ADGB yazılı bir açıklama yaparak direnen Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yanında olduğunu açıkladı, herkesi desteğe çağırdı
İşçiler, emekçiler, kadınlar, gençler;
2 Ocak 2021 sabahı faşist AKP-MHP iktidarının şefi Tayip Erdoğan tarafından AKP eski Milletvekili adayı Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan protestolar yayılarak devam ediyor.
Hepimiz biliyoruz ki üniversiteler toplumun en önünde yürüyen, yeni düşüncelerin, fikirlerin ifade edildiği kurumların başında gelir.
Ekonomik ve siyasal olarak iflas etmiş iktidar, kitleleri yönetebilmek için onları sorgulayamaz, eleştiremez, her söylenene itaat eden sürü konumuna getirmek istiyor! Bütün gerici faşist diktatörler kanlı saltanatlarının sürekliliği için ilk önce üniversitelere saldırırlar. Bu saldırılar karşısında üniversitelilerin özerk, bağımsız, bilimsel eğitim mücadelesini yükseltmesinden daha doğal bir şey olamaz.
12 Eylül askeri darbesiyle kurulan YÖK, üniversite gençliğinin gündeminden hiç düşmedi. AKP iktidarı da bu darbe uygulamasını devralıp en etkin şekilde kullanıyor. YÖK’ün bunca yıllık dayatmaları sadece Boğaziçi’nde ODTÜ’de değil, ülke genelindeki üniversitelerde huzursuzluklara yol açmakta.
HDP Belediyeleri’yle başlatılan kayyum uygulamaları adım adım toplumun tüm kurumlarına dayatılıyor. AKP-MHP iktidarı kendi kontrolü dışında olan her yapıyı denetleyebilmek için adeta bir “kayyum iktidarı” oluşturmuş durumda.
Ancak ortaya çıkan büyük toplumsal tepkiden de anlaşılacağı gibi, 2 Ocak 2021 sabahı Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum atayarak iktidarını daha kırılgan hale getirmiştir. Melih Bulu’nun kayyum rektör olarak atanmasına karşı gösterilen tepki Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden başlayarak akademisyenlere, diğer üniversitelilere, gençliğe ve çok geniş bir halk kesimine yayılmış durumda. Bu toplumsal sahiplenme hali faşist iktidara karşı büyük bir öfkeye dönüşmektedir.
Polis şeflerinin ve iktidarın her türlü zorbalığına ve tehdidine rağmen gençlik boyun eğmiyor ve mücadelesini daha da yükseltiyor. AKP-MHP iktidarı korku içerisinde bu direnişin yeni bir Gezi isyanına dönmesinden endişe ediyor.
Ancak Gezi isyanı sadece AKP iktidarının, egemenlerin değil toplumun da hafızasında olanca görkemiyle hala capacanlı olarak durmaktadır. Üniversite gençliğinin tutuşturduğu bu direniş ateşinin yeni bir Gezi isyanına dönmesi faşist iktidarı yıkıp demokratik ve sosyal bir iktidarın yolunu açacaktır. Evet, gençliğin toplumun tüm ezilenlerine bir çağrısı var: “ Başını eğme, yukarı bak!” Bizlere düşen de bu çağrıya kulak vermek, sahiplenmek ve bulunduğumuz her alanda güçlendirmektir.
Avrupa Demokratik Güç Birliği olarak bulunduğumuz her alanda enternasyonal mücadeleyi büyütmeye ve Boğaziçi Direnişiyle dayanışmayı güçlendirmeye çağırıyoruz.
BOĞAZİÇİ DİRENİŞİ HEPİMİZİN DİRENİŞİDİR! YAŞASIN BİRLEŞİK MÜCADELEMİZ!
AVRUPA DEMOKRATİK GÜÇ BİRLİĞİ