Mesude (Meryem) Erdoğan eski eşi tarafından geçen yıl 1 Mayıs günü önce bıçaklı saldırıya uğramış, daha sonra 12 yaşındaki kızı ve 10 yaşındaki oğluyla birlikte üzerlerine benzin dökülerek yakılmıştı.
Bu kan donduran kadın-çocuk katliamından Meryem’in 12 yaşındaki kızı kendini balkona kilitleyerek fiziksel yara almadan kurtarmış, Meryem ve oğlu ise haftalarca yoğun bakımda hayat mücadelesi vermişti. Hayat mücadelesini kazansalar da her ikisi de defalarca ameliyat masasına yatarak ve ömürleri boyunca psikolojik tramvanın yanı sıra vücutlarında hala devam eden estetik operasyonlara rağmen vahşet gününün izlerini taşıyor.
Dünya kadınlarının hak alma mücadelesinin sembolü olan 8 Mart’ta Meryem ve çocuklarıyla dayanışmak için yine mahkeme önündeydik. Henüz mahkeme devam ediyor, katliamcı “eski eş” için istenen ceza muhtemelen açıklanacak. Hamburg Kadın Dayanışması, Avrupa Kadın Dayanışması ve Feminist Dayanışma adına yapılan konuşmalarda erkek egemen patriyarkal sistemin, kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve cinayetler işlendi. Die Linke Hamburg Milletvekili Cansu Özdemir de bir konuşma yaptı.
Olayların da bilinçli olarak “aile içi şiddet” olarak adlandırılmasının bu şiddeti politik olarak meşrulaştırdığı, Istanbul Sözleşmesi’ni imzalayan devletin yürütmede sorumluluklarını yerine getirmeyerek kadın ve çocukları korumasız bıraktığı vurgulandı.
8 Mart dolayısıyla kadın ve LGBTİQ+ akşam yapılacak eylemlere davet edildi. Sol Parti Hamburg milletvekili Cansu Özdemir ve kadın dayanışmacılar saat 13.00’te başlayan duruşma için gözlemci olarak salona girdi.