
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Corona virüs ile mücadele kapsamında açıklamalarda bulunmuş
Ege Deniz
Neoliberalizmin en kararlı savunucusu ve uygulayıcılarından olan bu zat, miliyetçilik uyarısı yaparak “Virüsün pasaportu yoktur“ demiş.
“Bireyselliğe çekilmemek gerektiği”nin altını çizerek herkesi “dayanışmaya ve yardımlaşmaya” çağırmış!
Patronların kar devşirmeye devam etmelerinin koşulları söz konusu olunca ise “şirketlerin çalışanlarına uzaktan çalışma imkanı tanımasını” rica etmiş.
Neoliberal ekonomi-politikalarına meşruluk kazandırmak için “bireysel özgürlükler” “bireysel çalışma”, “bireysel sözleşme”, “bireysel emeklilik” gibi envai çeşit bireyselci terimi dillerinden düşürmeyen -Macron gibi- sefil burjuvalar, şimdi kalkmış “dayanışma ve yardımlaşma”dan bahsediyor!
Bir halk deyimiyle söylersek “her koyun kendi bacağından asılır” düsturunu benimsemiş neoliberal dünya görüşünün yaşamla da toplumsal gerçeklikle de uyuşmadığını böylece kendileri de itiraf etmiş oluyorlar.
Çünkü, burjuvaların dilinde iğreti duran “dayanışma” “yardımlaşma” gibi kavramlar, aslında toplumun, toplumsal yaşamın özünde bulunan gerçekliklerin ifadesidir.
Nasıl ki, maddi-ekonomik üretimin karakteri toplumsalsa ve bireyi, bireysel kazancı temel almış neoliberal kapitalizm döneminde bundan dolayı sürekli krizler kaçınılmaz oluyorsa, tıpkı bunun gibi, toplumları hızla etkisi altına alan -Corona virüs örneğindeki gibi- salgınlara karşı burjuva hükümetlerin aldığı palyatif önlemler yetersiz kalıyor.
Burjuva hükümetler kendini kurtarmak için sadece kendi ülkesiyle sınırlı önlemler -üstelik gecikmeli- planlarken, burjuva liberal kültür ve davranışlarla büyümüş bireyler de panik içerisinde bireysel kurtuluş peşinde koşuyorlar; yaşam gereksinimlerini, hijyenik maddeleri stoklamak için çılgınca alışveriş yapıyorlar örneğin. Durumu fırsat bilen kapitalistler ise temel ihtiyaç maddelerine fahiş zamlar yaparak büyük karlar devşiriyorlar.
Hal böyle olunca, Corona virüs salgını karşısında zamanında ve etkili önlemler almak imkansızlaşıyor.
Oysa, ülke/ulus farkı gözetmeksizin tüm dünyayı kapsayacak (ve parayı, bireysel kazancı kapı dışarı edecek) şekilde koordineli çalışmalar yürütülebilseydi (ki böyle bir salgın karşısında topyekün etkili önlemler almayı sağlayacak bilimsel-teknik temel şu anda mevcuttur) Corona virüs bu denli zarar veremezdi.
En son Türk devletinin marifetiyle (tırmanan Suriye savaşı ve akabinde) sınırlarda göçmenlere yaşatılan trajediye yönelik çözüm iradesi ve insani yaklaşım gösteremeyen emperyalist-kapitalist düzenden ve onun yöneticilerinden salgın konusunda insan ve toplum odaklı bir yaklaşım beklemek zaten saflık olurdu!