
İngiliz ITV kanalında yayınlanan bir belgeselde, eski ve aktif ordu mensupları İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşını sert bir şekilde eleştiren itiraflarda bulundu.
Askerler, sivillerin öldürülmesi gibi ordunun etik kurallarına yönelik ciddi ihlallerden bahsetti. İsrail ordusu ise ITV’ye, yasal normlara uyduğunu ve suistimal iddialarını soruşturduğu iddialarını iletti.
“Breaking Ranks: Inside Israel’s War” (Sıradan çıkmak: İsrail’in savaşına bakış) adlı belgesel için İngiliz belgeselci Ben Zand, İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin eski ve aktif mensuplarıyla röportaj yaptı. Röportajda, bazıları anonim, bazıları ise açıkça kamera karşısında Gazze Savaşı’ndaki izlenimlerini anlattılar.
İsrail’in çevrimiçi medya kuruluşu Times of Israel ve İngiliz Guardian gazetesinin haberlerine göre, röportaj yapılan kişiler, davranış kurallarının gevşek bir şekilde uygulandığı bir ordu tablosu çiziyor. Bu durum, masum insanların sebepsiz yere öldürülmesine, sivillerin insan kalkanı olarak kullanılmasına ve açık bir askeri gerekçe olmaksızın binaların yıkılmasına yol açmış.
Sivil hedeflere yönelik saldırılar
Times of Israel gazetesi, suçlamaların çoğunun İsrail ve uluslararası medya tarafından daha önce gündeme getirilen orduya yönelik suçlamaları yansıttığını bildirdi. Ancak bir saatlik belgeselde askerlerin yeni ve spesifik ifadelerine de yer verildi….
Gıda dağıtım merkezinde öldürülen erkekler
Sam adında bir insani yardım görevlisi, belgeselde, Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın (GHF) gıda dağıtım merkezine giderken İsrailli askerler tarafından vurulan iki erkekten bahsetti. GHF, İsrail ve ABD tarafından desteklenen, bir süre Gazze’de gıda dağıtımından sorumlu olan özel bir vakıftır.
BM’de, GHF ve dağıtım merkezlerinin çevresindeki güvenlik durumunu sert bir şekilde eleştirmişti. Sadece Mayıs sonu ile Ağustos arasında, GHF üslerinin yakınında 860 kişi öldürüldü ve bunların çoğu İsrail’in bombardımanı sonucu hayatını kaybetti. İsrail ordusu, askerlerin insan kalabalığına rastgele ateş açtığı yönündeki suçlamaları her zaman reddetmiştir. Sadece, kişiler ordu birimlerine yaklaştığında uyarı ateşi açıldığı belirtildi.
Komutanların sorumluluğu
Subay Jotam Vilk, belgeselde İsrail silahlı kuvvetlerinin resmi yönergelerine atıfta bulundu. Bu yönergelerde, bir askerin ancak hedefin gerekli araçlara sahip olması, niyetini göstermesi ve zarar verme yeteneğine sahip olması durumunda ateş açabileceği belirtiliyor.
Gazze’deki operasyonda böyle bir durumun söz konusu olmadığı belirtildi. Vilk, 20 ile 40 yaşları arasında bir erkeğin, ordu tarafından yasak bölge ilan edilen yerlerde bulunmasının şüpheli kabul edildiğini söyledi. Subay, Ağustos ayında “New York Times” gazetesinde yayınlanan bir konuk yorumunda İsrail ordusunun Gazze’deki eylemlerini eleştirmişti.
Asker Eli de benzer şekilde konuştu. “Yaşam ve ölüm, silah ateşleme prosedürleri veya kuralları ile belirlenmez. Kararı veren, olay yerinde bulunan komutanın vicdanıdır” dedi.
Gazze’yi “yerle bir etmek”
Guardian gazetesine göre, yönetmen Zand’ın röportaj yaptığı askerlerden bazıları, İsrailli politikacıların ve dini liderlerin, “Hamas’ın İsrail’de gerçekleştirdiği katliamın ardından her Filistinlinin meşru bir hedef olduğu“ yönündeki açıklamalarından etkilendiklerini itiraf ediyorlar.
Belgeselde radikal haham ve asker Avraham Sarbiv de söz alıyor. Mayıs ayında Sarbiv, İsrail medyasına Hamas’ı yenmenin yolunun Gazze’yi “yerle bir etmek”ten geçtiğini açıklamıştı.
Sosyal ağlarda, Sarbiv’in bir buldozerin direksiyonunda Han Yunus’ta bir binayı yıkarken gösterildiği bir video yayınlandı. Filmde haham, Gazze’deki “her şeyin” “büyük bir terörist altyapı” olduğunu söylüyor. Guardian gazetesi, ITV ile yaptığı röportajda, zırhlı buldozerlerin toplu olarak satın alınmasını kendi başarısı olarak gördüğünü söylüyor.
Alman TV kanalları ARD ve Bayrischer Rundfunk tarafından Ekim ayı sonunda yayınlanan bir analize göre, Gazze Şeridi’ndeki binaların yüzde 70’i hasar görmüş veya yıkılmıştır. ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı Jared Kushner, bölgeyi ziyaret ettikten sonra Gazze Şeridi’nin “atom bombası” düşmüş gibi göründüğünü söylemişti.
“Moskito” protokolü
Belgeselde askerler ayrıca, Filistinlilerin ordu tarafından Hamas tünellerinde tehlikeli keşif görevlerine zorlandığını anlattılar. Ordu bu iddiaları her zaman reddetmiş ve iç soruşturma başlatıldığını iddia etmiş.
Belgeselde “Moskito” protokolü olarak adlandırılan bir uygulama anlatılıyor. Bu uygulamada Filistinliler, Hamas tünellerini keşfetmek için “insan kalkanı” olarak zorlandıkları iddia ediliyor. Yanlarında taşıdıkları akıllı telefonlarla yeraltı tesislerinden alınan GPS verileri İsrail ordusu birimlerine aktarılmış. ITV belgeselinde, bir tank birliğinden Daniel adlı bir asker, bu taktiğin komutanlar arasında “yangın gibi” yayıldığını söyledi.
New York Times, 2024 sonbaharında, İsrail silahlı kuvvetlerinin, insansız hava araçları ve koku alma köpeklerinin yanı sıra, bazen tutuklu Filistinlileri de Hamas’ın genellikle bubi tuzaklarıyla donatılmış tünellerinde ve patlayıcılarla donatılmış ev ve binalarda keşif operasyonları için kullandığını bildirmişti. Bu amaçla İsrail’den Gazze’ye getirilen tutuklular “yaban arıları” olarak adlandırılırken, Gazze Şeridi’nde tutuklanan Filistinliler ise “sivrisinekler” olarak adlandırılıyordu.



