KADINManşet

Meme vergisi – Mulakkaram

Orakla kesilen göğüsle başlayan isyan

Tarihin her döneminde farklı nedenlerle dönemin egemenlerinin erklerini korumak için kadın bedeni üzerinden nasıl bir kirli savaş yürüttükleri aşikardır. Çok uzak tarihe gitmeye gerek yok aslında, özellikle Ezidi kadınların zincirlenerek kafeslere konduğunu, 6 yaşındaki kız çocuklarından yaşlı teyzelere kadar köle pazarlarında satıldıklarını, en vahşi ve her türden saldırılara maruz kaldıklarını iç savaş vahşetinin yaşandığı Suriye topraklarında gördük. Asıl vahim olansa yaşanan vahşete karşı ‘korunan sessizlikti’. Çünkü erkek egemen kapitalist sistemin doğasında varolan kadına karşı şiddetin görünmesine ‘kota’ konuldu.

Aynı zamanda tarih kendi kadın kahramanlarını da aynı oranda yarattı. Ne yazık ki tarih yazıcılar eril zihniyetle bu kadın kahramanları unutulmaya terketti.

Ulusal birliğin sağlanamadığı bereketli Hindistan coğrafyası 550’ye yakın prenslik, aşiret, kastlar ve dinlerin karşıt inançların; çıkarların birbiriyle çatıştığı 1600’lü yıllarda İngiltere Krallığı İngiliz Doğu Hindistan Şirketi üzerinden Hindistan’ı sömürgeleştirmeye başladı.

Buna deniz ticareti yoluyla başlayan şirket zamanla Hindistan’daki parçalı olan yönetimlerin zaaf ve iç çatışmalarını kullanarak ekonomik sömürüsünü geliştirip tüm coğrafyada yaygınlaştırmış, zamanla politik, kültürel, dini konularda da tek söz sahibi olmuştur. Sarsıcı olan, İngilizlerin fazla olmadığı topraklarda özellikle Hindu olan alt kast erkekleri paralı askerlik yoluyla devşirilmiş farklı bölgelerde Ingilizlerin komutasında binlerce askerden oluşan kendi ordularını oluşturmuşlardı.

İngiliz karşıtı isyan ve iç savaşları bastırmak için oluşturulan orduda binleri geçen paralı askerleri finanse etmek sömürgeciler için ciddi külfet haline gelmişti. İngilizler ordu giderlerini sömürdükleri ve katlettikleri halktan topladıkları dolaylı vergilerle ödediler. Konumlarını korumak isteyen krallıkların ve prensliklerin alt kastlara uyguladıkları vergiler sadece halkı açlığa mahkum etmekle kalmaz aynı zamanda insani olarak aşağılayıcıydı.

Bu vergilerden biri de “Meme Vergisi”dir. Bugün Kerala Eyaleti olan topraklarda bulunan Tranvancore Krallığı alt kast olan Hindu kadınlarına uygular. Shudra – Nadar ve Ezhava gibi alt kaslara ait kadınlar üst kasta saygı göstergesi olarak Meme Vergisi’ni ödemek zorundaydı. Ödeyenler sadece gögüs kısımlarını kapatma hakkına sahipti, ödeyemeyenler üst kısımları çıplak gezmek zorundaydı. Bir kısım tarih yazıcıya göre bu uygulama üst kastlara karşı saygı ve katı hiyerarşi kurallarını korumak için uygulanan bir vergiydi. Yasa, Travancore’un, memenin yüksek statüdeki insanlara saygının bir sembolü olduğu geleneğinden geliyordu.

Daha yüksek sınıflara ait kadınlar hem göğüslerini hem de omuzlarını kapatırken düşük sınıf oldukları anlaşılsın diye alt kast kadınlarının göğüslerini kapatmaları yasaktı. İngilizlerin Hristiyanlığı misyonerler aracılığıyla yaymasıyla özellikle alt tabaka kadınları yeni inanışları olan Hristiyanlığın gereği diyerek uzun etekler giymeye başladılar. Bu aynı zamanda göğüs bezini takma hakkı için İngilizlere sığınmanın getirdiği bir tercihti.

1813-1859 yılları arasında kadınların üst kısımlarını kapatma hakkı bölgede alt ve üst kastlar arasında çatışmaların artmasına neden oldu. Alt kast kadınlarının göğüs bezi takması krallık yöneticileri için üst kastın kirlenmesi ve hiyerarşinin zarar görmesiydi. İsyanlarda okullar-kiliseler yakıldı. 1859 yılında krallık göğüs bezi takan iki kadını bir ağaca bağlayıp şiddet uygulayarak üstlerini çıkardı ve sonrasında idam etti. Bu olay üzerine isyan daha da şiddetlendi, dükkanlar yağmalanıp üst kastlara ait mülkle yağmalandı. 1859 yılında krallık alt kast kadınlarına göğüs bezi takma izni verdi ama üst kast kadınlarının kapanma ritüelleri yasaktı.

Tarihi tam olarak net olmasa da daha sonra yine krallık tarafından göğsünü kapatmak isteyen kadınlara ”Meme Vergisi” ödeme zorunluluğu getirildi. Üst kastlar tarafından o dönem alt kastlara ödetilen 110’a yakın ek vergiden sadece biriydi bu. Görevliler ev ev dolaşıp göğüsleri yeni çıkmış ergen kızların ve kadınların göğüslerini elleriyle ölçüyor, kadınların göğüsleri ne kadar büyükse vergi de o kadar artıyordu. Bu uygulamanın kadınlara cinsel taciz ve aşağılama boyutunu hatırlatmaya gerek yok sanırız. İngiliz sömürgesi altında zaten açlığa mahkum olan alt kast kadınlarının çok azının bu vergiyi ödeyebilme gücü bulduğu, kadın bedeni üzerinden uygulanan zorbalığın boyutunu ifade etmeye yetiyor. Egemen sınıf tarihçilerinin kimi aktarımlarında İngiliz sömürüsü altındaki Hindistan tarihini ”Barbar kültür” anlayışına indirgemeleri ve sömürgecilik dönemini yok sayarak aktarmaları ise başka bir pespayeliktir.

Meme Vergisi’nin kalkması çok da uzak olmayan bir tarihtedir: 1924 yılında Kerala eyaletinde… Yine bir isyan eden kadın kahraman vardır bu hak almanın ardında. Kimi yazıcılara göre efsanedir. Yaşadığı bölgenin halkı içinse Hindistan tarihinde unutturulmak istenen bir kadın kahraman. Yöre halkı arasında bölgenin adı ”Göğüslü kadının ülkesi”dir. (Mulachhipuram) Bu kahramanın adı Nangeli’dir. Evine giden müfettişler, yasayı çiğneyen Nangeli’den vergi isterler. Nangeli bu defa orağı tarla biçmek için değil isyan ederek göğüslerini kesmek için kullanır. Kestiği göğsünü muz yaprağının üstüne koyarak müfettişe verir. Aynı gün kan kaybından hayatını kaybeder.

Hindu geleneklerine göre bedeni yakılırken eşinin aynı ateşe atlayarak intihar ettiği yöre halkı tarafından söylenmektedir. Ezhava alt kastına ait olan Nangeli, Thia, Nadar ve Dalit alt kastlarına ait kadınların ödemek zorunda olduğu ”Meme Vergisi”nin kalkması için bedenini ortaya koyarak protesto etmişti.

Ressam Murali T 2012 yılında yerel bir bankanın kurum içi dergisini karıştırırken, Nangeli hakkında aynı bölgede yaşayan Cherthala adlı yerlinin kısa bir haberine rastlar ve efsane değil unutturulmaya çalışılan gerçek tarih olduğunu anlar. Murali, Nagali’nin hakkettiği yeri ve saygınlığı kazanması için temsili resimlerini yaparak sergiler açmaya devam ediyor.

Daha fazlası

İlgili

Close