NATO’daki subaylardan inciler…

Subaylar ifadelerinde, kendileri de kirli savaşın parçası değillermiş gibi, Kürt sorunundaki çözümsüzlükten Erdoğan’ı sorumlu tutuyorlar.

HABER MERKEZİ- Belçika’ya sığınan NATO bünyesindeki beş Türk üst düzey Türk subayın ifadeleri yayınlandı. Kayıtlarda subayların, 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsüne ilişkin görüşlerine yer verilirken, Türk ordusunun işlediği suçlara ilişkin itiraflar da var.

Subayların itirafları aynı zamanda kendilerini “aklama“ çabalarını yansıtıyor. Sanki Kürdistan’daki kirli savaşta pay sahibi değillermiş gibi bir hava oluşturmaya çalışıyorlar. Tıpkı Erdoğan ve AKP’nin Kürdistan’daki bazı katliamları ve yıkımları ‘FETÖ’cülere fatura etmesi gibi bunlar da aynı suçları Erdoğan yanlılarına yıkmaya çalışıyorlar.

‘Tutuklanan generaller Kürt sorununda liberaller’

ANF’nin aktardığına göre, Türk ordusunun zayıfladığını belirten subaylar, “Tutuklamalardan sonra Genelkurmay Başkanı, Suriye gibi küçük çaplı operasyonlar için bile ABD’den hava desteği istedi. Bu, İttifaklar (NATO) için ek bir yük anlamına geliyor” dedi.

Bu subaylara göre, tutuklanan generaller ve kapatılan kurumların çoğu Kürt sorununun çözümü konusunda liberal vizyona sahipti. Subayların, “Kürt sorununu askeri güç kullanmaktan ziyade demokratik yollarla çözmeye inandılar” sözleri ifadelerde yer aldı.

‘Cizre’yi Erdoğan yanlıları yıktı’

Subaylar, Cizre, Sur ve Nusaybin gibi kentlerdeki yıkım ve savaş suçlarından da Erdoğan rejimini sorumlu tutuyor. Kaydı tutulan ifadelerde şunlar var: “Ben şahsen hapishanede ve işkence altındaki birinin Kara Kuvvetleri Komutanlığında sivil kayıplar sebebiyle Diyarbakır’daki Sur’u bombalamayı durdurmak için yalvardığını hatırlıyorum. Ne yazık ki Erdoğan yanlısı generaller Diyarbakır ve Şırnak’taki operasyonlara emir vermişlerdir.”

‘Fırat Kalkanı fiyasko’

Subaylar, siyasetçilerin hataları nedeniyle çok insani kayıplar yaşandığını söylerken, Fırat Kalkanı adıyla yürütülen işgal operasyonunun da bir fiyasko olduğunu ifade ediyorlar. Bu operasyonda çok sayıda askeri kaybın yaşandığını ifade eden subaylar, ABD’nin YPG’ye silah vermesi konusundaki bir soruyu da yanıtlıyorlar.

‘YPG Türkiye’deki Kürt sorununun parçasıdır’

Subaylara göre Obama döneminde eğer bu yardım yapılsaydı Erdoğan’ın tutumu daha farklı olurdu. Subaylar, Erdoğan’ın Trump yönetimi karşısında çok ölçülü bir dil kullandığına dikkat çekiyorlar.

Subaylar şu ifadeleri kullanıyor: “YPG, Türkiye’deki Kürt sorununun bir parçasıdır. Tutuklanan veya görevden alınan çok sayıda general ve subayın çok liberal görüşleri vardı. Kürt sorununa kalıcı bir çözüm için yeni tedbirler alınmasından yanaydılar. Erdoğan yanlısı generallerin Türkiye’nin güney doğusunda masum insanlar, kadınlar ve çocukları hedef alan operasyonlarını durdurmaya çalıştılar. Topçu atışları altında yıkılan bunca köy ve kentleri gördüklerinde… yürek parçalayıcıydı. Tüm bu yerlerin yıkılmasının tek nedeni Kürtlerden oluşmalarıydı. Sonuç olarak Erdoğan sadece Kürt sorununu barışçıl yöntemlerle çözmek isteyen subayları tasfiye etmiyor, aynı zamanda Kürt sorununun demokratik yollarla çözüm fikrini de öldürüyor.”

‘Türk ordusu Selefi bir ordu olacak’

Darbenin hangi koşullarda yapıldığına ilişkin sorularda da yanıt veren subaylar, tasfiye edilen general ve subayların sayısına dikkat çekerek eğer 8 bin general ve subayla gerçekten darbe organize edilmiş olsaydı başarılı olacağını söylediler.

Çoğu askerin farklı gerekçelerle harekete geçirildiğini belirten subaylar, bazılarını tatbikat adı altında bazılarının da “büyük bir terör saldırısı” olacağı iddiasıyla Ankara ve İstanbul’a konuşlandırıldığını belirttiler.

Subaylar ayrıca “NATO, iki veya dört yıl içerisinde aşırılıkçı ve Selefilerle dolu bir orduya sahip olacak” diyerek Türk ordusunu tasvir ettiler.

‘Erdoğan bir oportünist’

AB ve Batı ile ilişkileri de değerlendiren subaylar, “Bugün gördüklerimiz, ordu içerisinde ortaya çıkan ve İslamcı görüşleri olan yeni bir kuşaktır” diyor.

Subaylar şunları ekliyor: “Kesin olan şey, ordu bir oportünist olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kontrolündedir. Bir gün Rusya’yı destekleyebilir, diğer gün Trump’ın elini sıkarken görebilirsiniz, başka bir gün de İran’ı teşvik edebilir.”