Avrupa’da büyük tekeller koşulları fırsat bilip işten atma planlarını peş peşe açıklarken, Alman devleti „korumacılığa“ devam ediyor
HSBC’de işten atmalar yeniden gündemde
Çin destekli, merkezi İngiltere’nin Londra şehrinde kurulduğundan dolayı İngiliz menşeli, ülkenin en büyük bankası HSBC’de ertelenen işçi kıyımı yeniden gündemde.
HSBC Ceo‘su Noel Quinn, bankanın dünya çapındaki 235 bin çalışanına not göndererek, dışardan işe alımları tamamen durdurduklarını „İşten çıkarmaları süresiz olarak durdurmadık. Bu, olup olmayacağı değil, ne zaman olacağı meselesi.“ ifadelerini kullandı.
Mart ayında „maliyet düşürme“yi amaçlayan yeniden yapılandırma kapsamında 35 bin personelin işten çıkarılacağı açıklanmış, pandeminin ortaya çıktığı olağan dışı süreçten kaynaklı bu kararı banka yönetimi bir süreliğine ertelemişti.
Salgın sürecinde karlarının düştüğü ve ekonomik krizin dünya çapında yeni bir boyut kazandığını belirten Quinn, işten çıkarmaların zorunlu olduğunu iddia etti.
Volvo’da „beyaz yakalılara” kıyım.
İsveç merkezli araç üreticisi Volvo, salgını bahane ederek beyaz yakalı çalışan sayısını 2020 yılının sonuna kadar 4 bin 100 azaltacağını duyurdu. Şirket Ceo‘su Martin Luhdsteht yaptığı açıklamada, „Koronavirüs salgını ve bu salgın ile mücadele için alınan tedbirler bizim sektörümüzü ağır şekilde etkileyen bir piyasa durumuna yol açtı. Talebin toparlanması ile etkilerin daha düşük olması bekleniyor ve bizim de organizasyon yapımızı ayarlamaya devam etmemiz gerekli.“ dedi.
‘Air France’ devlet yardımına rağmen işçi çıkaracak
Fransız havayolu şirketi Air France, devletten aldığı milyarlarca euro yardıma rağmen en az 8 bin 300 çalışanı işten çıkaracağını açıkladı.
Air France KLM biriminde çalışan yaklaşık 300 pilot, 2 bin kabin memuru ve 6 bin yer personelinin işten çıkarılması için, „gönüllü olarak işten ayrılma isteyeceklerin öncelikli olacağı“ bir plan hazırlandığ bilgisi basına sızdı. Fransa hükümeti daha önce şirkete 7 milyar euroluk yardım hibesinde bulunmuştu.
Avrupa’nın en büyük ikinci havayolu şirketi Air France’den önce de British Airways 12 bin ve Alman Lufthansa da 22 bin çalışanın işine son vereceğini açıklamıştı.
Alman devletinden „korumacı“ önlemler
Almanya yabancı sermayenin ülkenin stratejik konumdaki sektörlerinde güç haline gelmesini engellemek için Kamu Yatırım Bankası aracılığıyla, devlet adına hisse toplamaya devam ediyor. Özellikle ABD ve Çin’in Alman ekonomisinin bel kemiği olan, stratejik konumlu tekellerine hisse senedi alma yöntemiyle girmeye çalışması önce Alman hükümeti tarafından ve sonrasında AB komisyonlarının hazırladığı yeni yasalarla engellenmeye çalışılıyor.
Alman Kamu Yatırım Bankası (KfW) tarafından 300 milyon euro karşılığında CureVac adlı yenilikçi biyoteknoloji alanında faliyet yürüten firmanın yüzde 43 hisse senedini satın alındı.
CureVac kendi alanında önde gelen tekellerden biri ve koronavirüse karşı geliştirilmeye çalışılan aşı konusunda dünya genelinde önde olan şirketlerden biri. Aşıların yanı sıra kanser ve antikor terapilerinin geliştirilmesinde aktif rol oynuyor. Mart ayında Trump, firmaya Covid-19’a karşı aşı çalışmalarını ABD’ye çekmek için büyük miktarda para teklif etmiş ama Alman hükümetinin tedbirleri ve Boston’da da laboratuvarı olan şirket yönetiminin red cevabıyla geri çekilmişti.