DÜNYA
Yunanistan: Yansın yıkılsın bu kerhane-parlamento!
KOE’den (Yunanistan Komünist Örgütü) Anastasios Varounis, Yunanistan’daki halk hareketi üzerine bizleri bilgilendirmek için Stuttgart’taydı.
MLPD (Almanya Marksist Leninist Partisi) tarafından Berlin ve Gelsenkirchen’den sonra, 15 Mayıs günü ABZ’de yapılan etkinliğe yaklaşık 150 kişi katıldı. Anastasios Varounis, KOE temsilcisi olmasının yani sıra Atina’da Hizmet Sendikası’nın Koordinasyon Komitesi üyesi ve Memur Sendikası Başkanı ve diplomalı ziraat mühendisi…
Ülke tarihinin en büyük kitle eylemi!
Anastasion Varounis, anlattıklarıyla mücadelenin tüm sıcaklığını bizlere taşıdı ve ruhumuzu aydınlattı: „5 Mayıs’ta Atina’da 200 bin kişi sokağa çıktı, ülke tarihinin en büyük gösterisiydi. 3
milyon kişi grevdeydi (YD: Yunanistan’ın nüfusu 2010 sayımlarına göre 11,306,183 kişi). Parlamento pratik olarak işlemez hale geldi, emirler doğrudan AB ve IMF’den geliyor. Bu emirlere göre ücretlerin en az yüzde 30’u budanacak. Atina’da “Hırsızları tutuklayın!” sloganıyla en büyük partiler PASOK ve Nea Dimokratia’nin reddedilmesinin yanı sıra, en çok atılan slogan “Kerhaneden başka bir şey olmayan bu parlamento yansın, yıkılsın!”dı. Yeni mücadele biçimleri, çeşitli hükümet binalarının ve televizyon kanallarının işgali ve burdan halkın taleplerinin dillendirilmesi.
Emirler AB ve IMF’den geliyor!
Toplumda artan bir kutuplaşma var. Direniş hareketi çok farklı güçlerden oluşuyor. Gerici güçler de örgütleniyorlar. KKE, radikal söylemlerle çıkıyor ama halkı bölüyor. Hareketin nereye evrileceği henüz belli değil. Birçok kesimler, Yunanistan’ın AB’den çıkmasını talep ediyor. Geceleri mahallelerde anonslar ve çağrılar yapıyoruz, medya tekeline karşı kendi kamuoyumuzu oluşturmak için. 50 kişilik bir öğretmenler grubu, haberler sırasında devlet televizyonunu işgal etti ve ülkedeki gerçek durum üzerine bir açıklama yaptı. Ülke çapında bir işaret vermiş oldular. Marfin Bankası’nda çalışan bir memurun açıklamasında da olduğu gibi, üç memurun öldüğü yangın olayının, direnişi karalamak için bir tezgah olduğundan kuşkulanıyoruz.
AB’den ayaklanmayı bastırmak için özel tim!
Bu arada, Berlin’deki toplantıda, Yunan Toplumu’nun başkanı, AB’nin Kuzey İtalya’da konuşlandırılan özel birlikleri ayaklanmaları baştırmak için Yunanistan’a aktarma planlarından söz etti. Lizbon Anlaşması’nda 27 üye ülkeden herhangi birinde bir “tehlike” söz konusu olduğunda, askeri müdahale olasılığını barındıran bir madde bulunuyor.
İnsanlar kendiliğinden sokağa çıkıyor!
Etkinliğin soru-yanıt bölümünde ise daha çok örgütlülük üzerine konuşuldu: “Greve herkes isteyerek mı gidiyor, ikna etmek mı gerekiyor?”, “KKE ile ortak bir çalışma olabilir mi?“ vb. sorulara Varouniş söyle yanıt verdi: “İnsanlar kendiliğinden sokağa çıkıyor. Bu kadar çok insanı örgütleyecek bir güç yok, sendikaların da bu kadar gücü yok. Sendikal hareket mücadele değil, hükümetle anlaşmak istiyor. Ama kolay değil. Bizim iki temel hedefimiz var. 1. Siyasi hedefler konulmalı 2. İstikrarlı, sağlam bir mücadele olmalı. İki yıl önce gençlik içinde durum daha olumluydu. Yeni örgütler oluştu. Gençlik örgütleri daha güçlü bir mücadele yarattılar.
Taban örgütleri
Şu anda her işyeri ve mahallede taban örgütleri oluşuyor. Hayat şartları kötü, anlatmaya gerek yok. Bir şeylerin değiştirilebileceğini konuşuyoruz insanlarla. 30-50 araçlık konvoylar oluşturup propaganda yapıyoruz. 40 öğretmen devlet radyosuna girdi, yarım saat yayın yaptılar. Alışılmış sendikalar değil… Biz örgütsüz değiliz, büyük gücümüz var, bunu gösterdi. İnsanların çıkarıldığı yerde, ertesi gün birkaç yüz insanla kapıları kapatıyoruz, işgal ediyoruz. Daha iyi bir ruh hali, atmosfer oluşuyor.
Sosyalizm lafazanlığı
KKE revizyonist bir parti. Çok şey konuşabilirsin, ama bir şey yapmıyorsan, zayıfsındır. Sosyalizm üzerine konuşup, güncelde hiçbir şey yapmıyorsan… Hükümet böyle komünistlerden hoşnuttur. Yalnız yürümek istiyorlar, diğerleriyle birlikte değil. Biz halkın mücadelesini birleştirmek istiyoruz.
Yunan halkı tembel mi?
Yunan halkı tembel mi? Sendikalar grev yaparsa, milli gelirimize zarar veriyor deniyor. Kamu-özel sektör işçileri birbirine karşı kışkırtılıyor, küçük-büyük işyerlerindekiler birbirlerine karşı kullanılıyor, Yunan işçi sınıfı göçmen işçilere karşı dolduruluyor. Hükümetin bu bölme çabaları boşa çıkarıldı. 8 saat çalışmak tembellikse, belli bir yaşta emekli olmak tembellikse, seve seve tembellik yaparız.
AB’nin oyunları: 1 koyup 10 almak!
“Parlamentoyu yakmak doğru mu?”, “Sosyalizmi gözden yitirmemek gerekir” yorumları üzerine ise Varounis şu açıklamaları yaptı: Yunanistan’a para vermelerinin nedeni, 10 kat geri almak. (YD: Yunanistan’ın en buyuk alacaklısı Alman bankaları) Koşul olarak fabrikaların kapatılmasını getiriyorlar. Alman halkı, burdaki Alman bankalarına karşı ortak mücadele vermeli. Finans kapitale karşı ortak mücadele. Yunanistan bağımlı bir ülkedir. Yüzde 80’i turizm olan bir ülkede sosyalizm kurulamaz. Yunanistan, Luxemburg değil, stratejik önemde bir ülke. Türkiye, Yunanistan’a karşı provokatif politikalar güdüyor. ABD, Türkiye’yi yanına alıp Ege’yi kontrol altına almak istiyor. AB ise Ege’yi doğu sınırı olarak kabul etmek istemiyor.
Sol halkın öfkesinden korkmasın?
Öyle bir sol olsun ki, halkın dostu, devletin düşmanı olsun. Dünya çapında güçler, devrim safına doğru kayıyor. Mücadele içinde partiyi güçlendiriyoruz. Sosyalizm mücadelesi için deneyimler kazanıyoruz. Halk, kapitalizmin geleceği olmadığını anladı, öğreniyor. Kapitalizmden bir çıkış olduğunu göstermeye çalışıyoruz. Sosyalizm üzerine konuşmaktan çok iş yapmak. Solun sistemi koruması için bir neden yok. Siyasi sistem cürümüş.
Kriz de faşizm tehlikesi de var!
Hiçbir karar alamayan bir parlamento ne işe yarar? Kararları ekonomi bakanı alırken parlamentoya ne gerek var? Yasa çıkarıldı, 10 gün önce bütün kararları ekonomi bakanı aldı. Sol halkın öfkesinden korkmasın. Parlamentoyu yakmak isteyen ne sağcı ne solcu, ilk kez sokağa çıkan insanlar. Krizde faşizm tehlikesi de var. Bu öfkeden devrim mi gericilik mi çıkar belli olmaz.
Örnek oluyor! Çözüm için sokağa çıkıyoruz!
3-4 yıl önce büyük öğrenci hareketleri oldu. Hemen öncesinde Fransa’da sokak hareketleri vardı. Biz Fransa gibi sokağa çıkıyoruz çözüm için. Bu örnek oluyor. Fransız halkının AB anayasasında hayır oyu da benzerdi. Almanya’daki Hartz IV mücadelesinden öğrendik. Dayanışma fikir değil, somut destektir. Karşılıklı desteğimiz önemli. Yunan halkı üzerinde bir deneme yapılıyor, Eurozone nasıl kurtarılır diye.
Varounis, ateşli konuşmaları boyunca, yer yer akıllara İspanya İç Savaşı’nda Franco faşizmine karşı savaşan “Uluslararası Tugaylar”ın yeniden bir ihtiyaç olarak doğabileceği düşüncesini getirdi.
