Hong Kong’ta baskılara rağmen yine sokağa çıkıldı; İngiltere’de devrilen kölecilik anıtları; Almanya’da gurbetçilere hükümetten kötü haber
İngiltere: Devrilen kölecilik anıtları
Irkçılık karşıtı eylemlerin ardından sömürgeciliğin başkenti sayılan Londra’da köle tacirlerini sokaklardan silme hamlesi.
Londra belediye başkanı Sadiq Khan, Bristol şehrindeki 17. yüzyıl köle tüccarı Edward Colston’un heykelinin yıkılıp denize atılmasının ve Churchill heykelinin altına “ırkçıydı” yazılmasının ardından komisyon kurdu.
Bir kısmın “isyan kapsamında heykellerin yıkılmasının caiz olduğunu, diğer tarafın ise tarihi ve sanatsal değerlerinden kaynaklı heykellerin kalmasını savunduğu” tartışmada Londra belediye başkanı Khan, “Londra’daki heykelleri, tabelaları ve sokak isimlerini gözden geçìrmekle görevli bir komisyon kurulacağını“ duyurdu. Khan, bu gözden geçirme ve düzeltme çalışmasını “Londra’daki herkesin kazanımları ve çeşitliliğinin anılmasını sağlamakla” gerekçelendirirken “hangi mirasın kutlanacağının sorgulanması gerektiğinden” söz etti.
İngiltere’nin tanınmış çay markaları Yorkshire ve PG Tips, sağ görüşlü YouTuber Laura Towler’ın harekete destek vermediği için övdüğü çay markası “Yorkshire Tea” resmi Twitter hesabından Towler’a cevap verdi. Cevapta Towler’a “Lütfen bizim çayımızı artık içmeyin“ yazan firma geç kalınmış açıklama için Floyd’un abisinin sözlerine atıfta bulunarak “kendimizi eğitiyorduk” diye ekledi.
Sağ görüşlü tanınmış isimler, açıkça veya indirekt protestoları destekleyen firmaları hedef göstererek boykot çağrıları yapıyorlar.
Hong Kong: Tüm baskılara rağmen yine sokaklara inildi
Pekin karşıtı gösterilerin birinci yılında, eylemciler pandemiye rağmen sokaklara döküldü. Ulusal Güvenlik Yasasıyla Hong Kong’un özerkliğine fiili olarak son veren Çin’e karşı eylemler geçen yıl 9 Haziran’da başlamıştı.
Asya’nın finans merkezi sayılan Hong Kong’ta Çin’in baskıcı politikalarının hakim kılınması çabalarına karşı aylardır sokakları dolduran binlerce gösterici, yıldönümü saydıkları 9 Haziran’da yine sokaklardaydı. Binlerce kişinin katıldığı gösterilerde polisin saldırması sonucu bir çok kişi yaralandı ve 25 kişi gözaltına alındı.
Özerk Yönetim Başkanı Carrie Lam, düzenlediği toplantıda Çin yönetiminin baskıcı tutumuna ve kararlarına karşı gelen göstericileri, “Hong Kong’u kaosa sürüklemekle” suçladı ve göstericilerin “özgürlüklerini ve otonom statülerini ellerinde tutmak istiyorlarsa Çin Halk Cumhuriyeti’nin makul vatandaşları olduklarını kanıtlamaları gerektiğini“ ifade etti.
Çin: Pangolin kullanımına yasak
Pekin yönetimi geleneksel tedavi uygulamalarında koronavirüs taşıyıcısı olan ve nesli tükenmek üzere olan yabani hayvan statüsündeki pangolinin, pullarının ilaç yapımında kullanımını ve bazı bölgelerde şifa olduğu gerekçesiyle etinin kullanılmasını engelleyen yasa çıkardı. Yırtıcı hayvan pazarlarıyla ilgili yasaklama getiren Çin’in, geleneksel tedavi yöntemlerinde kullanılan yabani hayvanlarla ilgili yeni düzenlemelere ve yasaklara gidecegi bildirildi.
İtalya: ‘Şikayet Edeceğiz’ derneği
Mart ayından sonra salgnın hızla yayıldığı İtalya’da, sosyal medyada yayınlanan görüntülerde, devletin kizi yönetmedeki başarısızlığı, enfekte olanların evde durumlarının ağırlaşmasına rağmen ambulans gönderilmemesi ve tıbbi müdahalede bulunulmaması, 60 yaş üzerindeki hastaların hastanelere kabul edilmeyerek evlerinde ölüme terk edildikleri dünya gündemine düşmüştü.
Facebookta, yakınlarını devletin ihmal ve yetersizliğinden kaynaklı kaybedenler “Şikayet Edeceğiz“ adlı dernek kurdular. Salgında Kuzey İtalya’nın merkezi olan Bergamo savcılığına başvurarak dava açacak olan ailelerden Cristina Longhini “Birilerinin istifa etmesini ya da özür dilemesini istiyoruz. Birilerinin çıkıp sorumluluk almasını istiyoruz. Ki şu ana kadar kimse böyle birşey yapmadı.” İntikam değil adalet istediklerini söyleyen aileler yöneticilerin İtalyan halkına hesap vermesini istiyor.
Geçen ay da İspanya’da 3 bin aile ihmalkarlıktan kaynaklı kaybettikleri yakınları için hükümete karşı toplu dava açarak, sorumlular hakkında “taksirle ölüme sebebiyet vermek“ ve “yardım yükümlülųğünü yerine getirmemek“ suçlamaları yöneltmişti.
İtalya’da virüsten hayatını kaybeden insan sayısı 33 bin 964, İspanya’da ise 27 bin 136 kişi.
Almanya: Gurbetçilere Alman hükümetinden kötü haber
Almanya AB ülkeri dışında kalan 160 ülkeye seyahat kısıtlamalarını 31 Agustosa kadar uzatmayı planladığını bildirdi. Bugün yapılacak bakanlar toplantısında net karar açıklanacak.
Dışişleri Bakanı Maas, pandemi başlangıcında öncelikli doktor ve bilim insanlarının, sonrasında ise Alman vatandaşları ve oturum hakkı olan 240 bin kişiyi geri getirmek için yoğun çaba harcadıklarını ve yaz tatili ve aile ziyareti için AB ülkeleri dışında seyahat edenler için aynı yoğun çabayı göstermek zorunda kalmak istemediklerini açıkladı.
BM: 7,8 milyarlık dünya nüfusuna yetecek gıda var ama çoğunluğu yoksul ülkelerden 850 milyon insan aç
BM Genel Sekreteri Guterres, “Gıda sistemlerimiz çöküyor ve covid-19 salgını durumu daha da kötüleştiriyor.” uyarısında bulundu. Dünyada yeterli gıda ürünü olmasına rağmen her beş çocuktan biri yetersiz beslenmeden kaynaklı büyüme geriliği yaşıyor ve 850 milyon insan açlıkla savaşıyor. Pandemiyle birlikde yaşanan krizin 49 milyon insanı daha açlıkla karşı karşıya bırakacağını söyleyen Guterres, gıda güvenliğinin ülkelerin yardımıyla tekrar düzenlenmesi ve yardımların arttırılması gerektiğini belirtti.
Brezilya: Bolsonaro’nun covid yalanlarına mahkeme engeli
Brezilya halkının sağlığını hiçe sayarak “Kötü bir ekonomi, virüsten daha tehlikeli” politikası güden ve arkasında ordu desteği olan Bolsonara sivil Sağlık Bakanlarını peşpeşe görevden aldı, sonra da lojistik alanda general olan ordu mensubunu Sağlık Bakanı yaparak 20 Bakanı ordu mensuplarının emrine verdi.
Pazar günü ise general olan Sağlık Bakanı virüsle ilgili rakamların açıklanmayacağını duyurdu. Önce bin 382 olarak ilan edilen ölüm sayısı bir anda 525 olarak değiştirildi. Brezilya basınında çıkan haberlere göre, Bolsonaro’nun binin üzerindeki gųnlük ölüm sayısının daha az gösterilmesi için emir verdiği duyuruldu. Buna karşı açılan davada ise mahkeme kamuyu ilgilendiren olaylarda şeffaf bilgi verilmesinin zorunlu olduğu kararı aldı. Ancak Bolsonaro’nun yönetememe krizine karşı büyüyen öfkeye rağmen kendi borusunu orduyla birlikde öttürme politikası değişmeyeceğe benziyor.