DÜNYAİŞÇİ SINIFIManşet
Türkiyeli inşaat işçileri: Stuttgart 21 Projesi yeniden gözler önünde

Stuttgart 21 Mega Projesi’nde tıpkı bir saadet zinciri gibi, aracıların ve ilişkilerin saçaklandığı devasa bir kuralsızlık ve güvencesizlik tablosu yavaş yavaş belirginleşiyor.
Stuttgart 21 tünellerinde çalışan ve 23 Nisan günü Münih’ten Ankara’ya uçmak isteyen 9 işçiden 3’ü havaalanında gözaltına alındı. Diğer 6 işçi pasaport kontrolünden geçti ve Ankara uçağına bindi. Gözaltı gerekçesi olarak, „karantinanın daha bitmediği ve kendilerinin karantina yönetmeliğine aykırı davrandığı“ açıklaması yapıldı polis tarafından. Diğer 6 kişiyle aynı barınakta, aynı koşullar ve tarihlerde birlikte yaşadıkları ve aynı tünel kesitinde yanyana çalıştıkları halde, neden sadece bu 3 kişinin durdurulduğunu Münih polisi açıklayamadı. „Elimizde bu üç kişinin ismi var“ demekle yetindi.
İşçilerin anlatımına göre, 9 işçi, 22 Nisan sabah saat 3.30’dan sonra Münih’e doğru yola çıktılar ve orada kendilerini karşılayan 3 konsolosluk görevlisinden uçak biletlerini aldılar. Karantinanın bittiğini düşünüyorlardı, barınakta kendilerine böyle bilgi verilmişti.
Münih Havaalanı’nda polisteki belirsizlikten dolayı saatlerce gözaltında tutulan 3 işçi Münih’e 30 km uzakta bir acil barınağa (Notfallunterkunft) götürüldüler. Orada iki gece kalan 3 işçi, 25 Nisan öğleden sonra Stuttgart’a döndüler. Burada işçilerden biri, Alman Tv kanalı ARD’ye karantina koşulları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bu işçi, daha sonra akrabasının yanına gitti.
Diğer iki işçinin nerde olduğu ise bilinmiyor. Önce barınağa geri dönmek istediler. Alınan bilgiye göre, 60 km ötede Hayingen’de diğer hasta işçilerin yanına götürülmek istenince, korona bulaşma korkusuyla gitmediler. En son iki gün önce Alınteri muhabirini aradıklarında, Stuttgart tren garındaydılar ve „Size bilgi verdiğimiz için, Türkiye’ye gidemedik“ vb. suçlamalarla telefonu kapattılar ve bir daha da telefona çıkmadılar.
Alman Kurumlardan Destek ve Dayanışma
14 Nisan’dan bu yana, özellikle Linke Partei (Sol Parti) desteği ile, geniş bir kamuoyu yaratıldı. Alman Tv kanalı SWR, ana haber bülteninde Türkiyeli inşaat işçilerinin görüntülü haberini yaptı. Eyaletin en büyük gazetesi Stuttgarter Zeitung’ta en az 5 kez konuyla ilgili haber çıktı. Katholische Betriebseelsorge (Katolik İşyeri Manevi Destek Kuruluşu), Alman İnşaat işçileri sendikası IG Bau Stuttgart ve Köln, Adil hareketlilik (Faire Mobilität) vb. kurumlar da harekete geçti ve hukuki boyutta yardımcı olmaya çalıştılar.
Halen işçilere, korona virüsünün nerden ve nasıl bulaştığı açıklığa kavuşmadı. Çalışma ve karantina koşullarındaki çelişkiler, Stuttgart kamuoyunu ve medyasını daha uzun süre meşgul edeceğe benziyor. Sendika temsilcilerine göre, sözleşme Türkiye’de yapıldığı için, ancak Türkiye mahkemelerine başvurulabilir.
Karantina Tarihlerinde Usulsüzlük
Karantinanın ne zaman başladığı konusunda, kimse doğru düzgün bir tarih veremiyor. Münih polisine göre, 24 Nisan geceyarısı karantina sona erdi. Bu durumda 10 Nisan’da karantinanın başlaması gerekiyordu. Ama işçilerin kaldığı barınakta ilk vaka 12 Nisan’da çıktı. İşveren temsilcisi, 3 ayrı konuşmada 10 Nisan, 12 Nisan ve 8 Nisan gibi 3 ayrı tarih açıkladı işçilere. İşçiler, işveren temsilcisinin elinde taşıdığı belgede 8 Nisan yazdığını gördüklerini söylediler.
Karantina tarihlerinin kişiye göre değişme olasılığı varsa eğer, bunun ölçütlerinin ne olacağı ve işçilere neden daha baştan test yapılmadığı gibi konular halen açıklığa kavuşmayı bekliyor. Gözaltı nedeni olarak ise, 18 Nisan tarihinde Belediye Meclis Üyesi Tom Adler ile bir Alınteri muhabirinin barınakları dışardan incelerken, işçilerin dışarı çıkması ve görüşme sırasında işverenin ihbarı sonucu yapılan polis kontrolü akla geliyor. Burada polis kimlikleri kayda geçirip, 2 kişiden fazla bir arada olma yasağı bulunduğunu ve 3 işçinin dışarı çıkmakla karantina yasağını deldiklerini açıklamıştı.
21 Nisan: SWR
Alman Tv kanalı SWR ekibiyle birlikte, yine 21 Nisan günü Nordbahnhof’taki barınak önüne gidildi. Bu kez işçiler dışarı çıkmadı ama işçilerle yapılan telefon konuşmaları kameraya alındı. İşveren temsilcisinin yeniden polis çağırması üzerine, bu kez SWR ekibinin de kimlik bilgileri kayıt altına alındı. Çalışma ve karantina koşullarındaki olumsuzluklar, yine tüm ayrıntılarıyla ekrana yansıtıldı.
İşçiler, Stuttgart 21 tünellerinde Erfa Ltd. adına demir bağladıklarını, Ocak ayından beri kendilerini maske verilmediğini, Alman ve Portekizli işçilerde hep maske bulunduğunu, saat ücreti 7 euro aldıklarını, günde 11 saat çalıştıklarını, tünellerde her gün yarım saat gidiş, yarım saatte gelişte yürümek zorunda kaldıklarını ve bunun ödenmediğini, tünellerde tuvalet bulunmadığını, aynı yerde yemek yediklerini, kendilerine Almanca anlamadıkları kâğıtlar imzalatıldığını vb. anlattılar. Elimizde işçilerin bu anlatımlarının bulunduğu bir video da bulunmaktadır.
Züblin ve Hochtief
Stuttgart 21 Mega Projesi’nin ana yüklenicileri olan Züblin ve Hochtief gibi dev Alman inşaat şirketleri, onlarca taşeron firma çalıştırıyor. Bu sefalet koşullarından haberleri olmadığını kimse söyleyemez. Erfa vb. taşeron firmalara gelene kadar, arada başka aracı şirketlerinin bulunduğu da biliniyor. Tıpkı bir saadet zinciri gibi, aracıların ve ilişkilerin saçaklandığı devasa bir kuralsızlık ve güvencesizlik tablosu yavaş yavaş belirginleşiyor.