DÜNYA

Alanlardayız

basin mansetGöçmen pazarlığı başta olmak üzere Almanya‘nın Türk devleti ile yaptığı kirli ittifaklar sonucu devrimci, demokrat, yurtsever kurumlar üzerindeki baskılar artırılıyor, sokaktaki varlıklarına tahammül edilemiyor. Bu kapsamda devrimci ve yurtseverlerin tutuklanması, soruşturmalar furyasına, 3 Eylül 2016 tarihinde Köln’de yapılması planlanan 24. Uluslararası Kürt Kültür Festivali’nin yasaklanması eklendi.

Köln Rhein Energie Stadyumu’nda yapılması düşünülen festivale yaklaşık 2 hafta kala polis yetkilileri ve Anayasayı Koruma Dairesi’nin ‘güvenlik’ gerekçeli tavsiye kararı sonrası, yer sahibinin geri çekilmesiyle festival fiili olarak engellendi. Ayrıca Almanya’da AKP uzantısı kurumların festivali bloke etmek için aynı gün Köln’de dört beş yer için eylem başvurusunda bulunduğu öğrenildi. Polisin bu girişiminin, öne sürüldüğü gibi ‘güvenlik’ten ziyade siyasi bir kararla Türkiye‘nin istemleri doğrultusunda olduğu çok açıktı. Gelişmeler üzerine Avrupa çapında bütün devrimci, demokrat, yurtsever kurumlar aynı gün stadyum yerine açık alanda ‘Ne Askeri Darbe, Ne Sivil Diktatörlük! Yasasın Halkların Özgürlük ve Demokrasi Mücadelesi!’ şiarı ile büyük bir etkinlik yapma kararı alındı.  Bu gün Köln kentinde konuya ilişkin yapılan basın toplantısında Demokratik Güçbirliği, Interventionistische Linke ile (IL), HDK-Avrupa, ABDEM, Haziran Hareketi etkinliğin Deutzer Werft Meydanı‘nda gerçekleşeceğini duyurdular. Konuşmalarda, “Özgürlükten ve demokrasiden yana olan yerli ve göçmen tüm demokratik güçleri 3 Eylül’de Köln’e yapacağımız etkinlikte buluşmaya çağırıyoruz” denildi.

Ayrıca HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve PYD Eş Başkanı Asya Abdullah‘ın konuşmacı olarak katılacağı etkinliğin, kültürel ve sanatsal programının da içerik olarak daha da zenginleştirileceği bilgisi verildi.
basin toplantisi1
Basın toplantısında Almanya Demokratik Kürt Toplum Merkezi (NAV-DEM) adına Ayten Kaplan, organizasyon komitesinde yer alan platformlar adına Interventionistische Linke’dem (IL) Reiner Schmidt ile HDK-A ve ABDEM adına Mehmet Cengiz söz aldı. Görsel ve yazılı Alman basın kurumlarının yanı sıra, Kürt basınının da yoğun ilgi gösterdiği basın toplantısında ilk açıklamayı, Almanya Demokratik Kürt Toplum Merkezi (NAV-DEM) adına Ayten Kaplan yaptı.

Polisin Kürt Kültür Festivali’ni yasaklama girişiminin, öne sürüldüğü gibi ‘güvenlik’ten ziyade siyasi bir karara dayandığının vurgulandığı açıklamada, ne olursa olsun polisin, güvenlik ile birlikte demokratik düzenin vazgeçilmezi olan toplanma ve ifade özgürlüğünü her koşul altında korunması gibi temel bir  görevi olduğu hatırlatılarak, şöyle devam edildi:

“Bizzat Türk Elçiliğinin basına yansıyan yasaklama talebi, ırkçı-radikal İslamcı saldırgan kesimlerin sosyal medya yoluyla yaptıkları çağrılar ve her fırsatta Kürtlere yönelik nefret söyleminin dışa vurulduğu bir ortamda, demokratik  bir yönetimin alması gereken tutum yasaklamak değil; barış, demokrasi ve hoşgörü için gerçekleşecek bir festivali her türlü saldırıya karşı korumak olmalıydı..

…Böhneman üzerine kurulan baskı, Ermeni Soykırımı tasarısına verilen tepki ve her gün basına yansıyan yeni bir olayla Türkiye’nin mevcut durumuna Almanya da tanıklık etmektedir. Alman hükümetinin buna karşı tutumu ise sürekli taviz verme ve tüm şantajlara boyun eğme şeklindedir. Özellikle de  Kürtlerin yasal, meşru, demokratik temel hak ve özgürlükleri bu tavizlerin temel konusu olmaktadır. Son engelleme girişimini de, bu siyasetin bir parçası olarak değerlendiriyoruz. Yine polisin, festivali ve kurumumuzu PKK ile ilişkilendirmesi ve yasağa atıfta bulunması, asıl nedenin güvenlik olmadığını bir daha göstermektedir….24. festivalimizin bu gerekçeyle engellenmek istenmesini meşru ve hukuki görmüyoruz. Türkiye ve Suriye’de Erdoğan ve Esad rejimiyle DAİŞ ve El Nusra gibi terör örgütlerinin Kürtlere saldırılarını yoğunlaştırıldığı bir dönemde, burada da yasal demokratik bir etkinliklerinin yasaklanmasının, kimlere ve neye hizmet ettiği, her geçen gün artan olumsuz sonuçlarıyla ortadadır” dedi.

Diğer katılımcı kurumlar adına aynı içerikte okunan bildirinin ardından basın mensuplarının sorularına geçildi.

Daha fazlası

İlgili

Ayrıca bak..

Close
Close