Kavgaya karıştığı gerekçesiyle gençlere uygulanan polis terörü George Floyd’a yapılanların aynısı
Emperyalist ülkelerin bütünsel krizine bağlı olarak on yılları kapsayan süreçlerde geriye doğru çözülen burjuva demokrasisi her gün çıta yükseltiyor. Artık frenleri tamamen patlamış örnekler sergilemeye devam ediyor. Devlet terörünü meşrulaştıran yasalar, terörü açıktan savunan devlet erkanı ile pervasızlığını sürdürüyor. Bunun son örneklerinden birisi de Almanya’nın Düsseldorf kentinde yaşandı. Görgü tanıklarından birisi tarafından videosu çekilerek sosyal medyaya yansıdı
ABD’de George Floyd’un gözaltındayken polis tarafından boğazına bastırılarak öldürülmesinin benzeri görüntüler Almanya’nın Düsseldorf kentinden polisin, 15 yaşındaki bir gencin kafasını diziyle yere bastırdığı görüntüleri olarak yansıdı. Videoda iki polisin, yerde yüzüstü yatırdıkları 15 yaşındaki genci sabit tuttuğu, polislerden birinin de gencin kafasını diziyle yere bastırdığı görülüyor. Bir kavgaya karışan gençlere sözümona müdahale eden polisin, kavgayla ilgisi dahi bulunmayan gence yaptıklarını aklamaya çalışan burjuva politikacılar “Gençler hakkında devlet otoritesine karşı gelmek” iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğu demeçleri vermekle meşgul.
Kuzey Ren-Vesfalya eyaleti İçişleri Bakanı Herbert Reul (CDU), Cumartesi akşamı gerçekleşen polis vahşetiyle ilgili yaptığı açıklamada, olaydan “Kendisinin de dehşete kapıldığını” ileri sürdü. Fakat polis vahşetini hafif gösterme çabasına girdi.
“Bir restoranda 10 kişinin karıştığı bir kavga nedeniyle polisin olay yerine intikal ettiğini; videoda görülen gencin ise olayla ilgisi bulunmadığı halde polise karşı saldırgan bir tutum takındığını” söyleyen Bakan, “Daha sonra yere yatırılan gencin, kelepçelenerek ekip aracına götürüldüğünü; tüm bunların iki ila üç dakika arasında gerçekleştiğini; gencin yerde yattığının görüldüğü videolardan birinin uzunluğunun ise 28 saniye olduğu” gibi akla zarar açıklamalarla ırkçı polis saldırısını hafif göstermeye çalıştı. İşte burjuva politikacılarının ikiyüzlü, utanmaz açıklamaları:
Hristiyan Demokrat Birlik partili (CDU) içişleri bakanı Reul “Polisin kulağa dizle bastırmaya yetkisi olduğunu, ancak boğaza bastırma izninin olmadığını” belirtti. Reul, “Burada hangi durumun söz konusu olduğunun tespiti için olayın objektif bir biçimde açıklığa kavuşturulması gerektiğini” buyurdu. Burjuva “demokratı”, iki polisin yüzükoyun yere yatırıp sabit tuttuğu, bir polisin de kafasından yere bastırdığı 15 yaşındaki gencin, kulağına mı yoksa boğazına mı bastırıldığının araştırılması diyerek konuyu saptırmaya çalıştı.
Pasif bir muhalefet yapmayı dahi beceremeyn SPD’nin eyalet parlamentosu üyelerinden Sven Wolf ve Hartmut Ganzke, “George Floyd’un trajik ölümünün ardından böyle görüntüleri Almanya’da asla görmeyeceğimizi umut etmiştik” açıklamasında bulunmakla yetindiler.
George Floyd cinayetinden sonra Almanya’da da polis teşkilatında şiddet ve ırkçılık konusu yoğun olarak yeniden tartışılmıştı. Avrupa Konseyi’ne bağlı “Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu” (ECRI) dahi Alman emniyet teşkilatındaki ırkçı eğilimleri tespit etmek amacıyla tavsiye edilen bir bilimsel araştırma yapılması kararı almak zorunda kalmıştı. Bu karar Almanya İçişleri Bakanı (CSU) Horst Seehofer tarafından “Zaten polisin ayrımcılık yapması yasak, araştırmaya gerek yok” gerekçesiyle iptal edilmişti.
