlayan mahkeme süreci Younis’in yıllarca sürdürdüğü taciz, tecavüz ve şiddeti gözler önüne serdi.
Duruşmalarda hiç de usta bir yalancı izlenimi vermeyen Younis, sorulara tutarsız yanıtlar verdi, uzun söylevler çekti ve olanlardan dolayı başkalarını suçladı. Yalan söylediği kanıtlandıkça yeni yalanlar ve iddialarla devam etti.
Younis kendisini jüriye “dürüst bir insan” olarak tanıttı ama saldırgan kadın düşmanı kişiliği apaçık ortadaydı.Kadın hakim Cheema-Grub’a küstah olduğunu söyledi, mağdur ettiği kadınlardan birine ifade verdiği sırada sözlü saldırıda bulundu.
Böyle bir adam bu kadar uzun bir süre bu kadar çok kadını nasıl mağdur etmiş, iki kadını öldürmüş ve şu zamana kadar nasıl yakalanmamıştı?
Ev içi şiddet ve kadın kaçakçılığı mağdurlarını destekleyen Palm Cove Society adlı kuruluştan Yvonne Hall, bu tür suçların gelecekte tekrarlanmasını önlemek için, korumasız, bu tür saldırılara açık insanlarla çalışan kuruluşların, ilişkiyi hiç bir durumda kesmemesi gerektiğini söylüyor.
Refuge adlı ev işi şiddetle mücadele vakfından Lisa King de sistemin mağdurları sahipsiz bıraktığını, destekleyemediğini vurguluyor. “Ev içi şiddete başvuran adamların bunu tekrarladığını, sürekli yeni kurbanlar bulduklarını, zamanla kullandıkları şiddet ve tacizin dozunun yükseldiğini biliyoruz. Henriett ve Mihrican olayında bu şiddet cinayete kadar varıyor” diyor.
“Zahid Younis, uyguladığı şiddetin sorumlusu ama kadınları desteklemek ve güvence almak konusunda yasal ve etik sorumluluk taşıyan kurumlar ve bireylere de bakmalıyız. Saldırıya açık kadınlar ‘karmaşık ihtiyaçları olduğu’ ya da ‘erişilemedikleri’ gerekçesiyle yalnız bırakılmamalı, korunmalıdır” diyen King şu soruları soruyor:
“Neden kadınları korumakla görevli kurumlar, tehlike işaretlerini görüp kadınlara destek vermedi? Bu kadar savunmasız olan kadınların izini kaybedip, kayıp diye nasıl bir kenara bıraktılar? Geçmişindeki şiddet ve taciz açıkken Zahid Younis neden doğru dürüst izlenmedi? Neden yüksek risk grubuna konulmadı? Devletin kurumları bu soruları sormalı ve kadınların korunması ve adaletin yerini bulması için gerekli dersleri çıkarmalıdır.”
Londra Emniyet Teşkilatı Scotland Yard ise BBC’nin sorularına cevaben “Henriett’in, tecavüz şikayetinde bulunduğu kişinin mahkemesi öncesinde bulunabilmesi için “kapsamlı çaba” gösterildiğini kaydetti. Mihrican ile ilgili kayıp soruşturması konusunda ise “Bir çok ipucunun takip edildiği” ve yürütülen çalışmanın yeterli olup olmadığı konusunda şu anda bir iç soruşturmanın devam ettiği söylendi.
Younis’in “izlendiği” sırada bunca suçu nasıl işlediği konusundaki soruya da polis yetkilileri, yasal olarak yapılması gereken bütün risk değerlendirmelerinin usulünce yapıldığını söyleyerek yanıt verdiler. “Sabıkalı kişileri izleyen görevliler Younis’le ilgili bütün bilgileri gereğince değerlendirmiş ve yaptıkları her şeyi ve aldıkları kararları usulünce kayda geçirmişlerdir” dediler.
BBC’nin sorularını yanıtlayan Kraliyet Savcılığı ise Younis ile ilgili önceki davalarda izlenen yolların tamamen savcılığın çalışma kurallarını belirleyen yasalara uygun şekilde izlendiğini bildirdi.