‘Çara tapan’ rahip ‘korona yok’ dedi, manastırı zorla ‘ele geçirdi’ ; Almanya Türkiye’den gelenlere karantina zorunluluğunu kaldırdı; Göçmen işçilerde covid-19
Rusya: ‘Çara tapan’ rahip ‘korona yok’ dedi, manastırı zorla ‘ele geçirdi’
Rusya Federal Sağlık Denetim Servisi „Roszdravnadzor“ ülkede yeni tip koronavirüs nedeniyle 489 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini duyurdu. Daha önce de ülkede iki doktor aşırı baskı ve yetersiz destek nedeniyle hastane binalarından atlayarak intihar etmişti. Roszdravnadzor başkanı Alla Samoilova, artışın koruyucu ekipmanların tedarikinde yaşanan sorunlar olduğunu söyledi. Rusya’nın başından itibaren tam hazır olmadığını söyleyen Samoilova, son haftalarda yetersizliklerin giderildiğini ve sağlık personelinden şikayet almadıklarını belirtti.
Rusya’da salgın hızla yayılmış ve Putin rejiminin baskı uygulayarak sayıları tahrip ettiği ve sağlık emekçilerini susturduğu gazetelere yansımıştı. Güncel rakamlarla ülkede vaka sayısı 561‘i geçerken, can kaybı 7 bin 760‘e ulaştı.
Koronavirüsün varlığını reddeden, aşırı muhafazakar Rus rahip Sergey Romonav, Sredneuralsk Manastırını zorla ele geçirdi.
Manastırı yöneten başrahibe ve bazı rahibeler manastırı terk ederken, binanın etrafında silahlı muhafızlar devriye geziyor. Tartışmalı din adamının, Nisan ayında vaaz vermesi yasaklanmış ve geçen ay halkı kamu sağlığı talimatlarına uymamaya teşvik ettiği için, haç takması yasaklanmıştı.
Rahibin işgal ettiği manastırın kurulması için öncülük ettiği ve çok sayıda destekçisi olduğu belirtildi. Rahible ilgili kararı kilise mahkemesinin vereceği açıklandı.
Olay masum bir rahibin fikirini beyan gibi görünse de, asıl sebep rahib Sergey’in geçmişi kurcalanınca ortaya çıkıyor. Cinayet suçundan 13 yıl hapis yattıktan sonra 1990 yılında salıverilen rahip, “Çara tapanlar” hareketinin de liderlerinden biri. Ayrıca rahip, aile içi şiddet ve Yahudi karşıtı vaazlar vermeye yönelik yasaları ihlaliyle de tanınıyor.
Almanya: Göçmenlerin çalıştırıldığı işyerlerinde salgında artış
Alman hükümeti Türkiye kökenlilerin tepkilerinin ardından geri adım attı.
Çat, Gana, Uruguay gibi ülkelerden Almanya’ya dönüşte alınacak covid-19 raporlarının geçerli olacağı ama Türkiye’den alınan raporların geçerli olmayacağı, bu nedenle Almanya dönüşünde iki hafta karantina uygulanacağı kararı RKI tavsiyesiyle alınmış, Türkiye kökenli milletvekilleri ve Alman oturumlular durumu siyasi ve ekonomik karar olarak nitelendirip tepki göstermişti.
Deutsche Welle’de yer alan habere göre, Türkiye’den Almanya’ya dönmeden en az 48 saat önce alınmış raporların, virüs semptomları göstermeyenlerde, raporu negatif çıkanlarda iki haftalık karantina kararının kaldırıldığı açıklandı. RKI’nin bugün güncellenen online listesinden Türkiye’yi, ”riskli bölge” statüsü verilen 160 ülke arasından çıkardığı görülüyor.
Koronavirüsünü kontrol altına almada örnek gösterilen Almanya’da üretim yerlerinde salgın artış gösteriyor. Ülkenin batısındaki Rheda-Wiedenbrück kentinde Tönnies Holding’e bağlı mezbahada 657 işçide virüs tespit edildi. Mezbahada çalışan yaklaşık 6 bin 800 işçi karantinaya alındı ve işçilerden test için örnek alındı. Bölgedeki tüm çocuk yuvaları ve okullar önlem kapsamında kapatıldı.
Şirketin salgın döneminde artan satışlara öncelik verdiği ve salgınla birlikte zorunlu işçi sağlığı için hijyen kurallarına göre önlem almadığı eyalet yönetimi tarafından açıklandı. Yeşiller partisinden Hofreiter, sorunun bir ”Sistem sorunu” olduğunu, ”Çalışanların sefil bir biçimde barındırılması, kötü hijyenik ve klimatik koşullar nedeniyle” enfeksiyonlara ortam oluşturduğunu ifade etti. Alman mezbahalarında toplu virüs vakalarının gündeme oturmasıyla,özellikle Rumen ve Polonyalı göçmen işçilerin ucuz iş gücü olarak sömürüsü, insani olmayan koşullarda barındırılması tartışmaya açıldı. Mezbahalara yönelik yeni kararlarla testler firmalarda devlet tarafından uygulanmaya başlandı ve binlerce işçinin çalıştığı her işletmede yeni vakalar tespit edilmeye devam ediyor.
Merkel, 16 eyalet başkanıyla bir araya geldiği toplantının ardından, ikinci dalga uyarısında bulunarak sosyal mesafe ve kalabalık etkinlik yasaklarının en az Ekim ayı ortasına kadar devam edeceğini duyurdu.
DSÖ: Muhtemel aşılar ilk etapta kimlere?
DSÖ’nün başbilim insanı Soumya Swaminathan, bu yıl içerisinde milyonlarca, önümüzdeki yıl içerisinde de yaklaşık 2 milyar adet koronavirüs aşısının üretileceğini umduklarını söyledi. Bulunacak aşının onaylanmasının ardından, DSÖ’nün ilk etapta kimlere aşı yapılacağına karar verilmesine yardımcı olacak bir çalışma yaptığını söyledi.
7 milyardan fazla olan dünya nüfusunun, ilk etapta bulunacak aşıya erişemeyeceği bir gerçek. Ekonomisi güçlü gelişmiş kapitalist ülkelerin başta kendi ülkeleri bünyesindeki ilaç tekelleri ve diğer sonuca yakın firmalara yaptıkları mali destek ve anlaşmalarla, aşıya ilk ulaşacak ülkeler olmayı garantiliyorlar. Az gelişmiş yoksul ülke halklarının ise kendi zenginleri ilk etapta ulaşsa bile aşıya ulaşamayacağı aşikar.